Uzman muhabirim belediyeden bildiriyor
İki gün önce, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bir deprem toplantısı yaptı ve geniş bir katılımla “İstanbul Deprem Seferberlik Planı"nı anlattı.
Ben de davetli idim ama çok önceden planlanmış bir başka buluşmam olduğu için gidemeyecektim.
Zaten gitmeme de gerek yoktu, toplantıya bu konuda uzman bir muhabirim katılacaktı.
Celal Şengör gidecekti.
Toplantıdan sonra muhabirim aradı, “Tüm malzemeyi topladım geliyorum” dedi.
Elinde dosyalar, dijital materyaller ile geldi.
Genelde siyasetçilere deprem konusunda kızgın olurdu ve İmamoğlu’na deprem konusunda kızgın ya da biraz kırgındı, biliyordum. Ama bu kez keyfi şaşırtıcı biçimde yerinde idi.
Başladı anlatmaya.
Sonunda kestim.
“Detayları bırak da sonucu söyle” dedim.
“Doğrusunu istersen şaşırdım. İBB çok iyi bir hazırlık, çok yerinde bir planlama yapmış. Konuyu çok doğru biçimde ele almışlar. 1999 depreminden sonra yapılması gerekip de yapılmayan, eksik kalan ne varsa hepsini görüp planlamışlar. Ama bir sorun var” dedi.
“Neymiş o sorun” diye sordum.
“Anlattıklarının ancak yarısını yapabilir. O da iyi ihtimalle” dedi.
“Çünkü tamamını yapmak için merkezi idarenin desteği, düzenlemeleri gerekiyor. Bu destek olmadan yapamaz. Ben Başkan’ı içeri atmak isteyen bir merkezi idarenin bu plana destek vereceğini zannetmiyorum. Keşke herkes el ele verip bu oldukça iyi diyebileceğim çalışmaya destek verse” dedi.
Kendisine teşekkür ettim.
Boğaz tokluğuna çalışan bir muhabir olduğu için yemeğini ısmarladım.
Arada da İlber Ortaylı’nın sözleri nedeniyle biraz dalga geçtim.
O da bana Naci Görür’ün ne kadar iyi, ne kadar düzgün, ne kadar şahane bir adam olduğunu anlattı. “Hatta bazen biraz fazla iyidir” dedi.
Haklıydı.
Naci Hocamız da şahane bir adamdır.