Dünyanın en çok kazandıran uçuş hatları
Havayolları, uçuş ağlarını kârlılık, verimlilik ve tabii olarak sürdürebilirlik esasları üzerine kurup, yeni hatlarla genişletmeye çalışırlar. Uçulan hatlar, özellikle bazı şehirler her açıdan havayollarının odağında olur. Mesela Türkiye’de İstanbul-Ankara arası uçuşlar havayolları için çok kıymetlidir. Bu ve benzeri hatlarda tüm yıl için geçerli olan doluluk oranları ve yolcu başına sağlanan gelirler havayollarının ilgisini çeker, ama uçuş için slot almak o kadar da kolay olmaz.
Havalimanı ve havayollarının en iyiler, en yoğunlar, en fazla yolcu taşıyanlar gibi kategorize edilip, ön plana çıkma şansı bulamayan bu hatlar hem havayolu hem de havalimanları için önem arz eder. Çünkü en verimli hatlar yolculardan ziyade daha fazla şirketleri ilgilendiriyor. Fakat bu hatlar, her yıl artan yolcu trafiğiyle birlikte daha fazla dikkat çekmeye başladı. “Dünyanın En Yoğun Havalimanları” veya “Dünyanın En Uzun Uçuşları” gibi araştırmalarla ön plana çıkan Offical Airline Guide (OAG), Nisan 2018-Mart 2019 arasında en çok kazandıran rotaları da artık analiz etmeye başladı.
Geçen yıl, dünyanın en fazla kazandıran rotalar listesinde lider olan British Airways’in New York JFK Havalimanı ile Londra Heatrow Havalimanı arasındaki uçuşu bu sene de ilk sıradaki yerini koruyor. British, bu rotada geçen yıl olduğu gibi 1 milyar doların üstünde bir gelir elde etmiş. Geçen yıl ilk 10’da yer alan hatlar değişmedi, fakat sıralamada yer değiştiren rotalar söz konusu. Dikkat çeken ise Qatar Airways’in Londra Heathrow-Doha arasındaki uçuşlarından sağladığı gelir. Qatar, 2017-2018 arasında 553 milyon dolarlık gelirini bir yıl sonra
639 milyon dolara yükseltmiş. Bu notlardan sonra dünyanın en fazla kazandıran rotalarına ve havayollarına göz atabaliriz.
1) Londra Heatrow-New York JFK - British
Listenin başında, İngiliz Havayolunun British Airawys Londra Heathrow-New York JFK hattı var. Şirket bu hatta bir yılda yaklaşık 1,15 milyar dolarlık gelir sağlamış. Traveler’e göre, bu rota ile şirket aynı zamanda 1 milyar dolardan fazla kazanan tek taşıyıcı olmuş. Uçuşun karlılığının önemli nedeni, first ve business sınıfların popülaritesi ve sunulan koltuk kapasitesinin yüzde 30’unu oluşturması.
2) Sidney-Melbourne -Quantas
Listede ikinci sırada bir iç hat uçuşu var. Avusturalya’nın bayrak taşıyıcı havayolu Qantas, Sidney ile Melbourne arasındaki uçuşuyla yıllık 901 milyon dolarlık bir gelir sağlamış. Ülkenin iki önemli şehri arasında gerçekleşen 90 dakikalık iç hat uçuşu, büyük çoğunlukla dar gövdeli, 12 business ve 162 ekonomi koltuğu olan Boeing 737 uçaklarıyla yapılıyor.
3) Londra-Singapur - Singapur-Sidney – Singapur Airlines
Singapore Airlines, ilk 10’da 2 hatla birlikte yer alıyor. Aynı zamanda en kazançlı iki rotaya sahip olan tek havayolu. Londra-Singapur arası uçuşlarda 735 milyon dolar ve Singapur-Sydney arası uçuşlarda ise 549 milyon dolar gelir sağlamış.
Dünyanın En Fazla Kazandıran 10 Uçuş Hattı (2018-2019)
1-New York JFK-Londra Heathrow - British, 1.159 milyon dolar)
2-Melbourne- Sidney - Qantas, 861 milyon dolar
3-Dubai-Londra Heathrow - Emirates, 796 milyon dolar
4-Londra Heathrow-Singapur - Singapur Havayolları, 735 milyon dolar
5-San Francisco- Newark - United Airlines, 689 milyon dolar
6-Los Angeles-New York - Amerikan Havayolları, 661 milyon dolar
7-Londra Heathrow-Doha - Qatar Airways, 639 milyon dolar
8-Hong Kong- Londra Heathrow - Cathay Pacific, 604 milyon dolar
9-Sidney-Singapur - Singapur Havayolları, 549 milyon dolar
10-Toronto-Vancouver - Air Canada, 541 milyon dolar
Uçak ve havalimanı gürültüsü!
Uçakların gürültüsü teknolojik gelişmelere paralel olarak azalıyor. Motor gürültüsü en aza indirilmeye çalışılırken, uçakların aerodinamik yapılarındaki gelişmelerde bu sürece katkı sunuyor. Özellikle yeni üretilen uçaklar eskiye göre daha az gürültü çıkarıyor ve daha çevreci. Dünyanın önde gelen uçak üreticileri de en son teknolojiyi kullanarak, daha az yakıt tüketen, daha az çevreyi kirtleten ve daha az gürültü çıkaran uçaklarla rekabette bir adım öteye geçmeye çalışıyor.
Son üç yıl Cancun, Sidney ve Seul’de katıldığım Uluslararası Hava Taşımacıları Birliği (IATA) toplantılarında da bu konu gündemden düşmedi. IATA, uçakların daha sessiz, daha çevreci olması için devlet yetkililerine, havayolu yöneticilerine ve basın mensuplarına konuyla ilgili ders niteliği taşıyan bilgiler sunuyor.
Uçak Gürültüsünü Özleyen Meydan
Üç havalimanı bulunan İstanbul da bu durumdan nasibini alıyor. İstanbul’da ikamet edenler Atatürk Havalimanı açık olduğu dönemlerde Yeşilköy, Bakırköy, K. Çekmece, Sefaköy, Halkalı, Yenibosna gibi bölgelerde yaşayanlar uçak gürültüsünden rahatsız oluyorlardı. Artık Atatürk Havalimanı’ndan sınırlı sayıda sadece kargo uçuşları ve genel havacılık terminalinin hizmet verdiği iş jeti seferleri yapılıyor. Uçak gürültüsü adeta özleniyor.
İstanbul Havalimanı Gürültü Haritası
Atatürk Havalimanı’nın tüm faaliyetlerinin İstanbul Havalimanı’na aktarıldığı Nisan ayından itibaren ise İstanbul Havalimanı’nın yakınında olan yerleşim alanları veya uçakların iniş-kalkış güzergahında bulunan ilçeler gürültüye alışmaya çalışıyor. Havalimanının yolcu kapasitesinin artışı, daha fazla uçuş düzenlenmesi, gürültünün de artması anlamına geliyor. Beylikdüzü, Esenyurt, Avcılar, Ispartakule, Bahçeşehir, Arnavutköy, Hadımköy bu yeni rotalarda etkilenen en önemli ilçeler olarak ele alınabilir. Ancak yeni nesil uçakların çıkardığı gürültü seviyelerinin düşük olduğun hatırtlatmış olalım. Arada bir gürültü kirliğine sebep olan bir uçuş şahit olursanız, o uçağın eski bir model olduğu yorumunu yapabilirsiniz. Gürültü uçaklarla uğraşmak, gürültü seviyelerine müdahale etmek de havacılık otoritelerinin görevi...
En sessiz uçak hangisi?
Dünyanın dört bir yanında halihazırda çok yaygın bir biçimde kullanılan Airbus A320 ve Boeing 737-800 tipi uçakların gürültü seviyesi 93-94 desibel civarında. Günümüzde en modern yolcu uçağı olma özelliğini taşıyan Boeing 787, Airbus A350, A320neo ve Boeing 737 MAX tipi uçaklarda gürültü seviyesinin 90 desibel civarına kadar çekildi. Hatta A320neo’da 90 desibel’in de altına inildi.
En çok gürültü motordan
Pervaneli uçaklarda gürültü pervane ve aerodinamik yapıdan eşit olarak gelir. Fakat jet motorlu uçaklarda bu bu gürültü ortalama 100 desibele çıkar.100 desibelin nerdeyse yarısından fazlası motordan gelen gürültüden kaynaklanır. Gürültünün en yükseğe ulaştığı nokta ise uçağın take-off yani kalkış ve climb dediğimiz tırmanma esnasında meydana gelir. Motor en yüksek noktada çalıştığı zaman buradaki ısınmayı hafifleten fanların çalışması uçaktaki en fazla gürültünün çıktığı bölümdür.
Aerodinamik gürültü
Aerodinamik gürültü, uçak gövdesi ve kontrol yüzeyleri etrafındaki hava akışından kaynaklanır. Alçak uçuşlarda uçağın aerodinamik yapısı daha çok zorlanır. Bu ses türü, uçağın hızı ve havanın yoğunluğu nedeniyle düşük irtifalarda artar. Hava, jet motorlu uçaklarda aerodinamikten yoğun bir ses çıkarır. Mesela kanatlardan, iniş takımlarından veya uçağın gövdesindeki herhangi bir nesneyi geçan hava gürültü meydana getirir.
Yerde Uçak Gürültüsü
Uçak sisteminden kaynaklanan gürültü uçakların park halindeyken basınçlandırma, klima sistemi gibi yer hizmetleri birimlerinin yaptığı çalışmalardan kaynaklanan gürültüdür. Aynı zamanda yerde motor bakım ve testleri esnasında aşırı gürültü çıkar. Bu gürültüler genelde havalimanında çalışanlarını ve havalimanına çok yakın olan semtleri etkiler. Zira bu işlemler bazan aynı andan çok sayıda uçkat yapılabiliyor. Ve daha önemlisi havalimanında bu tarz gürültü çıkaran çalışmalarda eksik olmaz. Gürültülerin birleşmesiyle havalimanı ve etrafında yüksek desibelde, kesintisiz bir gürültüye muhtap olursunuz.
Havada dijital dönüşüm
Atatürk Havalimanı’nın ruhuna en uygun organizasyon olarak hayata geçen TEKNOFEST bugün kapanıyor. Türkiye’yi geçen yıl Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali – (TEKNOFEST) ile tanıştıran Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı’nın (T3 Vakfı) kapanışla birlikte üçüncüsünü düzenlemeke için yola koyulacak.
Bu senenin rekor seviyeye ulaşan ziyaretçi sayısı da elbette T3 Vakfı’nı motive edecektir, ama unutmayalım ki Türkiye şu an bir ‘EN’ hastalığıyla mücadele etmektedir. Her şey ‘EN’ ile yaklaşılması işin özünün, kalitesinin, amacının ve niteliğinin kaybolmasına sebep oluyor. Dolayısıyla bir sonra ki TEKNOFEST’ler de amaç katılımcı, ziyaretçi sayısı değil, Türkiye’nin kazanacağı teknolojik ürünler olmalı.
Mesela bu sene Milli Muharip Uçak, mock-up ile katılım gösterdi. Yaklaşık bir 5 yıllık zaman dilimi var göklerle ilk buluşmasına. Bir sonraki TEKNOFEST’e geçtiği aşamalarla, kaydettiği gelişmelerle gelecektir. Akıncı SİHA, bir sonraki fuarda gösteri uçuşu yapabilir. Bayraktar’ın diğer gözdesi uçan arabası Cezeri de önümüzdeki sene öğrencileri tur yaptırabilir. Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ (TUSAŞ) Atak helikopterinin ağır abisiyle gösteri uçuş yapabilir.
Hasılı her sene sahneye çıkaracağımız ürünlere, eserler ve teknolojik gelişmelere odaklanmamız gerekiyor. Ziyaretçi sayısına fazla takılmamak gerekir. Azalması, çoğalması zamana göre farklık gösterebilir. Sürdürülebilir, siyasetin üstünde ilgi ve destek gören bir TEKNOFEST yapmak çok daha önemlidir.
TEKNOFEST’te çocukları, gençleri, ziyaretçileri mutlu eden uçuşla ve havacılıkla tanıştıran güzel bir etkilik de “Pilot Event” ismi verilen uçuşlardı. Sportif havacılık olarak tanımladığımız bu segmentteki havacılık tutkunları 2-4-6 kişilik uçaklarını getirip, yakıtı TEKNOFEST’ten tedarik edip, kendi uçaklarıyla gençleri uçurdular. Bunlardan birisine ben de katıldım. Piper Meridian model uçağıyla Necmi Çiçekçi bize Atatürk Havalimanı, Küçük Çekmece Gölü üzerinde bir tur attırdı. Bizimli beraber öğrenciler de diğer uçaklarla havalandılar. Hayatında ilk defa bir uçağı bu kadar yakından görmekle kalmayıp, uçanlar vardı. Ben uçuşumu tamamladıktan sonra “Pilot Event”in farklı bir konuğu daha oldu. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofis Başkanı Ali Taha Koç.
Ali Taha Koç, Red Bull Air Race uçağıyla normal bir seyir uçuşuna değil, vücudunun 6’tı katı “G” yiyeyeceği bir uçuşa çıktı. Uçuş tamamlandığında ise heyecanı henüz geçmemişti. Pilot lisansı olan Ali Taha Koç’i bile heyecanlandıran bir etkinlik gençleri elbette havalara uçurur. Bu sebeple havacılığın da dijital dönüşüme önemli katkı ve etki sunabileceğini söyleyebiliriz.