Suçlular güçlü olunca
Eski manken Özge Ulusoy’un emekli asker babası Ankara’da bir trafik kazasında hayatını kaybetti.
Ulusoy da babasına düşkün evlat gibi feryat ediyor, sorumlulardan hesap sorulmasını istiyor.
Bunun üzerine kazayı yapan kadının yakınları Özge Ulusoy’a tehditler savurmaya başlıyor.
“Haddini bil, bilmezsen bildiririz” diyerek.
Yuh artık.
Kadın babasını kaybetmiş.
Acı içinde çırpınıyor.
Kendince suçlu gördüğü sürücünün yargıya hesap vermesini istiyor.
Her acılı insanın yapacağı gibi.
Sürücü suçlu mu, değil mi bilemem.
Onu raporu gösterir, suçlu ise cezasını yargı verir.
Ama suçlu veya suçsuz kazayı yapan, bir evladı sevdiği babasından ayıran biri veya onun yakınları acı içindeki aileyi tehdit edemez.
İçinde bir damla insanlık olan biri en fazla, “Özge Hanım acınızı anlıyoruz ama bu bir kaza. İsteyerek yaptığımız bir şey değil. Suçumuz var ise de bunu belirleyecek olan yargıya güvenin” der geçersiniz.
Babasını kaybetmiş birini bir de tehdit etmezsiniz.
Ama ne yazık ki, ülke artık bu halde.
Herkes herkesi tehdit ediyor, herkes herkesin malına, mülküne hakkına, hukukuna çöküyor.
Biz bunu bazen böyle olaylarda görüyoruz.