O büfeler de taşınsa
GEZİ Parkı’na inşa edilecek “Kışla” dışında güzel olacak gibi görünüyor.
Ancak olmayacak.
“Kışla”dan ötürü değil.
Kilise yüzünden.
Anlatayım.
Taksim Meydanı’nda güzelim Aya Triada Kilisesi vardır.
Kutsal Üçlü Kilisesi.
Taksim’deki en güzel bina, hatta tek güzel binadır.
Ama göremezsiniz.
Çünkü çevresi Taksim’deki en çirkin görüntüyle sarılmıştır.
Büfelerle.
Evet şahane hamburger yaparlar. Tostları, dönerli sandviçleri çok lezzetlidir ama görüntüleri berbattır.
Tam bir karmaşa, tam bir hengâme, tam bir zevksizlik örneğidirler.
Aya Triada’nın çevresini bir kanser gibi sarmışlardır ve kiliseyi göremezsiniz bile.
Şimdi meydan yapılıyor. Tertemiz, pırıl pırıl bir meydan olacak.
Su makseminin arkasındaki otoparka da anladığım kadarıyla güzel bir cami yapılacak.
Tüm bunlar yapılırken o büfeler de oradan kaldırılsa.
Aya Triada Kilisesi bütün güzelliğiyle ortaya çıksa, hemen çaprazına yapılacak camiyle birbirlerine baksalar.
O büfeler de yeraltına mı indirilir, yeni yapılacak kışlanın içinde bir yere taşınıp daha şık bir hale mi getirilir... Ne yapılırsa yapılsın şimdiki halinden daha iyi olur.
Taksim Meydanı görsel bir kirlilikten kurtulmuş olur.
Amara’yı izleyin
AMARA bir korku filmi karakterinin adı değil.
Bir film de değil.
Amara bir köy.
Ve eğer 4 Nisan günü bir işiniz yoksa, Şanlıurfa’nın Halfeti İlçesi’nin Amara Köyü’nde olacakları bir izleyin lütfen.
Diyeceksiniz ki, “Nereden çıktı şimdi bu”.
Amara Köyü’nü belki Ömerli olarak biliyorsunuz.
Abdullah Öcalan’ın doğup büyüdüğü köy.
PKK ve Öcalan yandaşları 4 Nisan günü bu köyde büyük şenlikler düzenleyecekler.
Niye biliyor musunuz?
Çünkü o gün Abdullah Öcalan’ın doğum günü.
Bu nedenle burada yapacakları kutlamaları ne olur bir izleyin.
Böyle bir şeyi büyük ihtimalle hayatınız boyunca görmemişsinizdir.
PKK yandaşları, Öcalan’ın doğum gününü neredeyse bir “ayin”, bir “tapınma” gibi kutlayacaklar.
Öcalan’ın anılarında “Altına yatıp, ağzıma bir ot parçası alıp hayal kurardım” diye anlattığı ceviz ağacının altına toplanacaklar, orada “Öcalan’dan kalma bir parça” bulmak amacıyla toprağı eşeleyecekler.
Bu “kutlamaları” izlerseniz, terörü bitirmek için devletin Öcalan’la görüşmesinin nedenlerini daha iyi anlarsınız.
Kürt siyasetinde D ve T farkı
AMARA Köyü’ndeki doğum günü şenliklerinden kısa bir süre sonra Diyarbakır’da başka bir şenliğin hazırlığı yapılıyor.
Kutlu Doğum Haftası şenlikleri.
Bu kutlama için toplanacak kalabalık, Amara’da toplanacak olanların tahminen birkaç yüz katı olacak.
Bu iki olay aslında Kürtler arasındaki “siyasi ayrışmanın” bir göstergesi.
Kürt siyasi hareketi artık bölündü.
Bir yanda PKK eksenindeki hareket.
Terörün sona ermesiyle birlikte bu hareket “laik-sol-Kürtçü” bir harekete dönüşecek.
Diğer yanda ise “İslami eksenli” bir Kürt hareketi var.
Bunlar da AK Parti içinde siyaset yapacaklar.
Belki marjinal bir bölümü Hizbullah’ın çevresinde toplanacak.
Bu iki farklı hareketi birbirinden en net ayıran şey ise bir harf. Bunlardan ilki, yani PKK ekseninde olanlar kendilerini “Kürt” olarak tanımlıyor. İslami eksende toplananlar ise “Kürd”.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Diyetler kafa karıştırmaktan başka bir işe yaradığı zaman.