Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        CHP liderinin ABD gezisi herkesin dilinde.

        İktidarı savunanlar CHP liderinin ABD’den icazet almaya gittiğini, gizlice önemli isimlerle görüştüğünü ya da görüşeceğini söylüyorlar.

        CHP tarafı ise sessiz kalmayı tercih ediyor, biz de burada geziye kabul edilen gazetecilerin yazdıklarından ve Oray Eğin’in olay yerinden aktardıklarından neler olduğunu öğrenmeye çalışıyoruz.

        Yazıya şunu söylemeden başlamış olmayayım, bir parti liderinin, kendini iktidar adayı gören bir parti liderinin Türkiye ile yakın ilişkideki ülkelere gidip, kendisini ve siyasi görüşlerini anlatmasından, ilişki kurmasından daha normal bir şey olamaz.

        CHP’ye ve liderine sanki ABD’den talimat almaya gitmiş havasını yaratmaya çalışan iktidarcılar hatırlasın ki, Başbakan olmadan önce Recep Tayyip Erdoğan da ABD’ye geniş heyetlerle gitmiş, kapsamlı görüşmeler yapmıştı.

        Bu gezilerin organizatörü Cüneyd Zapsu da o zamanlar şimdiki muhalefet tarafından eleştirilmiş, o zamanlar New York’ta tercümanlık ve ufak tefek turizm işleri yapan şimdinin Prag Büyükelçimiz Egemen Bağış’ın siyasi yıldızı da, bu geziler sırasında parlamıştı.

        Bu yüzden de Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisi normaldir, sıradandır.

        Ancak şu ana kadar gelen haberlere bakarak edindiğimiz izlenimlerde normal olmayan Kılıçdaroğlu’nun ABD’de hiçbir önemli sayılabilecek isimle, Cumhuriyetçilerin ve Demokratların ağır toplarından herhangi biriyle görüşmemiş, görüşememiş, görüştürülmemiş olmasıdır.

        Türkiye’den kalabalık bir heyet ile ABD’ye gidip orada iki hafta önce Türkiye’de olan Profesör Gökhan Hotamışlıgil, 1 ay önce Türkiye’de olan Profesör Daron Acemoğlu, sık sık Türkiye’ye gelip giden Mehmet Toner ile görüşmek bana göre iş falan değildir.

        Yok eğer faaliyetler Türk öğrenciler ve Türkiye’ye zaten sık sık gidip gelen Türk bilim insanları ile görüşmekten ibaret değilse, görüşülen isimleri gizlemenin de bir faydası yoktur.

        Tam aksine manasız yakıştırmaları haklı çıkaracak bir gizlilik olur bu.

        Daha da önemlisi, bir ana muhalefet lideri ABD’ye gittiği zaman mutlaka oranın önemli düşünce kuruluşlarında bir konuşma yapmalıdır.

        Kemal Bey’in en azından FPRI, CFR gibi bir merkezde görüşmeler yapması, burada bir konuşma ile dünya ve Ortadoğu meselelerine bakışını anlatması gerekirdi.

        Hatta belki de, CHP’nin Human Rights Watch ve Freedom House yöneticileriyle bir araya gelmesi partinin özgürlük ve insan hakları ile ilgili söylemlerinden ötürü önemli olurdu.

        Şimdilik bunların hiçbiri olmadı.

        Bilinen programda da böyle faaliyetler görülmüyor.

        Acaba bunlar becerilemedi mi, yoksa karşı taraflar bu görüşmeleri istemedi mi bilmiyorum.

        Ama siz partiden Osman Korutürk, Faruk Loğoğlu, Onur Öymen gibi isimleri uzaklaştırıp, Namık Tan gibi isimlerin partiye girmesini engelleyip onun yerine Musul Başkonsolosunu alırsanız olacağı budur.

        Bu arada bu gezide pek de ortalıkta görünmeyen bir başka isim ise CHP’nin ABD temsilcisi Yurter Özcan.

        “Niye önemli bir think tank’de bir konuşma organize edememiş” diye sordum sağa sola.

        Halk TV’ye yakın kaynaklardan gelen bilgiye göre Yurter Özcan’ı görevden almışlar.

        Nedeni ise Sezgin Baran Korkmaz meselesinde aldığı sert tavırmış.

        Anlaşılan o ki ABD’de yargılanmakta olan Sezgin Baran Korkmaz, Türkiye tarihinin en geniş katılımlı, en geniş yelpazeye yayılan siyasi koalisyonunu kurmuş.

        İnşallah bir gün bu koalisyonun içindeki unsurları da öğreniriz.

        42 milyar nerede!

        42 milyar nerede!
        0:00 / 0:00

        Bir süre önce bir soru sordum.

        Sorunun muhatabı SGK ve Sağlık Bakanlığı idi.

        Zaten oldukça zor durumda olan Sosyal Güvenlik Kurumu, Sağlık Bakanlığı'na 80 küsur milyar TL'lik bir ödeme yapmıştı.

        Ancak SGK'nın Sağlık Bakanlığı'na borcu 38 milyar TL idi.

        Zor durumda olan bir kurum, Sağlık Bakanlığı'na 42,3 milyar TL'lik fazladan ödeme yapmıştı.

        Bunu da ben ya da herhangi bir muhalif söylemiyordu.

        Devletin en üst denetleme kurumu, Sayıştay bulup söylüyordu.

        Kayıp ve kaçağı tespit eden Sayıştay'dı.

        Bu fazla para niye ödenmişti!

        Az uz değil, ödenmesi gereken gerçek borçtan daha fazla idi.

        SGK borcunun iki katı ödeme yapmıştı.

        Göçmelerin mi, milyonlarca Suriyelinin mi, Somali'den getirilip her tarafa yerleştirilen binlerce Somalilinin mi kimin sağlık giderleri için bu para SGK'dan yani sizin benim fonlarımdan ödenmişti?

        Yoksa Şehir Hastaneleri'nin ödemeleri mi SGK'nın üzerine yıkılıyordu?

        Bilmiyorduk.

        O yüzden de sorduk.

        Günler geçti ne Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan ne de Sağlık Bakanlığı'ndan bir yanıt geldi.

        Zannederim bu 42 milyarı babalarının parası zannediyorlar ve canlarının istediği yere aktarabileceklerini düşünüyorlar.

        Eğer bir ayıba imza atmadılarsa, bu paranın neden ödendiğini açıklamalılar.

        Yok eğer yaptıkları bir kabahat ise.

        Gizlemeleri ve unutturmaya çalışmaları çok normal.

        İlkesizlik

        İlkesizlik
        0:00 / 0:00

        Teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin AK Parti'ye katılması ile ilgili eleştirime iktidar tarafından şöyle bir yanıt geldi.

        "CHP'nin siyasi savrulmasından dolayı ilkelerine ters düştüğü için CHP'den ayrılması çok doğal değil mi? Ne yapacaktı, ilkelerine uymayan bir partide devam mı edecekti?"

        Doğru.

        Buna bir itirazım yok.

        Kimsenin de yok zaten.

        Bu yüzden de Muharrem İnce'nin Memleket Partisi'ne katılmasını kimse eleştirmedi.

        Hadi diyelim ki orayı da beğenmedi.

        Zafer Partisi'ne katılabilirdi.

        Hadi orayı da beğenmedi.

        Vatan Partisi'ne bile katılabilirdi.

        Garip olan AK Parti'ye katılması oldu.

        Daha garip olan ise AK Parti'nin türlü hakaret ettiği böyle bir şahsı partiye kabul, bırakın kabulü davet etmesi oldu.

        Olay başından sonuna, tüm taraflar için ilkesizliğin dibidir.

        NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

        NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Eleştirdiğimize benzemediğimiz zaman.

        Diğer Yazılar