THY'nin en uzun uçuşu
Tam 18 saatlik bir uçuş. Dile kolay. Türk Hava Yolları'nın (THY) İstanbul-Buenos Aires seferi, havayolunun küresel tüm uçuş ağı içinde en uzun olanı. Doğal olarak yolculuğun başında biraz düşündürüyor. Ama ucunda Latin Amerika’nın Paris’i var. Mesela İstanbul-Singapur-Sydney uçuşumda bu kadar düşünmemiştim. Çünkü Singapur’da bağlantı uçuşu için mola vardı. Bu seyahatte ise tam 18 saat, inmeden aynı uçağın içinde, aynı koltukta olacak olmak ise bambaşka bir his. Ancak Buenos Aires’e diğer havayollarının da yaptığı tüm uçuşlar Brezilya bağlantılı olarak, bu şekilde gerçekleşiyor. Yolcusu da alışkın. Yabancı olan bizleriz.
Evet yol uzun, ama gideceğiniz yere güzel duygularla ve hazırlıklı olarak odaklanırsanız bir çok mesele kendiliğinden ortadan kalkıyor. İstanbul’da soğuk havayı bırakıp, Güney yarım kürede yazı yaşayan güneşli, neşeli Buenos Aires için merakla yola koyulunca uzun uçuş kavramı da benim için ortadan kalkmıştı. Bir kaç gün önceden epeyce bir araştırma içine girince de Arjantin’in sıcağını hissetmeye başlamıştım zaten. Seyahat günü sabah erkenden Atatürk Havalimanı’ndaydım. Uçağım sabah 10.25’te kalkacaktı, ama uçuşlara çok erken gitmeyen benim için erken sayılacak bir saatte 8 gibi alandaydım. Tahmin edileceği üzere THY’nin CIP Lounge’ndaki Turkish DO&CO ikramlarının da hakkını vermek gerekiyor.
Simit ve Trabzon tereyağı ile zenginleşen menü eşliğinde kahvaltımı yapıp, 18 saat sürecek yolculuğuma hazırlanıyorum. THY’nin en uzun uçuşu için hem sabırsızlanıyor, hem de 18 saat nasıl geçecek merakı içindeyim. Kitap, dergi, gazete hazır. Tablete de gerekli yüklemeler yapılmış. Ve kalkma vakti geliyor. Körükten uçağa doğru ilerlerken, sıcak bir iklime yapacağım yolculuğun Akdeniz isimli TC-JJK kuyruk tescilli Boeing 777-300ER uçağıyla gerçekleşecek olması pozitif ilk adım.
Uçuş ekibimizin tamamı Türk. Kaptan Nihat Ermiş, pilotlar Ali Emre Çalışkan ve Kamil Unubol kokpitte, sorumlu kabin amiri Ayşegül Açıkgöz, business amiri Derya Sallı ve ekonomi amiri Savaş Demirok ile birlikte toplam 15 kabin personeli bize Brezilya’ya kadar eşlik edecek. Uçağımız havalanıyor ve kısa süre içinde önce İstanbul, sonra Türkiye sınırlarından çıkıyoruz.
Uçuştan kısa süre sonra THY kabin ekibi ikram servisine çıkıyor. Ama ben THY’nin business classta verdiği Denon marka gürültü kesen kulaklıkları takmış, amenity kit gözden geçirmiş, terlikler ayağa geçirmiş vaziyette bu uçuş sonrası daha az jet lag etkisi için doğru formülü düşünüyorum. Bu arada uyku setim geliyor, yatağımda hazır. Şimdi ne kadar yemeli, ne yemeli, ne içmeli, uçuşun hangi aşamasında uyumalı? Bunları düşünüyorum. Her halükarda az yemeli, bol su içmeli, arada bir koridorda hareket etmeli formül bu. Ama Turkish DO&CO’nun ikramları öyle söylemiyor.
Öte yandan THY kabin personeli için bu uzun uçuşun formülü, programı saat saat belli. Önce yiyecek, içek ikramı yapılıyor. Sonra güneşlikler kapanıyor. Kabin ışıkları karartılıyor ve uyku moduna geçiliyor. İnişten 2 saat önce yine bir ikram servisi daha olacak, fakat arada acıkana, susayana da zaten servis yapılıyor. Ayrıca business’ta açık de büfe var. Uzun uçuşta aç kalır mıyım endişesine mahal yok!
İkramların havada yolcuyu ve personeli oyalayan, eğlendiren en iyi meşgale olduğunu söylemeliyim. Sadece tek başına ikram olarak değerlendirilmemeli. Uzun uçuşlarda ise bu tarz meşguliyetler hem yolcu hem de havayolu için önemli. THY gibi çok zengin içeriğe sahip olan kabin içi eğlence sistemi bile bazı yolcuları teskin etmeye az gelebilir. Ama yine de uzun süre hareketsiz kalınacağı dikkate alınarak havada ikramın abartılmaması lazım. Batı’ya uçuşlarda aradaki zaman farkı dikkate alınarak, uçakta belli bir süre uyunup ve bol su tüketilirse jet lag etkisinin asgariye ineceğini söyleyebilirim. Üstelik gidilecek yerine saat dilimine göre de uyumak daha kolaya olacaktır. Ancak biyolojik saat farkı sebebiyle vücut dengesinin sağlanması, yani jet lag etkisinin azaltılması için bol su çok önemli. Anlattıklarımı bu uçuşumda uyguladım, neredeyse hiç etkilenmedim diyebilirim. Ancak uçuş öncesinde gece geç yattım. Erken kalktım ve az uyudum.
Uçakta uyumak için biraz gayret etmek gerekiyor. Havada gazete, dergi ve kitap faslını tamamladım. Kudret Sabancı’nın yönetmeliğini yaptığı milli mücadele kahramanı, müteşebbis, mühendis ve efsane pilot Vecihi Hürkuş’un hayatından kesitlerin yer aldığı Hürkuş filmini bir kez daha izledim. Ve uyumak için hazırlanmaya başladım. Ancak bizimle birlikte bir pilot ve kabin personeli nöbetçi bırakarak istirahate çekileceği için onlardan da uzun uçuşun hikayesini dinlemek istedim. Dinlenme mekanlarını ziyaret ettim. Boeing 777-300 ER’in en arkasında, galley alanın üzerinde, yolcu kabinin üstü, uçağın çatı katında onlar için ayrılmış 8 kişilik özel dinlenme bölümü var. Pilotların dinlenme bölümü ise uçağın en önünde kokpitin yanı başında yine üst katta bulunuyor.
İlk Bacak Uçuş 13 Saat
THY’nin Buenos Aires uçuşu Brezilya’nın en büyük şehri Sao Paulo bağlantılı olarak gerçekleşiyor. Yaklaşık 13 saat süren Sao Paulo uçuşuyla birlikte kokpit ve kabin ekibinin görev süreside bitmiş oluyor. Bu uçuşta pilotlar uçakta dönüşümlü olarak dinlenirken, kabin personeline de 13 saatin net 3 saatlik kısmı istirahat zamanı olarak ayrılmış.
Uçağımız Sao Paulo’ya teker koyduğunda, Brezilya yolcuları iniyor, onları mesaileri dolan THY’nin kokpit ve kabin personeli takip ediyor. Benim gibi Arjantin’e devam edecek yolcular ise yaklaşık 1,5 saat uçakta bekliyor. Bu esnada temizlik ekibi uçağı elden geçiriyor ve yeni bir uçuş için hazırlarken, uçağı Buenos Aires’e götürüp, getirecek THY’nin yeni kokpit ve kabin personeli uçağa biniyor. Akabinde Sao Paulo’dan 2,5 saatlik bir uçuşla Buenos Aires’e gidecek yolcular da uçağa alınıyor. Kapılar kapanıyor.
THY ekipleri, bu hattaki çalışma düzenlemesine göre Sao Paulo’da 48 saat dinleniyor. Sonra Sao Paulo-Buenos Aires-Sao Paulo seferi yapıp, tekrar Sao Paulo’da 24 saat daha dinlendikten sonra Sao Paulo-İstanbul uçuşunda görev alıyorlar. Ekipler Buenos Aires’te dinlenme veya geceleme yapmıyor.
İki Latin Amerika ülkesi arasında THY’nin 5. hava trafik hakkı kapsamında yolcu taşıma izni olduğu için Sao Paolu-Buenos Aires arasında 2,5 saatlik uçuş için karşılıklı olarak bilet kesebiliyor. Ancak bu uçuşun en yorucu ve zor kısmının Sao Paulo’da 1,5 saat uçak içinde bekleyip, tekrar 2,5 saatlik uçuşla Buenos Aires için yola koyulmak olduğunun altını çizeyim.
İki Latin Arası Uçuş
Ve uzun uçuşun ikinci ayağı başlıyor. Sao Paolu’dan THY’nin yeni ekibiyle birlikte Buenos Aires’e doğru havalanıyoruz. Akşam yemeği olarak Brezilya’da yüklenen ikramlardan sunuluyor. Tadıyoruz, ama ikram kalitesinin THY’nin Turkish DO&CO imzalı ikramlarının yanına yaklaşması epeyce uzak bir ihtimal. Yaklaşık 2,5 saatlik bir uçuş sonrası Buenos Aires’teki 3 meydanın en büyüğü olan Ezezia Havalimanı’na veya diğer adıyla Ministro Pistarini’ye indiğimizde saatler akşam 22.35 gösteriyordu. Hava gece olmasına rağmen sıcaklık 25 derece seviyesindeydi. İstanbul’dan havanın 9 derece olduğu bir günün sabahı 10.25 gibi havalanan uçağımız, aynı günün gecesi 22.35’te görevini tamamlamıştı. THY’nin havalimanında marka etkisi ve kalite algısı oldukça yüksek. Bunu bir çok açıdan anlamak, hissetmek mümkün. THY Arjantin Müdürü Yahya Şensoy’un rehberliğiyle ilk geceden, havalimanından şehre giderken 45 dakikalık yolculukta Buenos Aires’i keşfe başlıyoruz.
Cambio, cambio, cambio…
Uzun uçtuk, ama güzel havalar anlamına gelen Buenos Aires tüm yorgunluğumuzu almıştı. Genç nüfus İngilizce bilse dahi İspanyolca bilmeniz halinde seyahatin tadı değişiyor. Ülkede para birimi ise Arjantin Pesosu, ama havalimanındaki banka ofislerinden veya şehirdeki özel döviz bürolarından güvenle döviz bozdurabilirsiniz. Sadece piyasadan çok az bir farkla. Bu fark da güven için değer. Şehir merkezinde özellikle turistlerin bulunduğu işlek caddelerde ‘Cambio, Cambio, Cambio…’ diye bağıranlar da döviz bozuyor. Ama bunlara ne kadar güvenilir bilemiyorum. Çünkü sizi caddeden alıp, arka sokaklarda veya bina içlerinde bir başka yere götürüyorlar. Resmi kurdan biraz daha iyi rakamlara döviz bozmak için alınacak bir risk değil. Ayrıca kredi kartı da bir çok yerde geçiyor.
Büyükbaş hayvan nüfusun 2 katı
Ülkenin nüfusu 43 milyon, büyükbaş hayvan sayısı ise bunun iki katına yakın. Yaklaşık 76 milyon. Arjantin’de evcil hayvan sahipliği de çok yaygın. Bu duruma özellikle şehrin her yerinde bulunan ve bakımlı, düzenli parklarda, bahçelerde şahit olmak mümkün. Ülkenin bir diğer ilginç özelliği ise bir psikoloğa beş yüz kişinin düşüyor olması. Bu konuda da dünya lideri.
Recoleta mezarlığı
Şehirdeki keşfe dünyada örneği olmayan ilginç bir yerle başladım. Galiba adet de böyle. Burası Buenos Aires’in en çok turist ağırlayan mekanı diyebilirim. Recoleta mezarlığından bahsediyorum. Kapısında birazcık beklediğiniz an turistlerin otobüslerle akın akın geldiğini görmeniz mümkün. Mezarlığın girişinde tango müziğin en bilinen parçası Carlos Gardel’in yorumladığı Por Una Cabeza parçası bir sokak müzisyeni tarafından çalınıyor. Hatta eksik olmuyor. Mezarlar adeta bir ev gibi yapılmış. Sahiplerinin konumuna göre lüks, bakımlı ve mimari özellikleri haiz. Birbiriyle yarışanlar, üzerlerinde ilginç tasarımda heykeller, sanatsal olarak çalışılmış mermer objeler dikkat çekiyor. Buenos Aires’in tarihinde iz bırakmış olan siyasetçiler, askeri kahramanlar, sanatçılar, zengin ve meşhur kişilerin kabirleri burada bulunuyor.
Eva Peron’a ziyaretçi akını
Recoleta’da rehberlerin turist gruplarını yoğunlukla götürdüğü mezar Arjantin’in efsanevi First Lady’si diktatör Juan Domingo Peron eşi Eva Peron’a ait. Bulunması zor ve diğer mezarlara göre de ihtişamsız. Eva Peron, 1944 yılında darbe sonucu tutuklanan eşinin serbest kalmasında büyük rol oynamış, 1947’de kadınların oy verme hakkını elde etmesini sağlamış, fakir ve yoksul halkın ihtiyaçlarını karşılamış ve destek olmuş bir isim.
Plaza De Mayo
Buenos Aires’in kalbinin attığı meydan; Plaza De Mayo. Başkanlık sarayı Casa Rosada (Arjantin Devlet Başkanı Ofisi) burada. Dolayısıyla ülkenin en önemli meydanı ve merkezi. Arjantin halkı da protestolarını burada yapıyor. Cabildo de Buenos Aires (tarihi belediye binası), Cathedral Metropolitana gibi önemli yapılarda bu bölgede bulunuyor. Dünyanın en geniş caddesi “9 de Julio” (9 Temmuz Bulvarı) da yürüme mesafesinde. 20 şeridi olan cadde 24 saat yoğun bir şekilde akıyor. Bu caddenin simgesi ise Obelisco (Dikili taş).Önünde ise B.U yani Buenos Aires’in baş harflerinin yazıldığı 5-6 metrelik bir çim alan mevcut. Buenos Aires’te her yerde, sokaklarda, caddelerde, restoranlarda tango yapanları görmeniz mümkün. Tangonun doğduğu şehir olan Buenos Aires bu özelliğini turistik alanlara da yansıtmayı başarmış.
La Boca ve Boca Juniors
La Boca bölgesi, şehrin en tarihi ve en renkli yerlerinin başında geliyor. La Boca, İspanyolca ağız anlamına geliyor. Matanza-Riachuelo nehrinin ağzında oluşmuş bir doğal liman ve Arjantine’e göçmenlerin geldiği ilk nokta olarak biliniyor. Bu semt rengarenk evleri ve en önemlisi Arjantin’in önde gelen futbol kulüplerinden Boca Juniors’a ev sahipliği yapmasıyla biliniyor. Dünyaca ünlü stadı La Bombonera da mahallenin ününe ün katmış. Dünya futboluna damga vurmuş Diego Armando Maradona isimler burada yetişmiş. Süperclasico yani dünyanın en büyük derbisi River Plate ve Boca Juniors arasında oynanıyor.
River Plate ve Nunez
Söylentilere göre 1938 yılında, iki rakip takımdan birinin Boca’yı terk etmesi gündeme gelir. Kimin terk edeceği ise aralarında yapılan maçla belirlenir. River Plate kaybeder ve La Bombenera’yı terk eder. Ama şu an bulunduğu yer bir üst sınıf mahalle Nunez. Ancak şu an ki Arjantin Cumhurbaşkanı Mauricio Macri bir Boca Juniors taraftarı ve uzun süre bu kulübün başkanlığını yapmış bir isim. River Plate’in de stadını ve en son aldıkları Libertodores kupasını da gördüm. Özellikle müzeleri, kırmızı renkteki zaman tüneli harika.
Tigre’den Buenos Aires’e
Tigre, Buenos Aires merkezine 1 saatlik mesafede çok güzel bir şehir. Yemyeşil ağaçlı yol güzergahı da ayrı güzel. Arjantinli zenginlerin oturduğu uydu şehirlerin önünden geçerek gidiliyor. Tigre aynı zamanda nehriyle ünlü. Nehrin çevresinde oteller ve villalar bulunuyor. Nehir turlarıyla popüler. Bir tarafta nehrin çevresinde oturanların ulaşımı için olan tek katlı tekneler diğer tarafta turistlik ve gezi amaçlı kullanılan iki katlı tekneler bulunuyor. Deniz ve sanat müzesi de var. Üstelik müze binalarının kendileri de görülmesi gereken tarihi değerde ve güzellikte.
16 Saatlik Dönüş Yolu
Uçağımız Buenos Aires’ten gece 12’05’de Sao Paulo için havalanıyor. Ancak bu iki şehir arasındaki 2,5 saatlik bir uçuş, toplam 16 saat sürecek seyahatin başlangıcı sayılmıyor. Uçuş gece yarısı, tam uyku saatinde gerçekleşiyor. Yolcuda uyku, personelde ise yorgunluk emareleri beliriyor. Bu kısa uçuşta kabin ekibi yastık veya uyku seti vermiyor. Sao Paulo’ya kadar olan uçuşta yarı uykulu, yarı ayık geçiyor. Ama uzun uçuş dair tüm etkileşimler Brezilya’dan sabaha saatlerinde İstanbul’a doğru kalkan uçakta başlıyor. Buenos Aires’te gece 12 sularında başlayan seyahat, aynı gün gece 22.30 civarında İstanbul’da bitiyor. Bir filmde sahne değişmesi gibi. Yazdan kışa geçmiş pardon uçmuş oluyorsunuz.