30 mümkünken niye 20
Depremde evini barkını kaybeden vatandaşlarımıza evler devlet tarafından yapılacak ve bu evler yine devlet tarafından vatandaşa satılacak.
Açıklama böyle.
Konutlar ve ahırlar vatandaşa vadeli ve faizsiz olarak satılacak.
Bu açıklanırken, sanki vatandaşa bir kıyak yapılıyormuş gibi hava da oluşturuluyor.
Oysa zaten yasa böyle.
7269 sayılı kanun, depremzedeler için yapılan konutların hak sahiplerine “vadeli ve faizsiz kredi” ile verilmesini düzenliyor.
Yani ortada iktidar tarafından depremzedeye yapılmış bir ekstra “iyilik” yok.
Yasa böyle emrediyor.
Hatta tam aksine, yasa bu konutların en az 20, en fazla 30 yıl vade ile verilmesine imkan sağlarken, iktidar bu süreyi 20 yıl ile alt limitten belirlemiş. Oysa vatandaşa 10 yıl daha fazla süre verilebilirdi.
Düşününce Türkiye’yi deprem riskinden korumak aslında ne kadar kolaymış değil mi!
Yıkılan evleri yeniden yapmak yerine, bu evleri yıkılmadan yeniden yapmayı planlayacak bir aklın yönetmesi gerekiyormuş Türkiye’yi.
Yani deprem riski taşıyan konutları yeniden yapmak isteyenlere faizsiz kredi verilseymiş.
Televizyonlarda yapılan yardım kampanyasına sadece kamu bankaları ve kamu kurumları 91 milyar TL verdiler.
Bu para deprem öncesi faizsiz kredi verilmesi için bir “faiz fonu” oluşturmak için kullanılsa, muhtemelen kentlerimizi büyük oranda yeniler, olası büyük depremleri, felaket olarak değil, az can kaybı verdiğimiz doğal afetler olarak atlatırdık.
Böyle bir fonla Türkiye’nin bugün açıkladığı resmi faiz oranları ile yaklaşık 900 milyar TL’lik bir kaynağın finansman gideri karşılanır ve bu para ile riskli kentlerdeki riskli yapıların hemen hemen tamamı risksiz hale getirilmiş olurdu.
Üstelik biliyoruz ki, bu maliyet KOİ projeleri için müteahhitlere ödenen paranın üçte birinden azdı.