Siz hiç korkar mısınız!
Dün Celal Şengör’ün sert uyarısını yazıp, İstanbul’u bekleyen deprem tehlikesine bir kez daha dikkat çekince pek çok okurun tepkisini de çektik.
“Bunu yazarak eline ne geçti? Ne yapalım yani gidecek yerimiz, çıkacak evimiz mi var? Niye bizi korkutuyorsunuz! Bizim elimizden ne gelir ki! Bundan ne çıkarınız var?” diyen okurlar oldu.
Sizin elinizden gelen çok şey var ama siz bunun farkında değilsiniz.
Deprem gerçeğini göz önüne almayan, yaşadığınız kentleri depreme hazırlamayan, sizin, çocuklarınızın, torunlarınızın hayatlarını kurtaracak planlamayı ve dönüşümü yapmayıp bu parayı abuk sabuk yerlere harcayan, doğru düzgün afet planlaması yapmayan, yapamayan, deprem toplanma alanlarını bile üç kuruş rant için imara açanlara hesap soracaksınız.
Sizin elinizden gelen bu ve bundan daha güçlü hiçbir şey yok.
Dün deprem sonrası pek çok İstanbullu kendini sokaklara attı.
Toplanacak yer bulabildiniz mi!
Tabii ki bulamadınız.
Yer olmadığı için, kavşak göbeklerinde toplanan insanlar gördüm.
Olası bir İstanbul depreminde içecek su, yiyecek tek kap yemek, sıçacak bir yer bulabilecek misiniz hiç düşündünüz mü!
Şehir hastaneleri şahane, çok güzel.
Peki bir deprem anında herkes o hastanelere ulaşabilecek mi, ulaştırılabilecek mi!
Kent içinde hastane olmasının ne kadar önemli ve değerli olduğunu hatırladınız mı!
Celal Şengör, dünyanın en önemli deprem bilimcilerini Türkiye'ye getirdi.
Dünyanın en iyi üniversitelerinin, jeoloji alanındaki, jeofizik alanındaki anıt isimlerini.
Bir tek kamu yöneticisi, bir tek bakan ya da belediye başkanı kendilerini davet edip görüşmedi. Parayla değil, bedavaydı.
Çünkü bilginin önemli olduğu bir yönetim anlayışımız yoktu bu ülkede.
Ve siz buna tek kelime etmediniz.
Çünkü siz de elinizdeki gücü bilmiyorsunuz. Kullanmıyorsunuz.
Sonra Celal’e ve bana kızıyorsunuz, “Bizi korkutuyorsun” diye.
Güldürmeyin beni.
Sizi zangır zangır titreyen binalar, çatlayan duvarlar, 7 büyüklüğünde depremler korkutamıyor.
Biz mi korkutacağız?