İran'a tazminat, ambargo ve uluslarası yargılama
İran, Ukrayna Havayollarına ait uçağı ‘yanlışlıkla’ düşürdüğünü itiraf etmesiyle çok yönlü sıkıntılı bir döneme girdi. İtiraf edilmeseydi, olay ortaya yine çıkarılacaktı ve daha ağır sonuçları olacaktı. Şu an ilgili devletlerin uçağın füzeyle düşürülmesi sebebiyle açıkladığı bilgiler, itiraflar, siyasi yaklaşımlar birer fikir gibi telakki ediliyor. İran’ın olaydaki rolü de diğer ülkelerin suçlamaları da ancak “Kaza Kırım Raporu” ve diğer soruşturmalar neticesinde bir anlam kazanacak.
İstifa Eden, Görevden Alınan Yok
Sivil bir uçağın İran Devrim Muhafızları tarafından düşürüldüğünün itiraf edilmesine rağmen henüz görevinden alınan veya istifa eden bir sorumlu yok. Ancak bu aşamadan sonra kaza iki yönlü soruşturulacak. Askeri kurumun yaptığı yanlışlık İran içinde araştırılırken bu konuda uluslararası araştırma ve yargılama gündeme gelecek. Düşen uçakla ilgili diğer tüm hususlar ise “Kaza Kırım Heyeti” tarafından araştırılıp raporlaştırılacak ve hukuki süreçte de bu rapor etkili olacak. Heyetin 2 ay içinde ön raporu hazırlaması gerekiyor. Nihai raporda ise zaman sınırı yok.
İran’ın ‘uçağı yanlışlıkla düşürdük’ itirafından sonra yaşayacağı sıkıntılı 4 aşama şöyle olacak:
1) Tazminat ödemek zorunda kalacak,
2) Uluslararası mahkemelerde yargılanacak,
3) ABD’nin havacılık konusundaki ambargosu daha ağırlaşacak,
4) Sigorta şirketleri İran uçuşlarını riskli sayacak ve uçak sigorta primleri çok yükselecek.
İran’a Sivil Uçuşlar Zor Olacak
İran Genelkurmay Başkanlığı’nın uçağın askeri bir noktaya yaklaşan saldırgan bir uçak olarak algılandığı için füzeyle vurulduğunu açıklaması, sivil havacılık otoritesiyle, askeri yetkililer arasında koordinasyonsuzluk olduğunu ortaya koyuyor. Bu sebeple bundan sonra İran’a yapılacak sivil uçuşlar hem ciddi etkilenecek, hem de pahalı hale gelecek. İran uzun bir süre denetimlerle gözetim altında kalacak, hatta İran hava sahası ‘Savaş Riski Sigortası’ kapsamına alınırsa başta Türk Hava Yolları (THY) olmak üzere diğer Türk şirketlerinin uçuşları da zorlaşacak.
İran Paralel Devleti Düşürdü
İran paralel devletinin askeri gücü olarak bilinen Devrim Muhafızları tarafından uçağın düşürüldüğünün itiraf edilmesi İran için bağlayıcı olacak. Fakat güvenlik araştırmaları ve uçağın “Kaza Kırım Raporu” için çalışmalar devam edecek. Uçakla ilgili verilecek hukuki kararlarda ‘Kaza Kırım Heyeti’nin raporu belirleyici olacak. Uçak kazalarında Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) ANNEX (ek) 13’ncü maddesi bağlayıcı ve belirleyici hükümler içeriyor.
Bu olayda ‘Kaza Kırım Heyeti’nin asil üyeleri de şu şekilde olacak;
1) İran,
2) Ukrayna,
3) Havayolu işletmecisi,
4) Uçağın üreticisi ülke (ABD) ve tasarımcı firma (Boeing)
5) Sigorta şirketi.
Devrim Muhafızlarının Kırılma Noktası
Uçağı füzeyle düşürdüğünü itiraf eden Devrim Muhafızları için İran Devleti araştırma yapacak, sorumluları ortaya çıkaracak. Bu hadiseden zarar gören ülke ve tarafların şikayetiyle İran uluslararası mahkemelerde yargılanacak. Ancak ABD’nin Devrim Muhafızlarının “terörist” ilan etmiş olmasının uluslararası yargılamalarda nasıl bir etkisi olacağı da merak konusu.
İran’da resmi askeri teşkilanma dışında bir de hava, kara, deniz kuvvetleri olarak paralel yapılanan ve Dini lider Ayetullah Ali Hamaney’e bağlı olarak hareket eden Devrim Muhafızları var.
Bu sebeple İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ‘bunun affedilmez bir hata’ olduğunu belirterek, ‘sorumlular hesap vermeli’ açıklamasını yaptı. Çünkü kendisi hesap soramıyor, görevden alamıyor. Dışişleri Bakanı Cevad Zarif de özür diledi, ama Devrim Muhafızları tarafından kimse ne görevinden alındı, ne de istifa etti. Çünkü İran’da seçimle gelenlerin Devrim Muhafızları üzerinde bir etkisi yok.
İran Füzeyi Örtbas Etmek İstedi
İran’da hiçbir yetkili ‘füzeyle düşürdük’ itirafına kadar, Ukrayna Havayollarının düşürülen uçağı sonrasında ‘geçmiş olsun’ mesajı dahi yayınlamadığı gibi hep birlikte olayı örtbas etmeye çalıştılar.
Mesela İran Sivil Havacılık İdaresi, olayın olduğu gün kazayı kendilerinin soruşturacağını belirterek, “Düşen uçağın kara kutusunun incelemesi aylarca sürebilir. Olayın soruşturması 1-2 yılı bulabilir” açıklamasını yapmıştı.
Ayrıcı Devrim Muhafızlarının bu uçağı kasıtlı olarak düşürüp, olayı ABD’ye yıkmaya çalıştıkları iddiaları da var. Fakat İran’da son bir ayda eylemlerde öldürülen yaklaşık 2 bin kişiyle, uçak kazasında öldürülen ve çeşitli ülkelerden vatandaşında bulunduğu 176 insanın ölümü aynı şey olmadığını ağır bir faturayla öğrenmiş olacaklar. İtibar ve irtifa kaybına sebep olan bu hadise sebebiyle İran içinde de elbette tartışmalar olacaktır.
Ayrıca uçağın Devrim Muhafızları tarafından füzeyle düşürüldüğünün itiraf edilmesinden sonra ise İran’ın ‘Kara Kutuları’ inceleyecek teknik imkanlarının olmadığı ve Fransa’ya gönderileceği bilgisi paylaşılmasının da iyi analiz edilmesi gerekiyor.
İran kendi menfaati olmayan hiçbir işe önem vermiyor. Uluslararası kuralları da önemsemiyor. İran’da 2018’de düşen Başaran Holding’e ait iş jeti kazasına da çok yüzeysel yaklaşmışlardı. Hatta halen daha bulunamayan Türk pilotun naaşını da çeşitli sebeplerle uzun süre aramamışlardı. Bu uçağın ‘Kara Kutuları’ FDR (Flight Data Recorder) ve CVR (Cockpit Voice Recorder) Fransa’da çözülmüştü.
İran Sivil Havacılık İdaresi’nin ön araştırma yapmadan, uçağın füzeyle vurulduğu iddialarını yalanlarken bile yalan beyanatta bulunması ise bundan sonraki araştırma aşamalarında İran’ın işini daha da zorlaştıracaktır. İran resmi makamlarına hiçbir ülke ve şirket güvenmeyeceği için araştırma ve soruşturmalar sıkıntılı geçebilir.