Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye üzerinden geçerek Avrupa’ya doğal gaz tedarik edecek 2 önemli boru hattı projesi TANAP (TAP) ve TürkAkım bitmek üzere. Bundan sonra asıl mesele hangi hattın daha önce Avrupa’ya bağlanacağı. BOTAŞ’ın (Boru Hatları Petrol Taşıma AŞ) Türkiye bölümünde ortağı olduğu bu iki hat Yunanistan üzerinden Azerbaycan gazını İtalya’ya, Rus doğalgazını da Bulgaristan üzerinden Balkanlara taşıyacak. 2020’de Avrupa’da adlarından bahsettirecek iki önemli hatta doğal olarak tatlı bir yarış da söz konusu.

        Ancak bu yarış, sanıldığı gibi iki hattın gaz tedariki ve ücretlendirmesinden ziyade erişimde ve bunun zamanlanmasında oluyor. ABD’nin kendi sıvılaştırılmış gazı (LNG) için Avrupa’ya olan baskısı da bu yarışı renklendiriyor.

        Rusya’dan Avrupa’ya uzanacak Baltık Deniz’indeki Kuzey Akım II’yi ABD yaptırımla tehdit ediyor. Belli bir mesafede alınmış durumda. Almanya, Avustralya, Fransa, Hollanda ve İngiltere’nin desteklediği, bu ülkelerden şirketlerin de ortak olduğu Kuzey Akım II projesine nasıl bir yaptırım olabileceği ise meçhul. Ayrıca benzer yaptırımın TürkAkım için de gündeme gelebileceği zaman zaman dillendiriliyor. ABD’nin kendi LNG’sini pazarlamak için yaptırımla hareket etmesi bakalım nasıl bir karşılık görecek?

        Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) Hazar Denizi’ndeki Şah Deniz 2 ve Hazar’ın güneyindeki diğer sahalardaki doğal gazı Türkiye’ye taşıyacak. Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP) ile de bu hat Avrupa’ya uzanacak. Geçen yıl Haziran’da Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR ile BOTAŞ’ın ortaklığında hizmete giren TANAP’ın Eskişehir bölümünde doğalgaz bir yıldır akıyor. Trakya bölümü de bu yıl hizmete girecek. Boru hattı bitti, ama henüz gaz verilmedi. Türkiye’deki en büyük çap ve uzunluğa sahip doğalgaz boru hattı olacak şekilde projelendirilen TANAP’tan beklenti büyük. İlerde Hazar’dan veya komşu ülkelerden tedarik edilecek çok daha fazla gazı Avrupa’ya sevk taşıması hedefleniyor.

        TANAP’ın Avrupa’ya uzanan ayağı TAP’ta kısmen bir gecikme olabileceğinden bahsediliyor. TAP’ın devreye girmesi hususunda Yunanistan, Arnavutluk ve İtalya ile politik bir sorun yok. Konu tamamen teknik. Boru hattının geçtiği bazı zorlu ve sorunlu güzergahların yapımıyla ilgili. Ancak TürkAkım’da ise boru hattından ziyade, Rus gazının sevk edilmesinde politik anlamda sorun çıkıp çıkmayacağı merak ediliyor.

        İki boru hatlı TürkAkım, her biri 15,75 milyar metreküp kapasiteli olacak. Biri Türkiye’nin ulusal iletim şebekesine bağlanacak, diğeri ise ülkemizden transit geçerek gazı Avrupa’ya taşıyacak. TANAP da ise ilk etapta yıllık 16 milyar metreküp kapasite sunulacak. Sonra kademeli olarak kapasitenin 24 ve 31 milyar metreküpe çıkarılması hedefleniyor.

        Bakalım zamanla yarışan iki hattın hangisi daha önce Avrupa’ya gaz sevk etmeye başlayacak? Türkiye’yi gerçek anlamda doğalgaz enerji koridoru konumuna getirecek iki boru hattı da önemli, ama stratejik olarak bize nasıl bir katkı sunacağını da zaman gösterecek. Zira Ocak 2020’den itibaren Rusya’nın Ukrayna ile olan doğalgaz transit anlaşması sona erecek ve bir yönüyle onun yerini Güney’de Türkiye alacak.

        REKLAM

        ***

        Pahalı doğalgaz LNG ile ucuzlatabilir

        En son 2016’da doğalgaz fiyatlarında bir ayarlamaya gidilmişti. O da vatandaşı sevindiren yüzde 10 oranındaki indirimdi ve dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanmıştı. Öncesinde ise 2014’te doğalgaza zam yapılmıştı. Daha sonraki yıllar BOTAŞ’ın yurtdışından tedarik ettiği doğalgaz, maliyetine bakılmadan sübvanse edilerek piyasaya verildi. Aradaki fark BOTAŞ’ın görev zararı oldu. Önceki gün yapılan zamlar ise halen daha doğalgazın maliyetini karşılayacak durumda değil. Yani bir miktar daha zam yapılırsa şaşırmamak gerekir.

        Şu an Türkiye’ye girişte, sınırdaki en ucuz doğalgaz Azerbaycan’ın, sonra Rusya geliyor ve en pahalısı ise İran gazı. Rus gazının bin metreküpü de 270-280 aralığında. Buna vergiler falan da eklediğinizde fiyat tablosu ortaya çıkıyor. Daha önemlisi Türkiye gaz piyasası kamunun kontrolünde. 2009’da piyasanın liberalleşeceği belirtilmişti, ama henüz o aşamaya geçilmedi. Böylece kamu dışardan yüksek fiyata aldığı gazın maliyetinden ziyade siyasi havaya dikkat ederek fiyat ayarlaması yaptı.

        Öte yandan sıvılaştırılmış doğalgaz LNG’i de küresel piyasalardaki rekabetle boru gazının epeyce altına indi. Bin metreküpü yaklaşık 170 dolar seviyesinde, ama henüz Türkiye’de boru gazıyla rekabet edecek ortamı yakalayabilmiş değil. Fakat Türkiye’de LNG’nin ülke şebekesine rahatlıkla entegre edilmesi hususunda Yüzer Depolama ve Yeniden Gazlaştırma Ünitesi/Gemisi (FSRU) alanında önemli yatırımlar yaptı. Doğal gazın depolanmasında ciddi mesafe kat etti. Kısacası Türkiye, LNG ile boru gazını rekabet ettirmeye hazır hale geldi.

        Eğer liberalleşme öncelikle LNG tarafında sağlanabilir ve özel teşebbüse tedarik etmek imkânı verilirse doğalgaz fiyatlarında aşağı doğru bir hareket yakalanabilir. Aksi halde petrol fiyatlarına endeksli boru doğalgazında fiyatların aşağı inmesi zor görünüyor. Çünkü hem dolar kuru, hem de petrol fiyatları yükseldi ve gecikmeli de olsa zam gerçekleşti. Dileyelim yeni zamlar gelmesin...

        REKLAM

        ***

        İTO akıllı bir iş yaptı

        İstanbul Ticaret Odası (İTO) ilk defa makul, mantıklı ve çağa uygun bir iş yaparak dünyanın en büyük seyahat platformu TripAdvisor ile anlaşmaya imza. Daha önce üyelerinden topladığı paralarla anlamsız işlere, festivallere imza atan bir İTO vardı. Ben de çok eleştirdim. Mehmet Yıldırım’dan bu yana ilerleme kaydedemediğini de çok yazdım. Şimdi bir kıpırdanma var.

        İTO galiba değişiyor. İstanbul’un tanıtımına, gelişimine ve otokontrolüne önemli katkı sağlayacak biri anlaşmaya imza atmasını ben öyle yorumluyorum. Bir de İstanbul’un taksi meselesi çözülebilirse epeye mesafe kat edilmiş sayılabilir.

        Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın tanıtım ‘Ajans’ı projesinden İTO’nun adımı daha somut ve önemli bir adım. Umarım küresel dijital platformları, tanıtım yöntemlerini diğer turizm merkezi şehirlerimizde keşfedip, kendilerine uygun anlaşmalar yaparlar. Aksi takdirde toptancı bir anlayışla, dijital çağa aykırı yaklaşımlarla Türkiye’nin tanıtılması ve turizmin ivmelendirilmesi epeyce zor olacaktır.

        Diğer Yazılar