Eğitim ve tatile bölgelere göre ayar şart!
Çocukların okulları ve tatilleri, Türkiye’de hemen hemen herkesi yakından ilgilendiriyor. Hatta denebilir ki, hayatımızın akışı da önemli oranda çocukların eğitim ve tatillerine göre şekilleniyor.
Mesela Milli Eğitim Bakanlığı’nın okulların tümünü aynı anda tatile çıkarması demek, ülke genelinde aynı anda hareketlilik, aynı anda başta THY olmak üzere tüm havayolu uçaklarının, otobüslerin, eğlence ve tatil mekânlarının dolup-boşalması demek. Bu aynı zamanda yönetilmesi büyük bir sorun, büyük bir israf ve ekonomiye de büyük zarar veren sıkıntı demek! Düşünün, 80 milyonluk, 7 bölgeye dağılmış, dört mevsimin yaşandığı kocaman bir ülkede aynı anda tatile çıkılıyor. Sebep?
Sadece bu kış değil, her 15 günlük yarıyıl tatili sebebiyle başta kayak merkezleri olmak üzere ülkemizin sezon itibarıyla tercih edilen eğlence ve turistik mekânlarında bu tarihlerde doluluk ve tabii olarak da pahalılık söz konusu oluyor. Çünkü kısa sayılabilecek tatil zamanı dilimlerinde, aynı anda tesislere hücum ve doluluk, sonrasında boş günlerin olması, arz-talep dengesini böyle kurgulatıyor.
Halbuki kışın 15 günlük yarıyıl tatili, Türkiye’nin bölge, nüfus ve diğer parametrelerine göre 2 aya yayılsa, hem tesisler rahat edecek, verimliliği yakalayacak, hem de vatandaş telaşsız ve uygun fiyatlarla tatilini yapacak. Yeter ki devlet cenahından, hükümetten bir yetkili, bu hususları Bakanlar Kurulu’na getirsin çözüm bulunur...
Rize’deki öğrenciyle, Marmaris’tekinin aynı tarihlerde eğitime başlamasının bir mantığı var mı? Maksat yurt sathında aynı anda yapılan törenler ise eğitime ilk başlanan ve en son kapanışı yapan bölge veya şehirlerde gerekli organizasyonlar yapılarak, Maarif Nezareti mesajlarını gayet iyi iletebilir.
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, bu konuda ne düşünüyor acaba? Hemen hemen bizim dışımızda dikkate alabileceğimiz bütün ülkelerde tatiller bölgelere göre yapıldığına göre durumu Sayın Avcı’ya takdim ediyorum.
Tur Operatörleri Platformu Sözcüsü ve Tur Andiamo Yönetim Kurulu Başkanı Cem Polatoğlu, turizmciler adına bu fikri gündeme getirip, lobi yapıyor, fakat mevzu sadece turizmle de sınırlı değil. Ulaşım, kırtasiye, tekstil, kitap gibi birçok sektörü kapsıyor. Hatta başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere tüm kamu kurumları için de faydaları söz konusu.
Şimdi yarıyıl tatili sebebiyle turizmci Polatoğlu’nun gözüyle olaya bakalım: “Kış tatilinde Uludağ’da 1 gecelik oda fiyatı ulaşım hariç 600 TL. Ama aynı otel bir gün kala veya sonrası 200 TL. Aynı dönemde Bulgaristan’da 1 haftalık kayak turu ise ulaşım dahil 249 Euro. Yaz tatilinin başlamasıyla 5 yıldızlı otelin gecesi 300 TL. Oysa tatil başlamadan bir gün önce aynı otelin gecelik fiyatı 150 TL. Yaz tatili bitince de 80 TL.”
Türkiye’de yaklaşık olarak 18 milyon ortaöğretim ve 4.5 milyon üniversite öğrencisinin olduğu dikkate alınırsa, yaz ve kış tatillerinin bu şekilde belli dönemlere sıkıştırılmasının hiç kimseye faydası yok.
Öte yandan dini ve resmi bayramlarda hep beraber tatile çıkma geleneğini zaten yerine getiriyoruz. Hatta devlet yetkilileri, bazen bu tatillerde faydalı mı, zararlı mı olduğunu bilemediğim uzatmalar da yapıyor. Fakat eğitim takviminde bir düzenlemeye giderlerse, toplu olarak yollara düşme, toplu tatil yapma zorunluluğu ülke menfaati adına sona erdirilebilir.
Böylece başta ulaşım ve turizm olmak üzere ilgili tüm sektörlerde fiyatlar makul seviyeye düşer. Daha çok kişi seyahat etme şansını yakalar. İçerdeki yüksek fiyatlar nedeniyle yurtdışında tatil yapanlar sebebiyle döviz kaybı olmaz. Türkiye’de oteller ucuzlar, istihdam, katma değer artar ve böylece daha çok yabancı turist çeker. İlgili diğer sektörlerde de verimlilik yükselir, ucuzluk olur ve ithal ürünlerin önü kesilip, ihracatımıza katkı sağlanır. Ve daha az trafik kazası yaşanır. Yetmez mi?