Seçimden sonra ne yapılmalı
Türkiye’de ekonominin durumu ve geleceği herkesin kafasında önemli bir yer işgal ediyor.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin önemli bankalarından birinin genel müdürü ile sohbet ettim.
Benzer bir sohbeti depremden önce de AK Parti’nin bakanlık teklif ettiği ama kabul etmediği söylenen bir başka isimle de yapmış, köşemde de ufaktan değinmiştim.
Her ikisinin de ortak söylemi şu oldu:
“Mevcut ekonomik durum seçime kadar sürdürülebilir. Haziran ayına kadar bir sıkıntı görünmüyor.”
Peki ya sonra.
Orada da iki önemli ismin söyledikleri benzer.
“Seçimden sonra elbette bir ayar gerekiyor. Seçim sonrası iş başına gelecek olan iktidar kim olursa olsun faizlere bir ayar çekmek zorunda. Yani faizi belki bir tık arttırmak ama daha önemlisi ne kadar gerekirse o kadar arttırmaktan çekinmeyeceğini göstermek zorunda. Eğer uluslararası piyasalara bu gösterilirse işler hızla yoluna girmeye başlar. Seçimden sonra bunu yapmak şart.”
Seçime kadar hiç bir sorun çıkmaz mı!
“Çıkabilir. Kurları bu noktada tutmak zor olabilir. Kura uygulanan baskı patinaj yapmaya başladı bile. Eğer dış kaynak bulmakta zorlanmaya başlarlarsa bu durum kurlara seçimden önce yansımaya başlar.”
Her ikisi de seçim sonrası küçük bir faiz dokunuşu ile durumun toparlanabileceğini görüşünde. Ancak deprem sonrası konuştuğum için banka genel müdürü biraz daha temkinli.
“Depremden ötürü dış kaynak ihtiyacı arttı. Bu yüzden akılcı ekonomi politikasının önemi de arttı. Finans dünyasına verilecek mesaj çok önemli. Akılcılıktan uzak, ekonomi biliminin gerçeklerinden uzak bir anlayış sürdürülmeye alışılırsa, depremin faturası çok çok daha ağır olur.”