Hayat kolay değil
Birkaç ay önce, Türkiye’de büyük teknelerin sayısının arttığını, marinalarda yer bulanmaz hale geldiğini, denizi ve denizciliği bilmeyen, kimsenin de adını sanını duymadığı bir grubun koca koca teknelerin sahibi olduğunu yazdım.
Bunların sınırsız kaynakları ve giderek artan talebi yüzünden gerçek deniz tutkunlarının marinalarda yer bulamadığına, marinaların bağlama fiyatlarının uçuşa geçtiğine değindim.
Marina personeli bu yatların sahipleri ile ilgili kimlik bilgisi elbette vermiyordu ama marina dedikodularında bunların “deniz tutkusu” ile edinilmediği hep konuşuluyordu.
Ve böyle teknelerden birinin sahibini hep birlikte öğrendik.
Ünsal Ban.
Ve milletvekili eşi.
Ünsal Ban’ın yurt dışına kaçma şüphesiyle yakalandığı ve yeni yatıyla kaçmak istediği, iktidara yakın medyada ballandıra ballandıra anlatıldı.
Allah tarafından güvenlik güçlerimiz uyanıktı da, yakalandı.
Ama boşanma davası ile ortaya dökülmeye başlanan pisliğin boyutu bu yakalanma ile fosseptik patlaması düzeyine doğru ilerledi.
Ünsal Ban ve eşinin birlikte satın aldığı ve aile içi anlaşmazlığa neden olan teknenin değeri milletvekili eşinin beyanına göre yaklaşık 82 milyon TL.
Bu satın alma bedeli.
Bunun bir de masraf kalemi var.
Evrensel olarak bir teknenin yıllık ortalama masrafının tekne fiyatının yaklaşık yüzde 8’i civarında olduğu var sayılır ama biz öyle yapmayalım.
Büyük tamiratlara, uzun dönemli bakımlara girmeden sadece yıllık basit masraflara bakalım.
Bu değerde bir teknenin kaptanı, eğer ecnebi değilse ayda en az 30 bin TL alır.
Yılda 360 bin.
Yanına yaz kış bir gemici gerekir.
10 bin de o desen.
Yılda 120 bin.
Bu boyutta bir tekne Göcek’te ise marinaya yılda 1 milyon TL’ye yakın bir para öder. Daha uygun fiyatların olduğu bir yerde ise en az 500 bin TL öder. Ortalama 750 diyelim.
Fazla gezmeyip, yılda sadece 1 depo yakıt ile idare etse böyle bir yatın deposu en az 250 bin TL’ye dolar.
Yazın tekneye bir aşçı ve bir de servis elemanı alsan onlara da ayda en az 30 bin TL verirsin.
3 ayda o da eder 120 bin.
Kumanya, yeme, içme paralarını koymuyorum bile.
Sadece teknenin tek başına yıllık masrafı 1 milyon 600 bin TL.
O da fazlası ile iyimser bir hesapla.
Buna motor arızası, jeneratör arızası, bakımı, her yıl zehirli boya, birkaç yılda bir boya, teak bakımı, teak onarımı, buzdolabı, su yapıcı, hidrofor, termosifon arızası katmadım bile.
Tüm bu tamiratların “Marine” olduğunu ve bir ustanın tekneye adım atmasının 500 Avro’dan başlayan bir işlem olduğunu da eklemedim.
Ve tekneye ödenen 82 milyonu da yok saydım.
Ve bu teknenin sahibi karı kocanın biri öğretim üyesi, diğeri milletvekili.
Sonra “Milletvekiline belediyeden ihale” diye kızıyorsunuz, yok SPK, MPK tutturuyorsunuz.
Ne yapsın kadıncağız, ne yapsın öğretim üyesi koca.
Hayat hiç ucuz değil.
O tekne bedava mı dönüyor, bedava mı yüzüyor?
Üstelik bu sadece tekne masrafı.
Daha ev var, o teknenin sahibine yakışacak otomobiller var.
Varoğlu var.
Kuru maaşla bu işleri yapabilecek olanınız varsa çıksın ortaya.
Ya da ebediyete kadar sussun.
Bozmayın insanların mutlu mesut hayatlarını.