Zor günler
Bu maçı oynamak, yazmak ve yorumlamak bir Türk evladı için, her insan için çok zor!
Ne gönüller istiyor, ne eller gidiyor kaleme. Böylesi zor zamanlarda hayat devam ediyor diye, hiçbir şey olmamış gibi kalkıp yürümek de kolay değil. Sahadaki oyuncuların da aynı durumda olduğunu söylemek yanlış olmaz. Tek teselli vatan birliği içinde herkesin birbirine sarılması. Maç öncesi görüntüler bu anlamda yüreğimizi burktu, gözlerimizi yaşarttı. Ama oyuncular, taraftarlar ve polisin kucaklaşması görülmeye değerdi. Evet acımız büyük. Zor günlerden geçiyoruz. İnsan söyleyecek söz bulamıyor. Nutuklar tutuluyor,boğazlar düğüm düğüm. Bu vatan bu kalleş saldırıları, bu ölümleri hak etmiyor.
Gencecik fidanlarımız yok oluyor. Gereği yapılsın, bitsin artık bu terör.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine sabır, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Maç öncesinde; zirveye yakın durmak adına; Galatasaray için kıymetli bir üç puan duruyordu kenarda. Eğer alırsa lider Başakşehir ve Beşiktaş’la aradaki fark kısalacaktı. Takım içi sıkıntılar, hafta içi gelen ani operasyon Galatasaray’ı nasıl etkilemişti? Sarı-Kırmızılı ekip oyuna hızlı başladı. Yasin’le de hazırlanışı güzel bir gol buldu. Atağı başlatan Podolski’nin pası kalite kokuyordu. Erken gol oyunu durdurdu. Antep çok daha fazla pozisyon buldu. Final vuruşlarındaki acemilik Galatasaray adına bir şanstı. Oyunun ikinci bölümünde Galatasaray rakibinin daha çok üzerine gitti. Selçuk ve Sneijder biraz hareketlenince daha çok pozisyona girdiler. İkinci golü de buldular ama yine bir “duran top klasiği” golünü de yemeden edemediler. Fatau’nun atılmasından sonra maç süresince attıklarından ve kaçırdıklarından fazlasını Gökhan’ın üzerine vurdular. Son sözü gecenin adamı Yasin söyledi. Üç gollü galibiyete karşın Galatasaray’ın oyunu tatmin edici düzeyde değildi. Takımın futbolu plansız bir görüntü çizdi. Savunma sıkıntıları artık kronikleşti. İlk yarıda Linnes’in kanadından çok geldiler. Yerine Sabri girdi, ilk topu havaya dikti. Stoperin yükünü hala Hakan Balta taşıyor. Serdar Aziz zamanlama hataları yaptı. Orta saha ayağında top tutamadı. İlk yarıda Sneijder boş dolaştı, üretken değildi. İkinci yarıda şutlarını hatırladı ama kritik pozisyonlarda ağır kaldı. De Jong ofansif anlamda doğru müdahaleler yaptı. Hücumda ise topu ayağına alan kafasına göre takıldı. Herkesin gözü Bruma’nın üzerinde. Topu alsın, sıfıra insin tehlike yaratsın. Geri kalan oyuncular onu izliyor, onu bekliyor. Hele rakip 10 kişi kalınca bulunan fırsatlar konsantrasyon eksikliği ile cömertçe harcandı. Bu da kaliteli ayaklara yakışmadı.
Galatasaray, zirveye yanaştı, ama oyunu dağınıktı. Organize olamadılar. İki haftadır 10 kişi kalan rakiplerinden maçı koparmakta zorlandılar. Belki istediği sonucu aldılar ama gelecek haftalar için bu futbolun yetmeyeceği de bir gerçek. Yine de ülke olarak yaşadığımız travmanın futbolcuları da,dolayısıyla oyunlarını da çok etkilediğini unutmamız gerekiyor.