İHA'lara benzer bir başarı: Yerli ULAK sahada!
Bürokraside, devlet düzeninde çıkarılan engellere rağmen ULAK bir başarı hikayesi olarak bugünlere geldi. Artık Türkiye baz istasyonu geliştirip, üreten dünyadaki 5 ülkeden birisi. Ülke genelinde kullanımı da yaygınlaşmaya başlıyor. Sonra ihracat.
Bayraktar insansız hava araçlarının (İHA) yaşadığı sorunların benzerleriyle karşılaştı, zorluklar yaşadı. Ama engelleri aşarak bu noktaya ulaştı. En az yerli/milli İHA’ların başarısı kadar önemli bir gelişme olarak, yerli/milli baz istasyonu ULAK da Türkiye’nin geleceğinde rol oynayacak.
ULAK’ın bu duruma gelmesinde ciddi katkı veren, can suyu olan, 2900 adetle en fazla siparişi veren Turkcell, belli sayıdaki baz istasyonlarını uzun süredir canlı şebekede kullanmaya başlamıştı. Bugün de Vodafone, Rize’de yapılacak törenle 249 adet ULAK’ı resmen kullanmaya başlıyor. Böylece halihazırda en fazla ULAK kullanan operatör olacak ama siparişinin hepsi bu...
Madem başarıldı, sahada kullanılıyor, yeni siparişlerin gelmesi gerekir. Türk Telekom’un da (TT) bu kervana güçlü bir şekilde katılmaktan başka şansı yok. Zira TT Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Fatih Sayan, aynı zamanda bu konularla yakından ilgili Ulaştırma Bakan Yardımcısı.
ULAK her açıdan önemli. İstihdama katkısı, katma değerli bir ürün olmasının yanında yerli teknolojilerin önünü açacak ve telekomünikasyon sektöründe uçtan uca iletişimin diğer halkalarının milli olarak hizmete girmelerini hızlandıracaktır.
Daha dikkate değer husus ise önümüzdeki yıllarda bir numaralı meselelerden birisi hiç şüphesiz siber güvenlik konusu olacak ve ULAK ile Türkiye bu engeli de aşacaktır. Savunma ve her açıdan ülke güvenliği için, nesnelerin interneti yaygınlaşınca her şey için siber güvenlik öne çıkacak. Teknolojisi size ait olmayan, uçtan uca hakimi olmadığınız, kontrol edemediğiniz bir telekomünikasyon ağında siber güvenliğiniz olmayacaktır. Bu sebeple yerli/milli ULAK önemli.
İsrail’in Heronlarını İsrail’in müsaade ettiği ölçüde kullandığımız gibi başkasının baz istasyonuna, çekirdek şebekesine de ihtiyaç anında donanım ve yazılımları eklememiz imkanlar dahilinde olmayacaktır.
Dolayısıyla ULAK başarısıyla Türkiye önemli bir handikaptan kurtulacak. Amerika’da, Avrupa’da 5G’de Çinli Huawei sebebiyle gündeme gelen siber güvenlik tartışmaları yaşanıyor. Biraz daha akıllı ve gayretli olursak, devlet içinden yabancı tedarikçilerin lobisiyle ön kesme hadiseleri de olmazsa, 4,5G’de için geliştirilen ULAK’ın yolu 5G’ye çıkar. Türkiye de siber güvenlik tartışmalarından kurtulabilir.
Bu sebeple regülatör kurumların şu ana kadar takip ettikleri yanlış politikaları terk ederek, milli bir duruşu göstermeleri önemli olacaktır. Bu konu direkt Ulaştırma Bakanlığı ile Bilgi Teknolojiler ve İletişim Kurumu’nun (BTK) uhdesinde. Ericsson, Huawei, Nokia, Samsung, ZTE ve Cisco kadar olmasa bile umarım ULAK’a da gereken ilgiyi gösterirler.
Bugün dünyanın en teknolojik İHA’larını yapan ve ihraç eden bir ülkeyiz. Ve bu alanda dünyanın önde gelen ilk 5 ülkesinden birisiyiz. ULAK için de aynı şey geçerli. Bundan böyle telekomünikasyon sektöründe baz istasyonu üreten 5’nci ülkeyiz. Ben bundan yaklaşık 4 yıl önce ULAK’ı yazdığımda dalga geçenler çoktu. Üstelik medyada ULAK’a destek çıkan da yoktu.
Geldiğimiz aşamada 2019 ortalarından itibaren her üç operatöre de 250 baz istasyonu teslimatı yapıldı. Önce Vodafone, ardından da Turkcell bu 250 baz istasyonunun saha kurulumlarını tamamladı.
Global bir operatör olan Vodafone baz istasyonunu kurduğu sahalarda ULAK’ın mevcut özellikleriyle bir an önce açarak ve canlı şebekede kullanmak istemiş. Bu sebep ilk sahneye çıkan Vodafone oldu.
Turkcell kurulum yaptığı sahaları açmadan önce ULAK baz istasyonlarına VoLTE (Data hattı üzerinden ses ile konuşabilme yeteneği) özelliğinin kazandırılmasını, ayrıca geliştirilen 2600 Mhz radyoların da saha konfigürasyonlarına dahil edilmesini beklemeyi tercih etmiş. 2022’ye kadar da ULAK’ı 45 ilde hizmete sokacak.
Türk Telekom ise teslim aldığı 250 adet ULAK’ın kurulum çalışmalarına yakında başlamayı planlıyormuş.
Ve gelelim bam teline basmaya. 3 operatörden alınan toplam 3400 adet sipariş bir ekonomik değer oluşturmuyor. Operatörler de planlamalarında ULAK’ın yol haritası hazırlamasına bile imkan verecek bir yaklaşımı sergilemiyorlar. Çünkü ULAK’ın önünü kesecek çok daha uygun teklifleri diğer üreticilerden; Ericsson, Huawei, Nokia’dan alıyorlar. İşte bu noktada Ulaştırma Bakanlığı, yerlilik kriterleri, BTK’nın devrede olması gerekir.
Türkiye’de 30 ile 50 bin arasında 4.5G baz istasyonu varken, bunların 750 adedinin ULAK olması rakamsal olarak bir anlam ifade etmez.
Öte yandan ULAK başarılı olmasaydı operatörler bir tanesini dahi sahaya sokmazlardı. Peki çalışan yerli/milli bir ULAK’a neden saha açılmıyor? Öz yurdunda garip bırakılıyor. Burası müstemleke memleketi mi?
Defalarca 4.5G ihalesinin lisan sözleşmesindeki yerlilik kriterlerini yazdım. Ama halen daha gereğinin neden yapılmadığını çözemedim. Belki Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç çözer.
Biraz da geriye gidelim. Proje başladığında; “ULAK çalışmaz, işletilmez, üretilmez” dendi. Sonra “istemezük” cephesi “4.5G’nin vakti geçti” söylemini kullandı. Ama vakti geçen bir şey yoktu ve 5G sistemler sistemi olacağı için ilk etapta 4.5G ile tam entegre çalışacağı ortaya çıktı. Yani 4.5G ile 5G’ye geçiş olacak. Hazır alınacak bir 5G sisteminin ilk etapta hizmete girmesi içinde sahada çalışan 4.5G olması gerekiyor.
Son söz: ULAK’a yeni sipariş verilmesi için bir model, yöntem gerekiyor. Operatörler tahmini siparişlerini verirlerse maliyetin ne kadar azaltılabileceği araştırılır. Kalan miktarın bir kısmını devlet, bir kısmını da lisans sözleşmesi gereği operatörler üstlenirse 4,5G’deki ULAK’ın yolu 5G’ye doğru uzanır.
XXXX
Kaçak yapılar her yerde yıkılmıyor?
Trabzon Uzungöl’deki kaçak yapılaşmaya ilk kepçe nihayet vuruldu. Yıkım ekiplerini engellemek isteyen çok sayıda kişi gözaltına alınmış. İmara aykırı 112 kaçak yapıdan 95’i için yıkım, 17’si için de tıraşlanması yönünde karar verilmiş.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’u tebrik ediyorum. Bu cesur girişimler ülkemizin medenileşmesine katkı sunar, başkalarının, kamunun arazilerine tecavüz edilmesinin önüne geçer. Çirkin yapılaşmayı, görsel kirliliği, haksızlığı ortadan kaldırır. Devlete, kanunlara saygınlığı, mimari algıyı yukarı çeker. Ancak halen daha çoğu belediye başkanı bizatihi kaçak yapılaşmayı teşvik ediyor, bunun rantından istifade ediyor. En modern sitelerde bile “İmar Barışı” oyunları oynayarak görevlerini kötüye kullanıyorlar.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, İzmir Çeşme’de bulunan sitedeki villasına imar ve site yönetim planına aykırı eklentiler yapmasıyla gündeme geldi. CHP’li Çeşme Belediyesi tarafından planlara göre inşa edilmediği için mühürlendi. Balyozla yıkıldı.
Maliye eski Bakanı Kemal Unakıtan'ın 1983'ten beri oturduğu ve 2006 yılında yıkıp yeniden yaptırdığı Küçükçamlıca'daki villasının çatısı da AK Partili Üsküdar Belediyesi tarafından “kanuna aykırı” olduğu için yıkıldı.
Başakşehir’de ise tablo çok farklı. Belediye 2-3 yıl önce oturuma başlanan sitelerdeki kaçak yapılaşmaya dahi göz yumuyor, müdahale etmiyor. Turgut Özal döneminde hizmete giren ve Avrupa’nın ‘En İyi Uydu Kenti’ ödülünü alan Bahçeşehir hızla gecekondulaşıyor...