Bazen unutulmuş masalları hatırlatmak, kültürün aktarımı açısından çok ama çok önem taşıyor.
Ben de zaman zaman bunu yapmaya çalışıyorum.
Bugün hatırlatacağımız masalımızın adı Batı kültüründen aparılmış “Kırmızı Başlıklı Kız” değil elbette.
Tamamen yerli ve milli bir masal “Altay Tankı”.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 2007 yılında “yerli ve milli bir tank” üretilmesi kararını aldı.
Savunma Sanayii İcra Komitesi tarafından alınan bu karardan sonra, yerli tankın Kurtuluş Savaşı komutanlarından Fahrettin Altay’a ithafen Altay adını alması ve prototipin Koç Grubu’nun savunma sanayi şirketlerinden Otokar tarafından geliştirilmesi için sözleşme imzalandı.
Otokar, Altay tankını Türkiye’nin diğer savunma sanayi şirketlerinin de katkısı ile geliştirecekti. MKEK, Roketsan, Aselsan gibi ulusal kurumlarımız da tankın kendileri ile ilgili bölümlerinin geliştirilmesine katkı sunacaktı.
Otokar, Altay’ı hızla geliştirmeye başladı.
Tankın iki bölümü dışında yerlilik oranı yüksekti.
Ancak motor ve taret bölümlerinin Türkiye’de dizaynı ve üretimi başlangıç aşamasında mümkün olamadığı için motor Almanya’nın MTU şirketi tarafından üretilecek, taret teknolojisi ise ABD’den gelecekti.
Savunma Sanayi Başkanlığı bu duruma itiraz etti.
Motor yerli ve milli olmalıydı. Almanya daha önce savunma sanayi meselelerinde maraza çıkarmıştı. Güvenemezdik. Aynı durum ABD menşeli taret teknolojisi için de geçerliydi.
Motor için yerli Tümosan işaret edildi.
“Tümosan bu motoru yapamaz” uyarılarına rağmen Tümosan ile anlaşıldı. 54 aylık bir süre içinde Tümosan bu motoru geliştirecekti.
Diğer teknolojiler için Güney Kore’ye başvuruldu ve sözleşme yapıldı.
Uzunca bir süre sonra Tümosan’ın motoru geliştiremeyeceği ortaya çıktı. Epey bir vakit kaybedilmişti. Motor için de Güney Kore ile ortaklık kuruldu. Bu iş de Hyundai’nin bir şirketine verildi.
Ve sonunda 2012 yılında iki adet ana prototip tamamlandı.
Tüm testleri yapıldı ve 2015 yılında seri imalata geçme kararı alındı.
Otokar 10 adet tankı bitirmişti.
Bu arada Altay tankı için herkes kuyruktaydı!
Suudi Arabistan, Azerbaycan, Katar orduları bu tankı almak istiyor, Türkiye bu tanklar için teklif veriyordu.
Yıl 2013’tü.
Bu arada Tümosan’ın motor yapma çabaları da devam ediyordu.
Ancak proje bir türlü bir sonraki aşamaya geçemiyordu.
İddialar bu işi Koç Grubu'na bağlı Otosan’ın yapmasının istenmediği yolundaydı. Ardından Altay tankının seri üretimini kimin yapacağını belirlemek için 2018 yılında ihaleye çıkıldı.
İhaleyi o günlerde AK Partili olan Ethem Sancak’ın BMC’si Otokar’ı geçerek kazandı.
Otokar’ın yetersiz olduğu, daha önce aldığı zırhlı araç ihalelerini zamanında tamamlayamadığı, ürettiğini söylediği araçların sözleşmelere uygun olmadığı iddiaları havada kaldı, BMC ile sözleşme imzalandı.
BMC’nin bir ortağı da Katar Ordusuydu.
Bir süre sonra ihale şartnamesinde olmayan bir hamle gerçekleşti.
Sancak-Katar ortaklığının tankı yapabilmesi için, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait Tank Palet Fabrikası bu ortaklığa verildi.
Ancak aradan yıllar geçiyor, Altay tankının üretimine geçilemiyordu.
2015’te teslim edilmesi öngörülen tankın prototipleri 2013’te bitmiş, üretim ihalesi 2018’de yapılabilmişti ama üretim başlamıyordu.
Bir süre önce bir gelişme daha oldu.
Ethem Sancak, BMC’deki hisselerini ani bir şekilde iktidara yakın bir başka gruba, demir çelik yatırımları ile bilinen Tosyalı Holding’e devretti.
Ve ihaleden bu yana 5 yıla yakın bir süre geçtiği halde ortada ne bir tank var ne de herhangi bir gelişme.
Kim bilir belki tanklar da, aynen 250 bin konut gibi seçimden sonra teslim edilecektir.