Uçakta uyku kaçıran 7 olay
Uçakla seyahatte bir çok yolcu uykuyu önemser. Ve uyumaya çalışır. Bu uyuma isteği özellikle uzun uçuşlarda daha çok ön plana çıkar. Bazı yolcular uyuyabilmek için klasikleşmiş önlemler alırlar. Uçuş gününden önceki gün uyumamak, yorucu aktiviteler yapmak veya uçuş öncesi alkol almak. Hatta hassas yapıda olanların uyku hapları kullandığı bile oluyor. Dolayısıyla her yolcunun kendisine göre metodu olabiliyor.
Aslında havayollarının temel ilkeleri yolcularını konforlu ve güvenli bir şekilde gidecekleri yere ulaştırmaktır. Uçak yolculuklarında mümkün olduğunca iyi uyuyabilmek konforlu bir uçuşun olmazsa olmazları arasındadır. Her havayolunun kabin içi sistemi öncelikle yolcu konforuna göre tasarlanıyor.
Uçak havalandıktan bir süre sonra uçuşun uzunluğuna göre uçak içinde tüm ışıklar kısılır, pencereler kapatılır, ekipler ses yapmamaya çalışır ve yolcuların uyuyabilmeleri için uygun ortam sağlanır. Bunun için destek olunur. Bu destekler ekip davranışlarının yanı sıra havayolunun dağıttığı seyahat çantaları, kitlerden de anlaşılabilir. Bu kitler uçulan sınıfa farklılık arz etse de göz bandı, çorap, terlik, kulak tıkacı ve ses azaltıcı kulaklık gibi uyumanıza yardımcı olacak malzemeler bulunur.
Ama uykunuzun kaçmasına, uyanmanıza hangi sınıfta uçarsanız uçun sebep olan bazı durumlar söz konusudur. Sadece ekonomi sınıfında uyku kaçıran hadiseler yaşanmıyor. Kabin bir bütün olarak düşündüğümüzde yaşanan bazı olumsuzluklar her tarafa yansıyabiliyor. ‘First class uçtum, ama bir türlü uyuyamadım. Veya business uçuyordum fakat iyi uyuyamadım.’ diyenlerin yaşadıkları aksaklıklar da dahil olmak üzere uçak da uyku kaçıran gözlemlerim şöyle;
1) Kokpitten ışık sızarsa...
Gündüz ve uzun bir uçuş ise uçak içinde gece yaşanır. Uçakta iki servis arasında ışıklar kabin ekibi tarafından uyku moduna ayarlanır. Işıklar havayollarının kabin içi olarak özellikle seçtikleri dinlendirici ve rahat istirahat edebilecekleri konuma getirilir. Pencereler sonuna kadar kapatılır, dışarıdan uçak içine gelen ışık engellenir. Bu durum kabinin her bölümünde aynı şekilde uygulanır. Tam uykuya dalmışsınızdır bir yolcu penceresini açar ve bu durum uykunuzun kaçmasına sebep olur. Bu durumun uzun süre ışıksız kaldıktan sonra etkisini daha fazla hissedersiniz. Uykunuz kaçar. First class veya business olmanız fazla bir önemi yoktur. Geniş gövde uçaklarda business sınıfında orta bölümde de koltuklar bulunur. Her havayolu kendisine göre farklı koltuk konfigürasyonları uygular. Mesela Türk Hava Yolları geniş gövde uçaklarda business orta koltukta üç kişi seyahat edebiliyor. Bu orta koltuğun sol koridor kenarındaysanız sizi farklı bir sürpriz bekliyor. Kokpit kapısı açıldığında kokpit camından gelen ışık. Kokpit ekibi birçok ihtiyaçları için arada kokpitten çıkmaları gerekir. Bu giriş çıkışlar veya kabin ekibinin kokpite yaptığı hizmetler esnasında kokpit camından gelen ışık uçağın business bölümüne ışığın yansımasıyla yolcuları etkiler. Uyuyanı bile uyandırabilir.
2) Ne içeceğini bilmezsen...
Aslında yolculukta içecek tercihleri, uçak içinde değil, uçuştan 3-4 saat önce başlamalıdır. Uçuş öncesi içtiğiniz içecekler uçakta bir şey içmeseniz dahi sizin uykunuzun kaçmasına sebep olabilir. Fazla içilen çay, kahve veya alkollü içecekler vücudunuzun dengesini bozabilir. Her yolcunun bünyesi bir değildir, ama genel olarak çoğunluk bu durumdan etkilenebilir. First class da ekonomi uçan yolcuda bu durumdan dolayı uykusuz kalabilir ve aynı şartlarda uçağa binerler. Hatta üst sınıf uçanlar havalimanında özel yolcu salonlarında da dikkat etmeliler. Oradaki içecek ikramlarını tüketirken aşırıya kaçılmamalılar. Uçağa bindikten sonra first class ve business yolcuların içecek tercihleri daha çok önem kazanır. Çünkü first class ve business bölümlerinde ekonomi bölümüne göre daha çok çeşit ve daha kaliteli içecekler sunulur. Özellikle Türk Hava Yolları uçuşlarında Türkish Do&Co tarafından hazırlanan menüler varsa işiniz daha da zor olacaktır. Business’ta hayır demeyi öğrenmelisiniz yoksa uyumanız çok zor. Hatta çok içecek tüketmekten uykunuz bölünebilir. Uyku bölünmesinin sebebi ise çok sık tuvalete gitmek durumunda kalmanız olacaktır.
3) Yanına düşen yolcu...
Farklı yolcu profilleri de uykunuzu kaçırır. Uçağa bindiğinizde birçok farklı milletten farklı kültürlerden insanlarla uzun süre geçirme fırsatınız olabilir. Ama yanımızdaki yolcuyu seçme gibi bir şansınız olmadığı için kendimize uygun biriyle seyahat etmek en çok istediğiniz yolculuk detayıdır. Daha önce yazmış olduğum ‘Uçakta İstenmeyen 8 yolcu tipi’ başlıklı yazımda bu konuyu detaylı bir şekilde anlatmıştım. Bu yolcu profilleri; alkolü fazla kaçıranlar, koltuğa sığmayan kilolu yolcular, bebekli yolcular, yanında yemek getirenler, kötü kokanlar, sürekli tuvalete gidenler, çok konuşanlar ve sürekli gaz çıkaranlar olduğunu yazmıştım. Kuşkusuz bu yolcu tipleri ile seyahat ederseniz uykunuzun kaçmaması mümkün değil. Eğer düzenli, disiplinli, bilinçli ve hassas bir yolcuysanız yanınızdaki yolcudan ötürü hangi sınıfta uçarsanız uçun uykunuz bölünecektir.
4) Yemek tercihleri
Yemek tercihlerinizde uçuş öncesi başlar. Rahatsız edici, tıka basa yemek uçuşunuzda sizi rahatsız edebilir. First veya business class uçanlar ya da çeşitli avantajlar sağlayarak özel yolcu salonunu kullanan yolcular uçuş öncesi bu salonlarda bir öğün yemek yedikten sonra uçak içinde de yemek yerlerse uyku düzenleri bozulur. Ekonomi uçan yolcular özel yolcu salonu kullansa da uçak içindeki menüler çok fazla olmadığı için bu rahatsızlığı duymazlar. Ekonomi yolcuları fazla ikram seçeneği olmadığı için üst sınıflara göre daha şanslı sayılırlar. First ve business uçanlar ise çok yemekten rahatsız olup mide ağrıları çekebilirler ve uykuları kaçabilir. Ekonomi yolcuları için tehlike ise uçak içi menülerinin yanı sıra evden getirdikleri yiyecekleri tükettiklerinde aynı şekilde uykuları kaçacaktır. Uçaklarda bulunan zengin menüler sizin hem sağlığınızı hem de uykunuzu kaçırabilir.
5) Olumsuz hava şartları
Gökyüzünde hava akımları çok hızlı değişir. Yüksek irtifada çok hızlı esen hava akımları vardır. Kokpit ekibi uçuş öncesinde bütün hava bilgilerini sistemden alırlar ama ani gelişen hava akımlarını anlamak pek mümkün değildir. Bu durumu sadece çok tecrübeli olan pilotların sezebildiği söylenir. Türbülans, şiddetli rüzgar ve diğer hava olayları uçakta her bölümde hissedilir. Bir türbülans olduğunda first, business veya ekonomi uçmanızın bir farkı kalmaz. Uçakta her bölge hava muhalefetlerinden etkilenir. Bu tür hadiselere uykuda yakalanırsanız uykunuz kaçar.
6) Yanlış koltuk seçimi
Eğer uçakta uyuyabilenlerdenseniz koltuk seçiminiz de önemlidir. Yalnız seyahat ediyorsanız 3’lü veya 4’lü orta koltukta oturmaktan kaçının. Çünkü ortada sıkışıp kalırsınız ve sağ tarafınızdaki rahatsız etmese solunuzdaki yolcu edebilir. Koridor kenarında uykunuz bölünmesini sağlayacak bir seçimdir. Yürüyüş yapmak için koridora çıkmak isteyen, tuvalete giden veya çok hareketli bir yolcuyla oturuyorsanız uykunuz bölünecektir. Koridor kenarının bir diğer olumsuzluğu ise yolcuların koridorda yürürken size dokunmaları olacaktır. Bu durum kabin ekipleri içinde geçerlidir. Servis esnasında size çarpıp uykunuzu kaçırabilirler. Kuşkusuz uyanmamak için cam kenarı en doğru tercih olacaktır.
7) Bebekli yolcu
Bebekle uçmak anne baba ve yolcular için kolay bir durum değildir. Özellikle uzun uçuşlarda sıkıntılar daha da belirginleşir. Her çocuk havadaki bir tüpün içinde uzun süre vakit geçiremeyebilir. Uçağınızda bilinçli ve çocukla uçuş tecrübesi yaşamış ebeveynler varsa uçuşunuz daha keyifli geçebilir. Ama uçmayı sevmeyen bir çocuk ve tecrübesiz bir aile ile karşı karşıyaysanız uykunuzun bölünmekten öte seyahatiniz sıkıntılı geçer. Bebek sustuğunda uyumaya başlarsınız, ağlamaya başladığında uyanırsınız. Bu uçuş süreniz boyunca bu şekilde devam eder. Bu durumu en aza indirmek için gürültü kesen kulaklıklar takmak ya da yüksek sesle müzik dinlemek, film seyretmek veya kulak tıkacı takmak hafifletici olacaktır.
Yeni host ve hostesleri zorlayan 5 şey
Herhangi bir havayolunda uçuş personeli olarak yer almak bir çok gencin hayal dünyasını süslemektedir. Ancak havayoluna adım atıldığı an işin ciddiyeti, uçuş güvenliği, servis kalitesi, şirket şartları ve havacılık kuralları da devreye girer. Ve mesleğin diğer yönü ciddiyet sorumlulukları ağır basmaya başlar.
Kabin içerisinde kokpit kapısıyla başlayan ve arka mutfak alanına kadar olan tüm bölümler yani uçağın içinde her şey kabin personelinin sorumluluk alanıdır. Kokpitte ve uçak dışında ise her hangi bir mesuliyetleri yoktur. Gençler arasında kabin memuru (host, hostes) olma isteği ise özellikle farklı coğrafyaları ve kültürleri tanıma imkanı verdiği için çok cazip bir meslek olarak öne çıkıyor, ama işleri bir o kadar da zordur.
Özellikle işe yeni başlayanlar tecrübesizliklerinin kurbanı olabiliyorlar. Eğer üstlerini dinlemez, eğitim aşamasına da gerekli özeni göstermezlerse, hayatlarını işlerine göre ayarlama noktasında önemli zorluklar ve sorunlar yaşayabiliyorlar. Bu hafta en sık yaşanan yeni kabin memuru hadiselerini araştırdım. Buyurun...
Uçma hissine alışma aşaması
Sık uçan yolcular bile bir kabin memuru kadar uçamazlar. Aylık ortalama 80 saat veya maksimum 110 saatten bahsediyorum. Neredeyse zamanlarının büyük bölümünü havada geçirirler. Yeni işe başlayan host ve hostesler bu duruma alışmak için belirli bir zamana ihtiyaç duyarlar. Bu alışkanlığı yakalayana kadar yani acemilik süresince ekipler birçok problemle karşılaşırlar. Halbuki uçmak, dünyayı gezmek veya görmek gibi tozpembe hayaller, o işe başlanılan ilk zamanlarda toz pembeyken yerine grimsi bir tona bırakır. Bu durum yeni ekiplere aşırı derece yorgunluk ve baş ağrısı olarak yansır. Uçmayı alışkanlık haline getirmek ona göre yaşamak gerekir. Ona göre hazırlanıp tecrübeli ekip arkadaşları veya amirlerinden bilgiler alıp, uçuş ekibi olmanın gereklerini yerine getirmeleri gerekir.
Uçak tipleri tanıma sıkıntısı
İşe yeni başlayan kabin memurları önce farklı tip uçaklarda uçarlar. Bunun sebebi ise çalışacakları alanı tanımalarıdır. Bu uçak tiplerini öğrenmekte zaman alır. Türk Hava Yolları uçarken kabin personelinin tecrübesini uçak tipi tanımlamalarından çıkarabiliyorum. Ancak aynı model uçağın çeşitli varyasyonlarında mesela 777-200 ile 777-300 ayrımında sorun yaşayan çok oluyor. Bu sebeple genel hatlarıyla kabin personelinin Boeing 737, Boeing 777 veya Airbus A320, A330 gibi çalıştıkları şirketin filosunda bulunan uçak tiplerini ayrıştırabilmeleri önemlidir. Bunu kabin personelinin anlaması biraz zaman alabiliyor. Her uçak tipide farklı iç dizaynlar veya konfigürasyonlar içerir. Oturma planları, tuvaletler, kokpit, galley alanları bile değişiklik gösterebilir. Bu değişiklikler görev yapacak kabin personelinin uçağı daha iyi tanıyıp, daha verimli çalışması için önem taşıyor. Ama uçak tipini tanımak bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Şirket içi ast-üst karmaşası
İşe yeni başlayan kabin ekipleri ast-üst ilişkilerini de kavrarken sorun yaşayabiliyorlar. Uçaklarda hiyerarşik bir düzen bulunuyor. Yazılı hale getirilmeyen bazı havacılık kurallarını anlamak da bazen çok zor bir hal alabiliyor. Hangi uçakta kaç amir var, bölüm amirlerinin sorumluluk alanları neresi, kim nerden sorumlu gibi soruların cevaplarını bulmak gibi... Daha önceden başka bir havayolunda görev yapıp başka şirkete geçenlerin kurumda yeni, sektörde eski olma avantajı oluyor. Ama her şirketin kendine göre kuralları ve yapısı bulunuyor. Yeni havayoluna adaptasyon önemli, üstelik yazılı olmayan kuralları da yaşayarak anlamak gerekiyor. Bu sebeple işe yeni başlayan kabin personelinin en zorlandıkları durumlardan birisi de şirket içindeki hiyerarşik düzendir.
Acil durumda acemi personel
Tecrübesiz kabin ekipleri acil durumlarda tecrübeli ekiplere göre daha çok etkilenirler. Uçakta yaşanacak her acil durum için önemli eğitimler alsalar da acil durum vakasıyla karşılaştıklarında panik olurlar. Mesela ilk kez sert bir türbülansla karşılaşan yeni memur defalarca türbülansı yaşamış tecrübeli bir kabin memurunun verdiği tepkiden daha büyük tepkiler verir. Yaşanan bu acil durumlar esnasında teorikte almış oldukları eğitimleri uygulamakta zorluk çekerler. Üstlerini takip ederek onların bu durumda neler yaptığına bakarak tecrübe kazanırlar. Yeni işe başlayan kabin memurlarının korkulu rüyaları acil durumlardır denilebilir. Uçuş süreleri arttıkça ve bazı acil durumları yaşadıkça tecrübeleri de artar.
Yolcu ilişkileri tecrübesizliği
Yolculara yaklaşma, yolcuyu anlama, yolcu profilini sezme, yolcuya sürekli gülümseme, güler yüzlü olma gibi yapmaları gerekli birçok yolcu ilişki biçimleri hakkında kabin personeli eğitilir. Dışardaki hayatlarından kopamayıp, yaşanacak bazı sıkıntılı durumlarda, yolcuya yaklaşımlarında zorluk çekebiliyorlar. Her ne kadar eğitim almış olsalar da her yolcu karakteri aynı olmadığı için tecrübesizlik sebebiyle zorlanacakları yolcu profilleri mutlaka oluyor. Tecrübeli kabin ekipleri yolcular daha uçağa binerken, uçulan hattın özelliğine göre yolcu profilini analiz edip, önlem alabiliyorlar. Yenilerin bu tecrübeyi kazanması ise uzun yıllar alabiliyor.