Seçim kaybetmenin kitabı nasıl yazılır
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendini Sedat Peker zannetmeye başladı.
Peker’in sosyal medya popülaritesini görünce, Peker’in suskunluğunu da fırsat bilip onun yoluna girdi.
Pekervari iddialarla kendini ortaya attı.
Ancak arada bir fark var.
Peker, iddiaları yalanlanınca hemen belgesini ya da tanığını ortaya koyuyor.
Kılıçdaroğlu ise kendi iddiasının altında kalıyor.
Üstelik de bu bir değil, iki değil, üç değil.
Kemal Bey bu kez de daha önce Peker tarafından ortaya atılmış bir suçlamayı, iddialı bir şekilde gündeme getirdi.
Karşılığında çok sert bir tepki aldı.
Şimdi yapması gereken bu iddiayı kanıtlamak.
Kanıtlayamaz ise bu sözlerinden fayda sağlayan taraf suçladığı kişiler olacak.
Bir anda aklanmış ve gri alandan beyaz alana geçmiş olacaklar.
Kılıçdaroğlu’nu kanıtlayamayacağı bu iddiaları gündeme getirtenler kimler ise büyük ihtimalle CHP’ye değil, AK Parti’ye çalışıyorlar.
Yok eğer öyle değil ise Kılıçdaroğlu seçimleri kazanmak değil kaybetmek istiyor.
İktidarın kanıta gerek duyulmayan, tam aksine halkın bizzat içinde yaşadığı ve öfkelendiği yanlışları varken, sadece ekonomiden, doğalgaz fiyatlarından, elektrik fiyatlarından, çarşı pazar fiyatlarından, 5 müteahhitten, bütçe açıklarından, ülkeyi işgal etmiş Suriyelilerden, kiralardan, yurtsuz kalmış öğrencilerden, işsizlikten, göçmenlere kaptırılan işlerden, bulunmayan ilaçlardan, randevu alınamayan hastanelerden, zenginle fakir arasında açılan uçurumdan bahsederek iktidarı darmadağın edebileceği bir ortamda kanıtlayamayacağı iddialarla ortaya çıkması gerçek anlamda bir siyasi aymazlıktır.
Böylesi bir aymazlık ancak ve ancak seçimi kaybetmek isteyen biri tarafından yapılır.
Eğer öyle değilse durum yine vahimdir.
Sonuçları tahmin edilemeden, hesaplanmadan yapıldıysa o daha felakettir.