Başarısızlığı başarı diye yutturmaya çalışmak tehlikeli bir şeydir.
Ama ondan daha tehlikelisi ve hatta felaketle sonuçlananı başarısızlığı başarı zannetmektir.
Başkalarını kandırmaya çalışmak başkaları için tehlikelidir.
Kendini kandırmak ise kendi felaketimizle sonuçlanır.
Türkiye bir süredir ne olduğunu pek de anlamadığımız bir ekonomi politikası uyguluyor.
2021 yılının son aylarında, iktidar yüzde 19 olan faiz oranlarını düşürme kararı aldı.
Amaç faizi düşürerek enflasyonu düşürmek idi.
Bu karar alındığında, Merkez Bankası faizi kağıt üzerinde indirmeye başladığında Türkiye’de enflasyon yüzde 19’lar seviyesindeydi.
Enflasyon da hemen hemen aynı düzeyde idi.
Dolar kuru ise 11,40 idi.
Merkez Bankası faizi yüzde 14’e indirdi.
Enflasyon birdenbire yükselişe geçti ve Aralık ayında yüzde 38’e çıktı.
Dolar kuru tam bir patlama yaşadı.
18 TL düzeyine yaklaştı.
Her şey alt üst oldu.
Ama iktidar hemen kılıf uydurdu.
“TL’yi güçsüzleştiriyoruz çünkü ihracat patlayacak. Dolar bolluğu olacak. O zaman dolar fiyatı kendi kendine düşecek.”
Bir yandan bunu söylerken diğer yandan TL’nin dolara kaçmasını engellemek için Kur Korumalı Mevduat diye bir şey uydurdular. Faiz, kur karşısında az kalırsa aradaki farkı ödeyeceklerdi. Gizli faiz.
Bir yandan da kur fazla yükselmesin diye kuru baskılamaya başladılar.
Buldukları tüm dolarları sattılar, dolar cinsinden borçların ödemesini öteleyip dolar ihtiyacını ertelediler.
Bu uygulama açıkladıkları politikanın tam tersi bir sonuç verdi.
İhracatçı zor duruma düştü.
Tam aksine ithalat patladı.
İhracatın ithalatı karşılama oranı tarihi dibini yaptı.
İhracat ile ithalat arasındaki fark ihracat aleyhine tüm zamanların rekorunu kararak 110 milyar doları aştı.
Bu politikanın uygulandığı 2022 yılının resmi enflasyonu yüzde 85 olurken, gerçek enflasyon yüzde 130 civarı oldu.
Bu arada Merkez Bankası’nın açıkladığı faiz, piyasada karşılık bulmadığı için faizler kağıt üzerinde düşerken gerçekte arttı.
Sisteme erken dahil olan kur korumalı mevduat sahipleri yüzde 70’ler civarında faiz geliri elde ettiler.
Bankalar yüzde 30’a yakın faiz vermeye başladılar ve şimdi bankalara da faizi daha da arttırabilecekleri sinyali verildi.
Yani işin özü enflasyonu indirmek için sözde faiz indirimleri yapılmadan önce gerçek faiz yüzde 19, enflasyon yüzde 19, dolar kuru 8,30 TL idi.
Faiz indirimleri başladıktan sonra enflasyon yüzde 100'ün üzerine çıktı. Gerçek faiz yüzde 30’ları aştı. Kamunun borçlanma faizi son 20 yılın en yüksek düzeyine ulaştı.
Kur korumalı mevduata geçenler yüzde 70 civarı getiri elde etti.
Dolar kuru da 19 TL’ye yaklaştı. Dolardaki fiyat artışı üzerindeki baskıya rağmen yüzde 110'u buldu.
Ve şimdi bu bize bir başarı öyküsü olarak anlatılıyor.
Bu sadece bize yönelik bir söylem ise hiç sorun yok.
Dinleriz.
Yok ama eğer bunun gerçekten bir başarı olduğunu zannediyorlarsa…
O zaman Allah Türkiye’yi korusun.
Amin…