İstanbul Havalimanı metrosu 2020 sonbaharına, 3. pist yaza
Tam bir yıl önce resmi açılış yapıldı. Büyük proje bitinceye kadar da yurtiçinde ve yurtdışında hakkında epeyce aleyhte haberler üretildi. Bahse mevzu olan negatif haberler yeni senaryolarla ve farklı şekillerle açılıştan sonra da gündeme gelmeye devam etti. Ancak projeye fayda sağlayan, gerçek anlamda eksikliklerine işaret eden, uzun vadede havalimanının işletmeciliğine ve verimliliğine katkı sunacak eleştiriler maalesef olmadı.
Evet, Türk sivil havacılığının ve dünyanın yeni odak merkezi, Türk Hava Yollarının (THY) ana üssü İstanbul Havalimanı’ndan bahsediyorum. Geçen yıl Cumhuriyet Bayramı’nda resmi açılışı yapıldı. An itibariyle hizmette birinci yılını tamamladı. Ve bir yıl içinde 40 milyondan fazla yolcu tarafından kullanıldı. Fakat 12 aylık muhasebe yapabilmek için biraz daha zamana ihtiyaç var.
Atatürk Havalimanı’nın tüm ticari kapasitesi ve en büyük ev sahiplerinden THY’nin ‘Büyük Göç’ operasyonuyla taşınması Nisan 2019’da gerçekleştiğinden yıllık değerlendirme için 5 ay daha beklemek gerekiyor. Biz bu süreyi beklerken Ulaştırma Bakanlığı, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) ve İstanbul Havalimanı işletmecileri de bir yandan bu devasa merkeze yeni değerler katacak ‘Airport City’ projesini geliştiriyor olacaklar. Havalimanının işletme süresi 25 yıl, ancak ‘Airport City’ projesinde yer alacaklar için bu süre 49 yıl olacak. Öyle görünüyor ki İstanbul Havalimanı’nda yeni bir çok gelişmeyle daha karşılaşacağız.
İstanbul Havalimanı ihalesini 2013’te 5 ortaklı bir konsorsiyum kazanmış, İstanbul Grand Airport (İGA) kurumsal kimliğiyle yapımını gerçekleştirip, işletmeye başlamıştı. Halihazırda ise 4 ortakla; Kalyon (Cemal Kalyoncu), Cengiz (Mehmet Cengiz), Mapa (Mehmet Nazif Günal) ve Limak (Nihat Özdemir) yoluna devam ediyor. Bir ortağın, Kolin (Celal Kalyoncu) İGA’dan ayrılmasıyla yaklaşık %40 payla en büyük hissedar konumuna Kalyon geldi. Ancak ön plana çıkan bir patron söz konusu değil. Dolayısıyla yönetim 4 patronun ortak aldıkları kararlar çerçevesinde gerçekleşiyor.
Zamanında kalkış %95
İstanbul Havalimanı’nın birinci yılı olması sebebiyle İGA Havalimanı İşletmesi İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü H. Kadri Samsunlu ile buluştuk. Havalimanında zamanında kalkış oranlarının %95 seviyelerine yaklaştığını belirten Samsunlu, terminal içinde hizmetlerin rayına girdiğini, yolcuların artık neyi, nerede bulacağını, hizmetlerden azami şekilde nasıl faydalanacağını öğrendiğini söyledi. THY de İstanbul Havalimanı’ndaki zamanında kalkış oranlarının %85’lerin üzerine çıktığı açıklamıştı. Peki geriye kalan %5-15’lik dilimdeki gecikmeler, zamanında kalkıştaki sorunlar nereden kaynaklanıyor? Bu gecikmelerin çoğunluğunun havayolu kaynaklı olduğunu da Samsunlu’dan öğrendim.
Kadri Samsunlu’ya cevabını merak ettiğim iki önemli soruyu da yönelttim. Havalimanına metro ne zaman gelecek? Pist ile terminal arasında geçen uçakların taksi süresinin kısalmasına katkı sağlayacağı belirtilen 3. pist ne zaman bitecek? Havalimanı ile şehir arasındaki metro hattını yapan Kolin, Cengiz ve Kalyon’un patronlarıyla yakın çalışan Samsunlu, bu süreci de en yakın takip eden isim. Doğru tahmin ve cevaplar onda olmalı.
Cevabı merak edilen iki konu üzerinde detaylıca konuştuk. Zaman zaman da hizmete giriş tarihleriyle alakalı olarak pist ve metro için açıklamalar yapılıyor, ancak metronun güzergahı ve pistin bulunduğu alan dikkate alındığında net tarih vermenin zorluğunun farkındayım. İki projenin de inşasında bazı sıkıntılı hususları var. Samsunlu, metronun İstanbul Havalimanı’na 2020’nin ikinci yarısında sonbaharda geleceğini, 3. pistin ise 2020’nin yazına yetişeceğini söyledi.
3 bin metrelik 3. pist
Şu an hizmette olan kuzey-güney yönündeki 2 paralel pistin uzunluğu 3.750 metre. Aynı yönde planlanan ve terminalin doğu tarafına inşa edilecek 3. pistin de aynı uzunlukta olacağı ihale şartnamesinde yer alıyor. Ancak 3. pistin bulunduğu yerdeki zeminin sıkıntılı olması sebebiyle boyu 3 bin metrede kalacak gibi. Kamu tarafından ilgili yetkililere konuyu sorduğumda, sorunlu zemin sebebiyle 3. pistin 3 bin metre boyu ile içhatlarda ihtiyaç duyulan her türlü hava aracına sorunsuz hizmet vereceği söylendi.
Ulaştırma Bakanlığı’ndan aldığım bilgilere göre ise 3 bin metre olarak inşa edilmesi halinde 2020’nin yazına yetişebilecek. Eğer 3,750 metre olarak planlanırsa yetişmesinin imkansız olduğu belirtiliyor. THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı da geçen hafta ‘Nisan-Mayıs 2020’ye 3. pist yetişirse kazancımız çok olur’ açıklamasını yapmıştı. Ancak bu ihtimal zor görünüyor.
Görünen o ki 3. pist 750 metre kısaltılıp, erken bitirilecek. Tercih bu şekilde. Fakat pistin boyunun kısa tutularak, erken hizmete girmesine imkan sağlanması yakın zaman içinde havalimanına küçük bir fayda sağlarken, uzun vadede ise sıkıntıya sebep olma ihtimali yüksek. Zaten böyle bir fayda hesabı sebebiyle boyu 3.750 metre olarak planlamıştı. (İGA patronları Nihat Özdemir veya Cemal Kalyoncu ile bu hususta da iddiaya hazırım!) 3. pistle ilgili diğer bir alternatif veya ihtimal plan ise önce 3 bin metre yapılıp, daha sonra uzatılması.
3. pistle ilgili gelişmeleri onaylayıp, inşaatının takibini yapan Ulaştırma Bakanlığı (DHMİ) pistin uzunluğuyla ilgili proje değişikliğinin maliyet hesaplarını ve mahsuplaşmasını da yeni duruma göre yapacak.
İki pistteki hata tekrarlanmamalı!
Öte yandan İstanbul Havalimanı’nda şu an kullanılan mevcut iki pistte kuzeye doğru, Uluslararası Sivili Havacılık Örgütü (ICAO) kriterlerine uygun şekilde bir eğim var. 3.750 metre uzunluğundaki iki pistin iki başı arasındaki kod farkı 30-33 metre seviyesinde. Uçuş güvenliği ve uçuş emniyeti anlamında şüphesiz bir sorun teşkil etmiyor, ancak kod farkı uçuş verimliliği ve uçuş konforu açısından önem arz ediyor. Bu meydanı kullanan başta THY olmak üzere diğer tüm havayolları için ilave ve sürekli bir maliyet anlamına geliyor.
İGA İnşaat eski CEO’su Yusuf Akçayoğlu döneminde pistlerin kısa sürede ve az maliyetle bitirilmesi için kod farkına dikkat edilmedi. Ulaştırma Bakanlığı ve DHMİ de bu durumu onayladı. Fakat sıfırdan yapılan bu büyüklükteki yeni nesil meydanlarda böyle bir kod farkı söz konusu değil. İstanbul Havalimanı her yönüyle Türkiye’yi geleceğe taşıyacak büyük bir proje. Dolayısıyla 3. pistin inşasında benzer sıkıntıların ortaya çıkmaması uzun vadeli faydaları önceleyip, dikkat edilmesi gerekiyor.
Nisan 2020 Dönüm Noktası
İstanbul Havalimanı’na Atatürk’ten ‘Büyük Göç’ün hiçbir sorun olmadan gerçekleşmesi ve devamında operasyonların problemsiz bir şekilde sürmesi, şüphesiz Türkiye adına önemli bir başarı. Havalimanının kısa sürede bitirilip, sorunsuz bir şekilde hizmet gireceğine inanmayanlar çoktu. Başarıldı. ‘Proje bir an evvel yetişsin’ diye çalışılırken, diğer taraftan tüm işlerin mükemmel olmasını beklemek de haksızlık olur. Dolayısıyla bazı eksiklikler, giderilmesi gereken problemler, iyileştirilmesi lazım gelen hususlar da zamana bırakıldı. Şu an bu dönem yaşanıyor. Diğer taraftan da meydanın daha verimli ve iyi işletilmesi, havalimanının kurumsal kimliğinin oluşup, oturması için de zamana ihtiyaç var. Terminal içindeki ticari alanlar yeni yeni oturuyor. Havalimanı çalışanları ekip haline dönüşmeye çalışıyor. Tam bir değerlendirme için bir yıllık zamanın dolması, Nisan 2020’nin geçilmesi gerekiyor.
3. pist ne getirecek?
Dünyanın birçok havalimanından farklılıklarıyla öne çıkan İstanbul Havalimanı, bağımsız 3 paralel pisti ile yolculuk deneyimi yaşatacak ender meydanlardan birisi olacak. Ulaştırma Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın vurguladığı gibi ‘Üçlü Paralel Pist Operasyonu’ uygulaması da Türkiye’de hayata geçirilmiş olacak. Kuzey Amerika’dan sonra Türkiye’de, aynı yönde (kuzey-güney) 3 bağımsız paralel pist aynı anda işletilmeye başlanacak. Dünya sivil havacılık sektörü açısından da bizim coğrafyamızda hava trafiği yönetimi için ayrı bir deneyim olacak. Yedek pistlerle 5 adet operasyonel piste sahip olacak meydanda yeni pist sayesinde hava trafik kapasitesi saatte 80 uçaktan (kalkış-iniş) 120’ye yükselecek. Böylece havayollarının sefer saatlerinde önemli bir rahatlık ve slotlarda esneklik sağlanacak. Yoğunlukla içhat seferlerinde kullanılması planlanan 3. pistle birlikte mevcut taksi süreleri de yüzde 50 civarında azalacak.
Welcome Lounge ve buluşma alanı
İstanbul Havalimanı’nda yolcu karaşılamada yaşanan kargaşanın ve görüntü kirliliğinin sona erdirilmesi için özel bir ‘Meeting Lounge’ alanı oluşturulacak. Özellikle yabancı misafirleri ve turist guruplarını karşılayan ve karşılama işini bir meslek haline dönüştüren ‘akordiyoncular’ olarak tanımlanan kişiler için karşılama standartları oluşturulmuş. ‘Meeting Lounge’ olarak hizmet verecek bu alanda yolcuyla karşılayanın kargaşaya sebep olmadan, medeni bir şekilde buluşması sağlanacak.
İstanbul Havalimanı’nda gelen yolcu katında hizmete sokulması planlanan diğer lounge daha var. Başta business class yolcular olmak üzere ihtiyaç duyan her yolcuya soluklanma, dinlenme, tazelenme, vakit geçirme ve her türlü hazırlıklarını yapmalarına imkan verecek bir özel bir salon açılacak. ‘Welcome Lounge’ ismiyle hizmet verecek bu salonda İstanbul’a erken saatlerde gelen yolculara toplantı, görüşme veya herhangi bir işi için hazırlanmalarına ve vakit geçirmelerine imkanı sunacak. Yiyecek, içecek, duş ve çeşitli hizmetlerin sunulacağı salonunun benzerini THY, Atatürk Havalimanı’nda hizmete sokmuştu. İstanbul Havalimanı’nda ise bu hizmeti tüm havayollarına İGA verecek.
Harç pulu herşeyi yok ediyor!
İstanbul Havalimanı’nda İGA sayısız noktada müşteri deneyimlerini anketlerle toplandığına vurgu yapan Kadri Samsunlu, anında müdahalelerle iyileştirmeler yapıldığını böylece müşteri memnuniyetinin de üst seviyelere çekildiğini söyledi. Ancak İstanbul Havalimanı’nın elinde olmayan, onların da müdahele edemedikleri sorunlar sebebiyle yolcular sorun yaşıyor. Mevzuatlar ve kamu tarafı kaynaklı meseleler sebebiyle istenilen seviyede pasaport geçişlerinde biometrik sistemi kullanılamıyor. Yolcular da önemli bir zamanı pasaport geçişinde harcıyor. Bu duruma acilen ilgili bakanlıkların işbirliğiyle el atması gerekiyor.
Dünyanın en gözde havacılık merkezinde doğru düzgün biometrik uygulamanın olmayışı ciddi handikap. Böylesine önemli bir meydana da yakışmıyor. Bu hususu hasseten Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun dikkatine sunuyorum. Pasaport polisi hizmetlerinin de İçişleri Bakanlığı’nın koyduğu anket cihazlarıyla ölçüldüğü İstanbul Havalimanı ve diğer meydanlarda diğer bir sorun ise harç pulu. Polisin yaptığı ‘Harç Pulu’ kontrolü tüm iyi gelişmeleri ve iyileştirmeleri alıp götürüyor, öldürüyor. Biyometrik geçişlerinde bir önemi kalmıyor.
Airport City Değer Katacak
İstanbul Havalimanı proje sınırları içerisinde geliştirilen ve girişte yer alan caminin de bir parçası olacağı ‘İstanbul Airport City’ projesi DHMİ’nden alınan onayı ile 49 yıllık bir yatırım olacak. Toplam kapladığı alan 400 bin metre kare olarak planlanan bölgenin 25 bin metre karesinde oteller yer alacak. Havalimanı işletmesini destekleyecek, yolculara ve havalimanındaki diğer paydaşlara ekonomik olarak da katkı sunacak şekilde planlanan ‘Airport City’ uluslararası tasarım firması Perkins+Will tarafından tasarlanmış. Türkiye için bir ilk olacak proje havalimanı sınırları içinde, dört ana bölgede geliştirilecek ve terminallerle direk bağlantısı olacak. İçinde otel, ofis, hastane, perakende üniteleri, servis apartmanları, sosyal yaşam alanları, eğitim ve fuar mekanları gibi fonksiyonlar bulunacak. Ayrıca proje içinde müze, sergi ve konferans salonları de bulunacak. Sadece havalimanı yolcularına ve çevresine değil, lojistik merkezleriyle tüm İstanbul’a ve etrafındaki şehirlere de hizmet vermesi amaçlanıyor.