Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sinan Ateş cinayeti sanığı olarak tutuklu bulunan Avukat Serdar Öktem’in Ultraslan’ın başında olan Sebahattin Şirin ile ilişkisini anlatmış, bu kişinin Mustafa Cengiz döneminde Galatasaray’a nasıl üye yapıldığını sormuştum dün.

        Yanıtı aldım.

        Dönemin Sicil Kurulu Başkanı Selçuk Erdoğmuş kardeşim ile buluştuk.

        Anlattı.

        Söz konusu avukat daha önce 4 ya da 5 kez Galatasaray Spor Kulübü’ne üye olmak için başvurmuş.

        Her seferinde reddedilmiş.

        Son başvurusunda da kendisine referans olarak eski bir yönetim kurulu üyesi ve tanıdık bir başka üye başvuru formunu imzalamış.

        Daha sonra kendisini mülakata çağırmışlar.

        “Dünya görüşü olarak bize çok uygun biri gibi görünmüyordu. Ama bizde iyi bir Galatasaraylı intibaı bıraktı. Maçlara giden, yıllardır kombine alan, Galatasaray’a düşkün biri olduğunu anlattı. 30 kişinin çalıştığı bir hukuk bürosunun sahibi olduğunu anlattı. Üstelik İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün de avukatlık bürosuydu. Emniyet’in davalarına onun bürosu bakıyordu. Doğrusu suç örgütleriyle bağlantılı olabileceği hiç aklımıza gelmedi. Bu yüzden de kendisini iyi bir Galatasaraylı olduğunu düşünerek üye yaptık. Referanslarının kim olduğunu KVKK nedeniyle açıklamam mümkün değil ama hepimizin tanıdığı Galatasaraylı isimler” dedi.

        Şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım.

        Sinan Ateş cinayetinden tutuklu avukatın bürosu, İstanbul Emniyeti’nin de avukatlığını yürütmüştü.

        Galatasaray’a üye olması, bunun yanında mesele bile sayılmazdı.

        Akıl yürütme metodu

        Akıl yürütme metodu
        0:00 / 0:00

        Batı ülkeleri birkaç gündür Türkiye’de, özellikle de İstanbul’da bir terör saldırısı ihtimali nedeni ile vatandaşlarını uyarıyorlar.

        İlk uyarı ABD’den geldi.

        Sonra Fransa, Almanya, İngiltere hepsi sıraya girdi.

        Sonra Beyoğlu’ndaki konsolosluklarını da tatile sokmaya başladılar sıra ile.

        En sonunda Fransa’nın İstanbul’daki okulu Pierre Loti’yi de tatile soktuğu mesajı geldi cebime.

        Özellikle Beyoğlu’nda meydana gelebilecek bir terör saldırısına karşı vatandaşlarını uyaran Fransızların, vatandaşlarının çocuklarının gittiği aynı bölgedeki bir okulu açık tutmaları zaten aptallık olurdu.

        Biz Türkler ise salak salak bakınıyoruz “Ne oluyor” diye.

        Adam yerine koyup bir açıklama yapan olmadığı için, Dışişlerimizin mukabele-i bilmisil kabilinden tüm bu ülkelere gidecek Türklere yaptığı uyarıları duyuyoruz sadece.

        İyi de memlekette ne oluyor?

        Bu uyarılar niye!

        Bu ülkelerdeki meslektaşlarımızı aradığımız zaman onların da bir bilgisi olmadığı ortaya çıkıyor.

        Peki ne oluyor!

        O zaman geriye kalan tek şey akıl yürütme metodu oluyor.

        İngiltere’nin diğer ülkelere oranla daha kısıtlı biçimde yaptığı uyarıya bakıyorum önce.

        İngilizler vatandaşlarını “Şırnak, Hakkari ve Türkiye-Irak sınırının doğusu ile ilgili olarak uyarıyor”.

        Bu illere yapılacak ziyaretlerin kesinlikle ertelenmesini söylüyor vatandaşlarına.

        Bu uyarıya diğer uyarıları da ekleyince insanın aklına bir tek şey geliyor.

        Türkiye, bu ülkelerde Kuzey Irak’a bir harekat yapma konusunda uzlaştığı ve seçim öncesi bir güç gösterisi olarak PKK’ya yönelik bir operasyon yapacağı.

        Batı ülkeleri, Türkiye’nin gerçekleştireceği bu harekata karşı PKK’nın büyükşehirlerde, özellikle de İstanbul’da bir eylemle karşılık verebileceğini düşünüyor olmalılar.

        Bu uyarıların da nedeni muhtemelen bu beklenti.

        Biliyor muyum!

        Hayır.

        Sadece akıl yürütüyorum.

        Yok eğer durum bu değilse.

        En azından bir açıklama yapılır da, bize bir türlü söylenmeyen bu gerekçeleri belki öğrenmiş oluruz.

        Ama gördüğüm şudur.

        İstanbul polisinde de bir teyakkuz hali var.

        Özellikle bazı bölgelerde asayiş tedbirlerinde büyük artış var.

        Denemesi bedava olsa

        Denemesi bedava olsa
        0:00 / 0:00

        Yine faiz indirimlerinden söz edilmeye başlanması, yanlışta ısrarın faturasından ders alınmadığı konusunda bir kaygı uyandırıyor.

        Ben de geçen hafta bir dönem adı Ekonomi Bakanlığı için anılan, hatta Nureddin Nebati’den önce ona teklif götürüldüğü ama bu teklifi kibarca reddettiği iddia edilen ve dünyanın önemli bankalarından birinde çok önemli bir pozisyonda olan tanıdık bir finansçı ile bir yemekte sohbet etme fırsatı buldum.

        Haliyle mevcut ekonomik durumun sürdürülebilir olup olmadığını sorduk.

        Verdiği yanıt önemliydi.

        “Mayıs’a kadar büyük bir sıkıntı çıkmadan sürdürürler. Enflasyonda da tedrici düşüş sürer…”

        Peki ya Mayıs’tan sonra?

        “Mayıs’tan sonra ufak ufak faiz artırımına gitmek şart. Faizde makul artışlar yapıp, gerekli hallerde bunun sürdürülebileceği ve rasyonel olunacağı mesajı verilirse fazla sorun olmadan ekonomi rayına doğru ilerler. Ama faiz artırımı ve gerekirse artırımının sürebileceğini hissettirmek şart.”

        Ya faiz arttırmaya yanaşmazlarsa…

        “Ciddi sıkıntı olabilir. Rusya ile doğalgaz ödemesini bir yıl öteledik. Seneye iki misli ödeme demek. Suudi Arabistan’dan, Körfez’den bu yıl birtakım paralar geldi. Doğalgaz parasını hiç ödemeyeceksek, Körfez’den bu belirsiz paralar gelmeye devam edecekse, turizmde yine işler iyi gidecekse belki biraz daha idare ederler ama sürdürülebilir bir durum değil. Seçimden sonra AK Parti de kazansa faiz arttırmak şart”

        Bir olasılık da faiz indirimlerinin devam etmesi…

        “Bunu düşünmek bile istemiyorum. O zaman 2021 Aralık ayından hiç ders alınmamış demektir. Tam bir felaket olur. Ama yapacaklarını zannetmiyorum.”

        Aslında durum şu.

        200 km/s süratle giderken otomobili duvara çarpıyorsunuz.

        İçinden sağ çıktığınız için 200 km/s ile duvara çarptığınız her seferinde otomobilden sağ çıkacağınızı zannetmeye başlıyorsunuz.

        Ama artık otomobilin içindeki tüm güvenlik sistemlerinin kullanıldığını ve bir daha kullanılamaz halde olduğunu düşünmüyorsunuz.

        Elbette yine denenebilir.

        Ama ne yazık ki, denemesi bedava değil.

        NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

        NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Başkalarının geleceği üzerine kumar oynamadığımız zaman.

        Diğer Yazılar