Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yeni havalimanının 29 Ekim’de açılmasıyla birlikte dikkat ederseniz yerli yabancı birçok şirket de hangi ürünleriyle katkı verdiklerini duyurmaya başladı. Havalimanı yapımı esnasında ise yerli doğal taş (mermer) kullanılmadığı, ithal granit tercih edildiği gündeme gelmişti. 3. havalimanında doğal taş tartışmaları üzerine dönemin İGA Havalimanları İnşaatı CEO'su Yusuf Akçayoğlu, kullanılan kaynağın %80'inin yerli olduğunu dikkat çekerek, yerli mermer için proje değişikliğine gittiklerini açıklamıştı. Hatta tartışmaların nüvesini oluşturan ithal granitin de sadece terminal binasının giriş katında kullanıldığını ifade etmişti.

        Görüldüğü üzere tartışmalar işi yaramış, ancak konu daha önce gündeme gelmiş olsaydı %20’lik bölümde de yerli mermer kullanılma imkanı olabilirdi. O dönem Akçayoğlu’na konuyu sorduğumda yerli doğal taşlarda radyasyon tehlikesine dikkat çekmişti. Ben de bu bilgiyi İstanbul Havalimanı’nın açılışında, Habertürk TV’de yaptığımız canlı yayın esnasında kullanınca İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkanı Aydın Dinçer’in dikkatini çekmiş. Bu vesileyle biraya geldik. Dinçer, yerli mermerde radyasyon diye bir tehlike olmadığını, hatta radyasyon probleminin mermerde değil, volkanik granitlerde söz konusu olduğunun altını çizerek, granit de kapalı alanda çok yoğun kullanıldığında problem teşkil edebileceğini ifade etti.

        Buradan çıkarmamız gereken 2 husus var.

        - Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve diğer ilgili kuruluşların camialarından para toplamayı, sektöre dair istatistik açıklamayı becerdikleri kadar asıl görevlerine odaklanmadıklarını ortaya koyuyor. Yerli ürünlerin tanıtımını, pazarlamasını, geliştirilmesini ve araştırılmasını kim yapacak?

        - Türkiye’nin en önemli yatırımında söz sahibi olan İstanbul Havalimanı’nın yapım ve işletmesini üstlenen ortakların ve projenin sorumluların dikkatsizliği…

        Başka ilginç detaylar da var. İMİB’in verilerine göre maden sektörünün son 10 aylık toplam ihracatı 3,79 milyar dolara ulaşmış. 2017’de ise toplam ihracatımız 4,7 milyar dolardı. Ve bunun 2,5 milyar dolar yurtdışına ihraç edilen doğal taşlardan, gerisi ise krom, bakır gibi madenler. Sıfır ithalatla yapılan böyle bir ihracatın ülkemiz için önemi ortadayken büyük projelerde yerli doğal taş kullanılmamasının vereceği zararın da mutlaka biliniyor olması gerekiyor. Türkiye’de granit yok ama onun yerine kullanılabilecek mermerin her türü var.

        Doğal taşların dünya genelindeki en önemli merkezi olan İtalya ile Türkiye’nin rekabet ettiğini, dünyadaki “A Plus” kategoriye için “Turkish Stone” algısının oluşturulması çalışmalarına zarar verdiğini söylemeye hacet yoktur sanırım. İMİB’in Türk doğal taşını toptan tanıtmak için çabaları var. Üniversitelerle bu konuda çalışmalar yapıyorlar. İlgili her kesiminde destek olması gerekir.

        Dünya genelinde 10 milyar dolarlık doğal taş ihracat yapılıyor. Bu rakamın %25’ini, yani 2,5 milyar dolarını tek başına Türkiye yapıyor. Doğal taşlarda rezerv açısından en büyük ve en verimli ülke de Türkiye. Meraklıları için: Geçen yıl, 2017’de 146 milyon dolarlık granit ve 27 milyon dolarlık da mermer ithalat etmişiz.

        En fazla doğal taşı Çin, ABD, Suudi Arabistan ve Hindistan gibi ülkelere satıyoruz. Doğal taşı ülkelerine göre blok veya mamül olarak ihraç ediyoruz. Blok satış Çin ve Hindistan gibi ülkelere, mamül olarak da ABD ve AB’ye satılıyor. Mesela Türk algısının yukarı çekilmesi üzerine yıllardır Türkiye’de kimsenin yüzüne bakmadığı Bilecik mermeri Sofita bej mermeri bile blok blok Çin’e satılmaya başlanmış. Şimdi bu algının daha da yukarı çekilmesi için dünyadaki müzelerde yer alan eserlerin Türkiye’nin hangi bölgesine ait olduğuna dair şahane bir proje başlatılmış.

        Hasılı kelam, İstanbul Havalimanı gibi büyük projelerde, ithal doğal taş kullanıldığı, tercih edildiği zaman zararı gören “Turkish Stone” algısı oluyor. Rakip ülkelerde bu durumu kullanabiliyor. Türk doğal taşının dünyaya çok daha iyi rakamlarla ve algıyla pazarlanması için dikkatli olunması şart. Türkiye’nin en pahalı doğal taşı sadece Marmara Adası’ndan çıkan mermer dolomit. Kalsiyum ve magnezyum içeren karbonat bileşiminden oluşan bu değerli doğal taş gibi örneklerin çoğalması gerekir.

        Türkiye’nin doğal kaynaklarını daha iyi değerlendirmesi için doğal taşta yakalanan ihracat başarısının dikkate alınması gerekir.

        Madenlerin Finansman Sorunu Bitecek

        Türkiye’nin 2016’da kurduğu Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) bu yıl Uluslararası Maden Rezervleri Raporlama Standartları Komisyonu (CRIRSCO) üyeliğine kabul edilmesi ülkemizin yer altı kaynaklarının önünü de açacak. Sektör uluslararsı çevrelerden finans kullanabilecek, madenlerimiz teminat kullanılabilecek.

        CRIRSCO üyeliğiyle, maden sahalarımızda arama ve işletme faaliyetleri, sondaj, analiz, test ve her türlü çalışma verisi artık uluslararası standartlarda ve tüm dünyada geçerli olacak ve uluslarası finans kuruluşları tarafından kabul edilecek. Madenlerimizi böyle bir adımla nasıl bir geleceğin beklediğini de siz tahayyül edin…

        Diğer Yazılar