Asgari ücretli ABD'de yaşasın
Asgari ücret açıklandı.
Sendikaların beklediğinin altında, genel beklentiye yakın bir artış oldu.
TÜİK’e göre enflasyon yüzde 84,4, İstanbul Ticaret Odası’na göre enflasyon yüzde 105, ENAG’a göre enflasyon yüzde 170 iken 2022 yılındaki asgari ücret artışı yüzde 74.
AK Parti zamanlarının en yüksek yıllık artışı.
2002 senesinde yüzde 59 oranında artmıştı asgari ücret.
2007’de, yani AK Parti’nin en parlak yıllarında, AB’ye girmeyi planladığımız zamanlarda, Türkiye’nin yükselen yıldız olduğu günlerde ise yüzde 5,9’du asgari ücret artışı.
Ve kimse şikayetçi olmuyordu.
Çünkü işler iyi gidiyordu, daha da iyiye gideceğine ilişkin bir beklenti vardı.
Özgürlükçü bir rejim var gibi görünüyordu, kriterler Kopenhag’dı, Maastrich’di.
Bugün gelinen noktada ise en güvenilmez enflasyon oranının bile 10 puan altında bir zam.
Resmi enflasyondan daha aşağıda kalan bir ücret artışı.
Oran tüm zamanların rekoru ama yine de kimse memnun değil.
Tabii iktidara yakın ya da iktidara gizli yakın tüm yayınlar, anında “Dolar bazında en yüksek asgari ücret” demeye başladılar bile.
Doğru mu?
Elhak doğru…
Dolar yiyip, dolar içiyorsanız, marketlerde fiyatlar dolar ise doğru.
Ama 1 yıldır baskılanan dolar hiç artmadığı ama fiyatlar dolardan bağımsız olarak arttığı için alım gücüne hiçbir katkısı yok bu dolar bazındaki asgari ücret artışının.
1 yıl önce Aralık’ın bugünlerinde dolar 18,162 kuruştu, artış neredeyse 0.
Tüketici fiyatları ise yüzde 100’ün üzerinde artmış.
İstanbul Ticaret Odası geçinme endeksine göre bile artış yüzde 105.
Yani bugün 455 dolara yükselen asgari ücret, satın alma gücü açısından geçen yılın 225 doları ile eşdeğer.
Yani bir asgari ücretli, aldığı maaş ile ABD’ye tatile falan gitmeyi planlıyor ise bu artış ona iyi gelecektir.
Yok eğer et, süt, pirinç, un, şeker, yağ almayı planlıyor, kira ödüyor ve elektrik kullanıyorsa durumu geçen senekinden kötü olacaktır.
Hele hele marketlerin dün itibarıyla fiyat etiketlerini değiştirip, fiyatları arttırmaya başladığı haberleri doğru ise çok kötü olacaktır.
İşin özü şudur.
Ekonomi sadece ekonomi değildir.
Ekonomi siyasettir, hukuktur, adalettir, insan haklarıdır, özgürlüklerdir, nereye gitmek istediğinizdir.
2007’de AB yolundaki Türkiye’de yüzde 5,9’luk asgari ücret artışının sağladığı satın alma gücünün, bugünün yüzde 74’lük artışından fazla satın alma gücü sağlamış olmasının nedeni budur.
Makam arabasını değil, hukuku Avrupa’dan ithal etmek daha doğru olur.
Müteahhitlerin itibarı otomobille artabilir ama devletin itibarı hukukla artar.