Memleket mi, takım mı!
Gündem arsızı bir toplum olduk.
En önemli, en ciddi meseleyi tartışma ve gündemde tutma süremiz iki, bilemedin üç gün.
Mesela ülkeyi sallayan, sarsan bir adam vardı, adı Sedat Peker’di.
Hatırlayan var mı!
Milyonlar peşinde idi. Her lafı büyük olay oluyordu. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı diyen de vardı, Temiz Eller Savcısı diyen de…
Aylardır sessiz.
Unutuldu gitti.
“Yahu birader ne oluyor” diye soran yok.
Hadi adamı unuttunuz.
Ortaya attığı iddialar.
185 milyon dolar rüşvet toplandığını söyledi.
Kıyamet koptu.
Üç gün geçti unutuldu.
Bu olayla ilgili videolar yayınladı.
4.5 milyon avroluk yatlar ortaya çıktı.
Unutuldu gitti.
Herkes kaldığı ya da ara verdiği yerden devam ediyor.
Demirören’in birkaç milyon dolara aldığı araziler, iktidar eliyle rant kapısı haline çevrildi. İmar rantı ile iktidara destek devşirildiği açıkça ortaya koyuldu. Sistemin 20 yıldır nasıl işletildiği, laboratuvar ortamı gibi herkese açıkça gösterildi.
İki günde unutuldu gitti. Hatta “Golf sahası imiş zaten. Bize ne” noktasına dündü iş. Oysa mesele iktidara desteğin nasıl ranta çevrildiği idi ve sadece golf sahası değil orman arazileri de vardı işin içinde.
Umursamamız üç gün sürdü.
Ormanada sitesinde Sırp mafya babası yakalandı. 8 yıldır aramızda imiş meğer. Bahçesi günlerce kazıldı. Komşulara göre bahçede ceset çıktı, Emniyet’e göre ise öyle bir şey olmadı.
Sonuçta İstanbul enternasyonal mafyanın buluşma yeri, başkenti olmuş.
İki gün gürültü. Sonra unutuldu gitti.
Hiçbir şeyin peşinden koşmuyoruz.
Hiçbir şeyi gündemde tutmuyoruz.
Hiçbir şeyi uzun süreli umursamıyoruz.
Bunu bilen iktidar ve hatta iktidarlar da canlarının çektiği gibi at oynatıyorlar.
Biliyorlar ki, Pazar günü verilen bir penaltı, verilmeyen bir penaltı, yanlışı bir hakem kararı hepsinden daha önemli.
Taraftarı olduğumuz takımın son 10 yıllık yanlış hakem kararlarını ezbere biliyor ve unutmuyoruz.
Ama memleketle ilgili dün yapılan yanlışı bugün unutuyoruz.
Ne zaman adam oluruz biliyor musunuz!
Ülkemizi takımımız kadar sevdiğimiz zaman.
Memleketin hakkını tuttuğumuz takımın hakkı kadar koruduğumuz zaman.