Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ABD Başkanı Trump’ın davetiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerçekleştirdiği ziyaret beklenmedik şekilde olumlu havada geçti. Akabinde olumlu yansımaları oldu. Ancak görüşmenin ağırlık noktası Rusya ile ilişkiler ve S-400 hava savunma sistemi için biraz daha beklemek ve yeni bir dönemin nasıl başlayacağını izlememiz gerekecek.

        Öğrendiğim kadarıyla Türkiye’nin daha önce iki ülke arasında komisyon kurularak S-400 konusunun incelenmesine soğuk bakan ABD bu defa ikna edilerek bir kazanım sağlandı.

        İki ülke komisyonları aynı zamanda müşterek taarruz uçağı F-35 ve ABD ile hava savunma sistemi konusunda anlaşma detaylarını inceleyecekler. Böylece ABD ile ‘Nerede kalmıştık, nerelerde yanlış yaptık?’ şeklinde özetlenecek yeni bir dönem başlayacak. Hatta bu süreç için Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham’ın daha önce Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen sözde Ermeni Soykırımı Tasarısı’nın Amerika Senatosu’nda gündeme gelmesini engellemesi somut bir işaret olarak yorumlanabilir.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştükten sonra Graham’ın “Senatörler olarak tarihi yeniden yazmamalıyız. Türkiye ve Ermenistan’ın bir araya gelerek bu soruna çözüm bulmasını umuyorum” sözleriyle oluşan müspet havanın ABD’nin hava savunma sistemleri konusunda da Türkiye’ye yardımcı olmadığı için Rusya ile yakınlaşmak zorunda kaldığı yaklaşımı üzerinden sürecin devam edeceği belirtiliyor.

        ABD Savunma Bakanı Mark Esper’den de olumlu açıklamalar gelmesi Türk-Amerikan ilişkilerinin 6 aylık dönemde ciddi bir değişim geçirebileceği belirtiliyor. Özellikle Pentagon’un yaklaşımlarında kırılmalar olması için zamana ihtiyaç olduğu, Suriye sorunun siyasi, ancak Rus S-400 mevzusunun ise çok yönlü etkileriyle derinliği olan bir husus olarak ele alındığını ifade etmekte fayda var.

        Pentagon için asıl çözülmesi gereken konu Türkiye-Rusya ilişkileri ve S-400’lerin geleceği. Hatta Rusya ile bir adım öteye geçilerek savaş uçağı tedariki gibi savunmanın başka alanlarında Türkiye’nin adım atmaması için önlemler, teklifler yapılmasının da planladığı gelen haberler arasında.

        En sıkıntılı dönemde gerçekleşen Türkiye-ABD zirvesinden çıkan bu neticelerin tahmini bile zordu. Türkiye açısından bu kadar olumlu geçmesi beklenmiyordu. Hatta sıkıntılı konular F-35 ve Rus S-400 hususunda acil ve keskin bir karar vermek yerine konunun iki ülke dışişleri bakanlıkları arasındaki komisyonlara havale edilerek, tarafların birbirlerini anlamak için karar vermeleri şüphesiz önemli. Emri vakiler gitti, müzakere dönemi başlayacak.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump’ın davet ve organizasyonuyla Cumhuriyetçi senatörlere Suriyeli mültecileri anlatması, Suriye’deki PKK/PYD’nin durumunu net bir şekilde izah etmesi, Rus S-400’lerin alınmasında NATO ülkelerinin ve özellikle ABD’nin etkili olduğunu hem sözlü hem de raporlarla ifade etmesi ciddi karşılık bulmuş durumda.

        Ama asıl etkiyi bir hafta sonra nasıl bir atmosferin oluşacağına bakarak yorumlamak gerekecek. Türkiye’ye karşı ittifak yaparak hareket eden Demokratlar ile Cumhuriyetçi senatörlerin tavırları, Pentagon’un yaklaşımı ve seçim dönemine giren ABD’nin iç kamuoyunda neler olacağını da görmek lazım.

        Bu görüşme, ABD ile yaşanan epeyce menfi gelişmeye rağmen, Türkiye’nin her durumda masada olabileceğini göstermesi açısından tarihe geçti. İletişimin kanallarının açık olmasının, her halükarda muhataplarla yüz yüze görüşebilmenin ve bu yaklaşımı diğer sorun yaşadığımız ülkelere göstermemiz halinde ülke olarak ne derece kazançlı çıkacağımızı ortaya koyması açısından değerli olduğu ortada.

        Diğer Yazılar