Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Türk Hava Yollarının (THY) uçak üreticileri; Boeing ve Airbus ile Covid-19 salgını sürecinde diğer şirketlerin yaşadığı benzer sorunlar nedeniyle tartışma içinde olduğu biliniyor. Fakat Airbus ile görüşmelere Covid-19 farklı bir boyut kazandırdı. Mart’ta teslim alınacak A350-900’ler henüz THY filosuna katılamazken, geçen hafta 2 adet daha Boeing 787-9 Türkiye’ye gelerek milli havayolunun filosuna girdi. Böylece Airbus 350-900 rakibi Boeing 787-9’ların THY’deki adetleri 14’e yükseldi.

        THY bir yandan 787 teslimatlarına devam ederken, A350’lerin teslimat süreciyle ilgili görüşmeler ise devam ediyor. Airbus tarafından öğrendiğim kadarıyla hem A350 hem de 787 siparişlerinde yüzde 30 indirime gidilmesi için de çalışmalar yapılıyormuş. Ancak THY tarafında Boeing 787’lerle ilgili bir çalışma olduğunu teyit etmek zor.

        Boeing 737 MAX’lerin yere inmesinden sonra Airbus da THY’nin siparişi olan A321 NEO teslimatlarını geciktirmeye başlamış, THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı da bu durumdan rahatsızlığını gündeme taşımıştı. Derken Covid-19 dengeleri değiştirdi.

        Mart 2020’den itibaren THY filosuna katılacak olan A350-900’ler Covid-19 salgını sebebiyle doğal bir sürprizle karşılaştı. Mart’tan bu yana teslime hazır olan A350-900’ler Airbus’ın merkezi Toulouse’da beklemeye koyuldu. 787’ler THY gelirken, A350’ler gelemedi.

        REKLAM

        Ancak THY’nin kısa sürede 787 sayısını 14 ulaştırmasının arka planı var. THY’den önce 787 kullanan şirketlerin bu uçaklar için tercih ettiği Rolls Royce motorlarında ortaya çıkan sorunlar sebebiyle ciddi sıkıntılar yaşanmıştı. THY, bu tecrübelerden hareket ederek Boeing ile 787’ler için iyi bir anlaşmaya imza attı. Bu modellerde kullanacağı motor olarak GE’yi tercih ederek, kapsamlı bir motor bakım anlaşması yaptı. Çünkü yeni nesil motorların bakım ve onarımları her yerde yapılmadığından sorun yaşanmaması için iyi bir anlaşma gerekiyordu. THY de motor tarafın da sorunsuz yönettiği için iyi bir 787 kullanıcısı oldu.

        Fakat kabin içi tasarımı 30 business class, 270 ekonomi sınıfı koltuk şeklinde olan Boeing 787’lerdeki tek sorun, business bölümdeki koltuk sayısının bazı hatlarda yetersiz olması. Konfigürasyon değişikliği için de uçağın iki bölümden oluşan yapısı yeterli imkan sunmuyor.

        THY’nin henüz teslim almadığı A350-900 modeli (Airbus 359 şeklinde anılıyor) iki sınıfta 330 koltuklu olacak şekilde tasarlanmıştı. 32 business koltuk olması yine yetersizlik tartışmasını beraberinde getirecektir. 787’lerde olduğu gibi 350’lerde 1-2-1 şeklinde business koltuk tasarımı var.

        THY, yakıt verimliliği ve operasyon ücretlerindeki avantajıyla öne çıkan Boeing 787 ve Airbus A350’lerden 25’er adet sipariş vermişti. Her iki model için 5 adet de opsiyon vardı. 787’ler geçen yıl filoya girmeye başladı, operasyon başarısında milli hava yolu memnun. Airbus 350’lerden ne kadar THY filosuna katılacağı ve operasyon başarısında 787’lere göre nasıl bir tablo ortaya koyacağı ise filoya katılınca belli olacak.

        Havayolları en zor kavşakta...

        Havacılık sektörü Covid-19 salgını nedeniyle oldukça uzun sayılabilecek bir zamanı çok düşük faaliyet temposuyla devam ettirdi. Şu günlerde ise salgın yeniden yükselişte ve havacılık sektörü de en zayıf yolcu talebinin olduğu sezona giriyor. Bu açıdan bakıldığında önümüzdeki 4-5 ay çok ehemmiyet arz ediyor.

        Düşük kar marjıyla çalışıp çok yüksek nakit akışına yön veren havayolları için devletlerin maddi desteği olmaz ise geçen 8 ayda küresel ölçekte batan 80’e yakın şirketlere yenileri eklenecektir.

        Havacılığın bir çok sektörün lokomotifi durumunda olması ve salgından çıkış sonrası ekonomilerin hızlı bir şekilde toparlanmasında rolünü bilen devletler şirketlerine maddi olarak destek verdiler. Önümüzdeki aylar için de bu yaklaşımın devam etmesi gerekiyor.

        Eğer Covid-19’u durduracak aşılarla hızla toparlanma ümidi ortaya çıkmazsa, ekonomilere etkisi geçen 8 aydan daha ağır olabilir. Zira bugün yarın toparlanacak azmiyle her şeyini ortaya koyanların direnci de kırılmak üzere...

        Havacılık sektörünün en açık sözlüsü olarak öne çıkan Katar Havayolları CEO’su Akbar Al Baker de, yakında Avrupa’da başka şirket kurtarmaları olacağına ve dünya çapında başka iflaslar yaşanacağına dikkat çekiyor. Maddi anlamda 8 ayın üzerine bir 4-5 ay daha direnemeyecek olan şirketlerin durumu zor. Böylece doğal olarak havayollarında da tekelleşme yaşanacak.

        Diğer taraftan havacılık sektörünün salgın öncesi 2019 seviyelerine ulaşması için daha önce yapılan iyimser tahminler de yerini 2024 ve 2025’te toparlanabilir tahmin ve tespitlerine bırakmış durumda.

        Küresel ölçekte havacılığı temsil eden Uluslararası Havalimanları Konseyi (Airports Council International - ACI World) ve Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (The International Air Transport Association - IATA) tahminleri de birbirine yakın. Havayolları ve havalimanlarını temsil eden iki kuruluşta özellikle hükümetlerin desteğine, sektörün üzerindeki ilave yüklerin kaldırılmasına özellikle vurgu yapıyorlar. Bu yükler havayolu biletlerinden ve havalimanlarında alınan vergiler olduğunu hatırlatmış olayım.

        Sektörde yaşanan bir diğer tartışma ise uçak üreticileri; Boeing ve Airbus ile havayolları arasında yaşanıyor. Havayolları bu iki üreticiden uçak teslimatlarının ertelenmesinde ve teslim alınmış olanların da finansal detaylarında yardımcı olmadıkları gerekçesiyle şikayetçiler. Katar CEO'su Al Baker bu konuya da şöyle vurgu yapıyor: “Bu dönemde yanımızda olmayan uçak üreticilerinin biz de gelecekte yanlarında olmayacağız.”

        Havayolları ile üreticiler arasında yaşanan tartışmalarda henüz iki tarafı da memnun eden bir yaklaşım söz konusu değil. Bazı havayolları salgın döneminde diğer modeller göre daha fazla kullanılan dar gövdeli, tek koridorlu Airbus 320 NEO ailesinden istiyor. Çünkü rakibi Boeing 737 MAX’ler uçamıyor. THY de bu tartışmayı Covid-19’dan önce yaşadı.

        Diğer taraftan uzun menzilli uçuşların gözdesi, çift koridorlu uçak modelinde ise işletme verimliliği öne çıkan Boeing 787’ler var ve rakibi Airbus A350’den daha önce piyasaya girmesi sebebiyle avantajlı. Dolayısıyla filosunda 787 bulunan havayollarının tercihleri, öncelikleri Boeing 787’den yana oluyor.

        THY’de bu yaklaşımla geçen hafta iki adet daha 787-9 teslim alarak, filosundaki bu modellerin sayısını 14 çıkardı. Ama halen daha Airbus 350-900 modeller THY filosuna girmiş değil. Sebebi ise Al Baker’in işaret ettiği gibi üreticilerin şirketlerin sıkışık durumlarını kullanmaya çalışması.

        Kısacası tartışmaların önemli bir bölümü üreticilerin pazarlıklarda avantajlı konumdaki modellerini masaya sürüp, dezavantajlı taraflarıyla dengeleme isteklerinden kaynaklanıyor.

        Diğer Yazılar