Scooterlar terörden çok can alıyor
Aylar yıllardır yazıp duruyorum.
Kimsenin umuru değil.
Ne belediyelerin, ne iktidarın, ne muhalefetin.
Şaşırtıcı mı?
Tabii değil.
Al birini vur öbürüne.
Sözünü ettiğim ve edeceğim mesele “Scooter terörü”.
Hani şu iki tekerlekli, eski trotinetlerin elektrikli versiyonu.
Çin’den ithal edilip, sokaklarımızı saran rezillik.
Başta İstanbul olmak üzere tüm büyük kentlerimizde araç sürücülerinin ve yayaların kabusu, kullanıcılarının ise Azrail’i olan sözde ulaşım aracı.
Hiç bir trafik kuralına bağlı olmadan trafiğin içinde cirit atan kendisi küçük etkisi büyük felaketler.
Dün yine İzmir’de iki genç scooterda can vermiş. Gün geçmiyor ki, birileri bu aletlerin üzerinde ya ölmesin ya yaralanmasın.
Neredeyse her gün bir can.
Ve buna rağmen bunların en ufak bir kuralı yok.
- Trafiğin içinde cirit atıyorlar, bir plakaları yok.
- Tek kişilik olmalarına rağmen bazen iki, bazen üç kişi biniyor kontrol eden yok.
- Trafiğin içinde ve hiç de yavaş sayılmayacak bir hızla kullanılmalarına rağmen kullanıcılarda en ufak bir koruyucu ekipman, bırakın koruyucu ekipmanı bir kask bile yok
- Trafik kurullarına tabii olmadıkları için araç trafiğine ters yönde gitmelerine bir engel yok.
- Kullanıcısının canı çekerse yolda araçların arasında, canı çekerse kaldırımda yayaların arasında gitmelerini engelleyen birisi yok.
- Motorlu araç olmasına rağmen kullanıcıların ehliyeti olup olmamasının önemi yok.
- Kullanıcının bir alt yaş sınırı yok. 3 yaşında çocuklar bile binebiliyor.
Bu saydıklarımın hepsi doğru, hepsi gerçek.
Birkaç gün önce Şişli’de yemin ederim en fazla 6-7 yaşlarında üç çocuk trafiğin içinde hızla yol alıyorlardı.
Her gün tek yönlü trafikte tersten üstünüze doğru gelen bir scooterla mutlaka burun buruna geliyorsunuz. Uyarırsanız bir de küfür yiyorsunuz.
Kaldırımda ayağınıza takılan, çarpan bir scooterla mutlaka muhatap oluyorsunuz.
Ve tüm bunlardan daha önemlisi bu aletleri kullanan bir genç, bir çocuk sürekli ölüyor.
Ve bu rezillik yetmezmiş gibi, aynı sisteme şimdi bir de küçük motosikletler dahil olmuş.
Ne kask zorunluluğu, ne ehliyet sorgusu, ne başka bir şey.
Fıldır fıldır geziyorlar.
Ve daha vahimi sözde trafik polisleri de bunlara hiçbir şey yapmıyor, sormuyor.
Bu kadar rezillik boşa olmaz diyorum.
Birileri bu işin rantını, avantasını, rüşvetini fena yiyor olmalı ki, bu rezalet artarak sürüyor.
Ve bunun doğal sonucu olarak gençler ölüyor.