Belki çok tekrarlıyorum ama beni gerçekten rahatsız ettiği için tekrarlıyorum.
Ne yazık ki, maalesef, üzülerek görüyorum ki, AK Parti’nin siyaset tarzı ülkenin genel siyaset tarzı haline dönüşmeye başladı.
Muhalefet partileri de, AK Parti’yi kıyasıya eleştiren partiler de, aynı üslupla siyaset yapmaya başladılar.
Bu tarzdan kastım şu.
Tehdit, sindirme, aşağılama, medyaya akreditasyon uygulama, gazetecilere hakaret etme, siyasi gücü kötüye kullanma…
Ben örneklerini tek tek saymayayım siz zaten bunu gözlemliyorsunuzdur çevrenizde.
Ne yazık ki, bu tarz genel geçer ve tüm siyasi kanatlarca kabul edilmiş makbul tarz olmaya başladı.
AK Parti içinde kimilerini “Goebbels” olmakla suçlayanlar kendi Goebbelslerini yaratmaya ve aynı üslubu benimsemeye, benimsemek ne kelime, içselleştirmeye başladılar.
Burada vasıfsız ve başka türlüsünü görüp öğrenmemiş sözde basın danışmanlarının ya da siyasi danışmanların yanı sıra kazık kadar siyasetçilerin de ciddi hataları, yönlendirmeleri var.
İktidar kadar muhalefet siyasetçilerinden de tehditler, hakaretler havada uçuşuyor.
Son örnek İngiltere’den.
Bir gazeteci, CHP liderine maksatlı bir soru soruyor.
Evet soru maksatlı.
Evet gazeteci iktidarın kontrolündeki, hatta elindeki bir gazetenin Londra temsilcisi.
Evet bu gazeteci bu soruyu belli ki, iktidarın isteği doğrultusunda muhalefeti gözden düşürmek, sıkıntıya sokmak için soruyor.
Ama ne olursa olsun bu gazeteciyi aşağılayamazsınız.
Orada elinde gazeteci olduğunu gösteren belge ile bulunan birini “trol" olarak niteleyemez, aşağılayamazsınız.
En fazla sorusunu duymazdan gelebilir, bu soruyu maksatlı sorduğunu söyleyebilir, siyasetçi gibi değil gazeteci gibi davranmasını isteyebilir, tartışabilirsiniz.
Ama “Sen trolsün” demek doğru bir şey değildir.
O zaman eleştirdiğiniz iktidarın bir kopyası, aynısının başka rengi olursunuz.
O zaman da iktidarın bu yanlış tavırlarını eleştirme hakkınız kalmaz…
Siz de bir anda kötü örneğe dönüşürsünüz.
Toplumdaki umutsuzluk da tam orada başlar.
İki seçenek de birbirine çok benzemeye başlıyorsa, ortada seçenek kalmamış demektir.
Seçeneksizlik de umutsuzluğun ta kendisidir!