Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Baykar, insansız hava araçlarından (İHA) sonra Türkiye’yi dünyada teknoloji geliştiren ülkeler liginde farklı bir noktaya taşıyacak yeni bir gelişmeye daha imza attı. Zor günlerde ülkemiz için iyi bir haber, iyi bir motivasyon kaynağı oldu.

        Milli ve özgün olarak geliştirilen Türkiye'nin ilk uçan arabası Cezeri, ilk uçuş testlerini geçen hafta başarıyla tamamladı. Artık dünyada çok az sayıdaki uçan araba geliştiren ülke ve şirketler sıralanırken Türkiye-Baykar ismi de anılacak. Teknoloji geliştirmenin, bir ürünü test ederek sahada varım demenin hem şirket için hem de ülke için inanılmaz kaldıraç etkisi olduğunu biliyorum. Cezeri sayesinde de Türkiye’nin dünya pazarına sunduğu tüm teknolojik ürünlerinin değerleneceğini, onlara olan güven artacağını tahmin etmek zor değil. Teknoloji geliştiren ülke olarak algımız artacak, yeni puanlar hanemize yazılacaktır.

        Bugün Türkiye’nin envanterinde 100’den fazla Bayraktar İHA bulunuyor. Yurtdışına da ihraç edildi. Ancak Bayraktar TB2’nin temellerinin atıldığı, geliştirildiği zamanları, yaklaşık olarak 13 yıl önceki günleri hatırladığımda Cezeri gibi bir ürünün o günlerde de hayal edildiğini, tahayyüllerde yer aldığını biliyorum. Baykar Makine bünyesinde çokça konuşulduğunu dün gibi hatırlıyorum. Bir şeyin hayali kurulmadan, rüyasını görecek kadar çalışmadan başarı gelmiyor.

        REKLAM

        Baykar Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar, Cezeri Uçan Araba’nın kavramsal tasarımıyla başlayan çalışmaların ardından 1,5 yıl içinde ilk uçuşunu gerçekleştirdiğini söylüyor. Bu süreye azıcık itirazım var. Yoksa bazıları bu işlerin 1,5 yılda yapılabileceği gibi yanlış bir kanaate kapılabilir. Nitekim bazı yorumlara ve sorulara da şahit oluyorum.

        Dolayısıyla bu süreye sadece benim bildiğim taktik İHA dönemini, 13 yılı, üzerine bir de mini İHA yıllarını ve Hezarfen Havaalanı günlerini de eklemek gerekiyor. Yıllar önce Baykar Makine’nin İHA üzerinde çalıştığını Özdemir Bayraktar’ı tanıyan bir akrabam haber verdiğinde inanamamıştım. Hatta Özdemir Abi halen daha o günleri hatırlatıp; “Sen bizim İHA yapacağımıza inanmamıştın” şeklinde bir fasıl geçer.

        Teknoloji geliştirmek, sürdürebilir hale getirebilmek bolca çalışma ve sabır ister. Yılmadan da bir çok karşı hamleyi göğüslemek gerektiğini Baykar’ın İHA serüveninden biliyorum. Yoksa başka türlü “var” olamıyorsunuz. Sahaya veya sahneye çıktığınızda ise başka zorluklar söz konusu.

        Türkiye’nin ilk uçan arabası Cezeri sahneye çıktı, ama önünde daha epeyce bir yol var. Rakipleriyle yarışacak, rekabetçi olacak, kendine has teknolojileriyle farklılıklarını ortaya koyacak. Bir yandan da gelişimine devam etmek zorunda olacak. 5 yıl sonra bambaşka Cezeri karşımızda olursa da şaşmamak gerekir.

        Çünkü geçen hafta ilk test uçuşunu yapan Cezeri’nin daha gelişmiş prototiplerini yapılacak, çeşitli testlere tabi tutulacak bu esnada yeni gelişmelere yaşanacak ve yenilecek. Mesela Cezeri’yi uçan araba olarak anıyoruz. Ama bundan 10 yıl önce drone teknolojisi bu denli hayatımıza girmediği yıllarda uçan araba modelleri kısa pistlerden kalkacak şekilde kanatlı olarak test uçuşları yapıyordu. Şimdi onlar artık geride kaldı. Dikey iniş-kalkış yapan, yapay zekalı, elektrikli uçan arabalar geliştiriliyor.

        Selçuk Bayraktar’ın dikkat çektiği üzere Cezeri Uçan Araba'nın yollara inmesi tahminen 10-15 yılı bulabilir. Havacılık otoriteleri de hava trafiğini uçan arabalara göre nasıl düzenlemeleri gerektiği konusunda henüz bir yol haritası çıkarabilmiş değiller.

        REKLAM

        Yıllardır her sene bir defa yazılarımda ve televizyon programımda uçan arabalardaki son durumu gündeme getiriyorum. Artık bu listede Türkiye ve Baykar’ın Cezeri’si de olacak. Dünyada bu konuları takip edenlerin listesine de Türkiye ve Baykar dahil olacağı için şimdilik en önemli kazancımız bu. İkincisi ise geleceğe, teknolojinin gittiği yöne doğru hareket eden bir Türkiye’de Cezeri’nin yeni nesile güzel bir örnek olması. Ümitlendirmesidir. Milli Teknoloji Hamlesi olarak anlatılan stratejiler bu tarz somut örneklerle ete kemiğe bürünüyor. “Cek, caklı” ifadelerle bir yere varılmıyor.

        Cezeri Uçan Araba ilk defa geçen yıl Atatürk Havalimanı'nda düzenlenen TEKNOFEST’te tanıtılmıştı. Bir yıl sonra de test uçuşu yapmış olması müthiş bir şey. Bakalım bu hafta Gaziantep’te korona virüs salgını sebebiyle seyircisiz olarak gerçekleşecek TEKNOFEST’e ne tür sürprizler olacak? Cezeri teknolojik ürünleriyle yarışacak gençleri nasıl motive edecek?

        Cezeri Türkiye’yi geleceğe götürmek üzere yola çıkmış durumda. Çalışmamız daha çok çalışmamız, bilimi hayatımızın merkezine koyarak durmadan çalışmaktan başka çaremiz yok.

        Kara para trafiği sadece 2 trilyon dolar mı?

        Amerika’da seçim öncesi yaşanan hareketliliğe 2 trilyon doları bulan kara para trafiği hareketleri de eklendi. ABD Hazinesi'nin çatısı altında faaliyet gösteren Mali Suçları Araştırma Ağı’na (FinCEN) ait belgeler, çeşitli ülkeler arasındaki kara para trafiğini adeta ortaya saçtı.

        Bu belgelerin sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmesi için de en az ortaya saçanlar kadar konusunda uzmanlara ihtiyaç var. Çünkü anlaşılıyor ki bir veya çokça amaç doğrultusunda bu bilgiler sızdırılmış. Akla gelen epeyce aydınlatılması gereken soru var.

        Ayrıca bu sızdırmayla birlikte para trafiğinde ismi geçen kuruluşlar ve şahıslarla ilgili detay bilgiler ve bağlantılara dair haberler de başka kaynaklardan servis edilmeye devam ediyor. Evet Amerika’da seçimler var, ancak bu operasyonların seçimleri de aşan boyutu olabileceği unutulmamalı.

        Özellikle Almanya’nın para trafiğinde en büyük rolü üstlendiği, adeta merkez üssü olduğu vurgusu söz konusu. ABD bir yandan Çin ile ticaret savaşı sürdürürken, Avrupa ülkelerini ve para trafiğinde ismi yer alan diğer devletleri de çeşitli yöntemlerle yanına çekmeye çalışıyor.

        Ayrıca sızan belgelerde Rus oligarkların uluslararası bankaları kullanarak yaptırımlardan nasıl kurtulduklarına dair hikayede yazılabilir belki, ama Almanya-Rusya ilişkisini, ABD’nin Rusya’ya baskıları çerçevesinde Almanya’yı da ikna etme çabalarına da bu belgeler üzerinden bakmakta fayda var. Alman Deutsche Bank’ın kara para trafiğine yaklaşık 1,3 trilyon dolarla liderlik ettiğine dair ABD’nin ortaya koyduğu tablo başka içeriklere sahipmiş gibi görünüyor.

        Netice itibariyle halihazırda ABD’den sızdırılan 2 bin 500’ün üzerinde FinCEN belgelerinin önemli kısmı çeşitli ülkelerden bankaların 2000 – 2017 yılları arasında ABD’li yetkililere gönderdiği dokümanlar. ABD’deki haber sitesi Buzzfeed’e verilen belgeler çeşitli ülkelerden gazetecilerle de paylaşılmış. İstenen şekilde etkili oldu mu, olacak mı bilemiyorum.

        Ve gelelim en önemli hususa. Bu belgelerin bu şekilde ifşa edilmesi aynı zamanda uluslararası para hareketlerine ABD’nin çok yönlü dahil olması tartışmalarını daha da hareketlendirecektir. Alternatif çözüm arayışları Avrupa’da, Rusya’da, Çin’de ve dünyanın diğer ülkelerinde hız kazanacaktır.

        Diğer Yazılar