Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Türkiye’de henüz köprü yapacak teknik kabiliyeti, mühendislik bilgisi, tasarım tecrübesi ve birikimi olan bir şirket yok. Bu tarz zor projelerin mühendislik ve tasarımını dünya çapında başarıları olan yabancı şirketler yapıyor, işçiliğini ise Türk müteahhitleri gerçekleştiriyor.

        İstanbul Boğazı’ndaki 3 köprü ile 2 tüp geçitte ve İzmit Körfezi’ndeki köprüde Japonların, Güney Korelilerin ve İngilizlerin imzası var. Bu çerçevede Çanakkale Köprüsü de 18 Mart’ta hizmete girmesiyle birlikte Güney Kore mühendisliğinin hesabına yazılacak.

        Çanakkale Köprüsü Koreli şirketler; DL E&C ile SK ecoplant ve Türk şirketleri; Limak ile Yapı Merkezi’nin yer aldığı 4’lü konsorsiyum tarafından inşa ediliyor. Konsorsiyumun en etkin ismi ise Güney Kore’nin dünya çapında tanınan, köprü uzmanı olarak bilinen DL E&C mühendislik şirketi. Bu firma aynı zamanda 2021 mali sonuçlarına göre Güney Kore inşaat sektöründe en yüksek işletme kârına ulaşmış ve inşaat sektöründe faaliyet kârı marjında en yüksek oranı yüzde 12.5 ile yakalamış.

        Çanakkale Köprüsü’nün en etkin şirketi geçen yıl 7.6 trilyon Güney Kore Wonu (KRW) yaklaşık 6.3 milyar USD konsolide satış ve 956.7 milyar KRW yaklaşık 800 milyon Dolar işletme kârı elde etmiş. Dördüncü çeyrekte 5.1 trilyon KRW değerinde siparişe ulaşan şirketin birikmiş yıllık siparişleri ise 10.5 trilyon KRW. (Bir ABD Doları 1.196 KRW. Meraklı olanlar hesabını yapabilir.)

        REKLAM

        Geçen hafta açıklanan rakamlar DL E&C şirketinin 2021 için hedefine ulaştığını ve piyasa tarafından tahmin edilen kazançları da aştığını gösteriyor. Diğer Koreli şirketin de ayrı bir başarı hikâyesi var. Kore’nin dünya çapında bilinen iki mühendislik şirketi olmasaydı, böyle bir köprü de hayata geçirilemezdi. Köprünün planlanandan bir yıl önce bitirilmesinde de bu iki şirketin ciddi rolü söz konusu. “Dünyanın En Uzun Asma Köprüsü” mühendislik tarihindeki yerini almaya hazırlanırken bu eserin başarısında DL E&C’nin rolünün ve katkısının da bilinmesi lazım.

        Dünya devi mühendislik firması birkaç gün önce de Rusya’nın en büyük doğal gaz geliştirme projesi “Rusya Gaz Kimyasal Tesisi” ihalesini Avrupalı rakipleriyle yarışarak kazandı. St. Petersburg’un 110 kilometre güney batısındaki dünyanın en büyük polimer tesisini yaklaşık 1,17 milyar Euro bedelle DL E&C tasarlayıp inşa ederek hizmete sokacak.

        Çanakkale Köprüsü’nden önce 5 asma köprü ve 11 kablo gergili köprü inşaatına imza atmış olan DL E&C köprü uzmanı firma olarak da biliniyor. 2012’de hizmete giren Güney Kore’nin en uzun, dünyanın ise beşinci en uzun asma köprüsü de bu firmanın eseri. Koreli diğer firma, SK ecoplant’ı (SK E&C) ise Türkiye iki önemli projeden tanıyor. Güney Kore’nin en büyük 3. holdinginin çatısı altında yer alan şirketin Avrasya Tüneli Projesi ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün tasarım ve mühendisliğinde imzası var.

        Köprüyü ÇOK A.Ş. işletecek

        Çanakkale Köprüsü, ortak girişim gurubu DL E&C, Limak, SK ecoplant ve Yapı Merkezi tarafından inşa edildiği gibi yine bu şirketlerin ortaklığında kurulan Çanakkale Otoyolu Köprü İnşaatı Yatırım İşletmesi A.Ş. (ÇOK A.Ş.) tarafından da işletilecek. Yani köprü geçişlerinde Euroları ÇOK A.Ş. toplayacak. Toplam yatırım tutarı yaklaşık 3 milyar Euro olarak belirlenen proje için 10 ülkeden 25 finans kuruluşu ile 5 yıl geri ödemesiz 15 yıl vadeli toplam 2.265 milyar Euro tutarında finansman anlaşması imzalanmış. Kredinin yüzde 70’i 19 yabancı kuruluştan, yüzde 30’u ise Türk bankalarından sağlanmış.

        Ülke ve şirketlerin konsorsiyumu

        Danimarka’dan ana köprü tasarımcısı COWI ve Avustralya’dan Marr Contracting’ten kule vinçleri sağlanmış. Çin’den SPCC ana kablo imalat işlerini, kule ve eğim kazandırma işlemleri İtalyan Cividale’ye yaptırılmış. İtalyan FIP Industriale ve FIP Mec SRL hidrolik tampon ve yatak imalatını üstlenmiş. Çin’den Jiangsu Fasten Steel Cable askı halatını üretmiş. Almanya’dan Maurer SE genleşme derzi tedarik etmiş. Ayrıca Kore’den çeşitli şirketlerden kütle damperi, levha imalatı, geçici kablolama, podyum ve taşıma sistemleri için tel yapılmış. Çek Cumhuriyeti’nden inşaat asansörleri, Türkiye’den Çimtaş da çelik şaft, çelik kule ve köprü tabliyeleri imalatıyla katkı sunmuş.

        İki Koreli şirket; SK E&C ve DL E&C, geçtiğimiz ayın son günlerinde 23 Aralık’ta ‘Dünyanın En Uzun Asma Köprüsü Çanakkale Köprüsü’nün kurulumunu tamamladıklarını küresel ölçekte ilgili çevrelere duyurdular. Köprü için 7 Eyfel Kulesi inşa edecek kadar toplam 50 bin ton çelik levhayı da ilginç denebilecek yöntemlerle Kore’den Türkiye’ye taşımışlar.

        Garanti 45 bin araç, geçiş ücreti 15 Euro

        İhale kapsamında köprüyü yapacak konsorsiyuma günlük 45 bin araç geçiş garantisi verilmiş. Konsorsiyum 16 yıl 2 ay boyunca Çanakkale Köprüsü’nü ve bağlantılı otoyollarını işletecek. Ancak otoyollar için kaç araç geçiş garantisi verildiğini bilmiyorum. Fakat köprüden geçecek her otomobil için başlangıç fiyatı 15 Euro+KDV olacak. Sonraki yıllar döviz enflasyonuna göre bu rakam artacak. Ancak gişelerde TL ödeneceği için döviz güncellemesi yılda kaç kez yapılacak ve geçiş garantilerinin ödemesi yılda bir kez mi, yoksa iki kez mi yapılacak bilinmiyor.

        Elektrik faturasına yüzde 50 indirim gelebilir

        Elektrik faturasına yüzde 50 indirim gelebilir
        0:00 / 0:00

        Yeni yılla birlikte elektrik faturaları vatandaşın tahayyül bile edemeyeceği şekilde artış gösterdi. Bu zamları etkileyen 3 hususun aynı anda değerlendirme yapılmadan veya dikkate almadan zamların yapıldığı anlaşılıyor. Bu sebeple zamların bir kısmının geri alınarak fiyatların aşağı çekileceği bizatihi Cumhurbaşkanı tarafından gündeme getirildi. Dün akşam da Cumhurbaşkanı sözcüsü İbrahim Kalın elektrik faturalarıyla yeni düzenlemeler yapılacağını söyledi.

        Son bir haftadır ocak ayının yüksek faturaları her kesimde yoğunlukla konuşuluyor. Çünkü 2021’de elektriğe yapılmayan zamlar da bu yıl yapıldı. Elektriğin maliyetlerinde ithal kömür ve doğalgazın etkisi arttı. Yerli kaynaklardan üretilen elektrik, ancak ihtiyacın yüzde 50’sini karşılayabildi. Bu 3 başlığın aynı düşünülmesi durumunda elektrikte böyle rahatsız edici durumun ortaya çıkacağı maalesef görülememiş.

        Hükümet enerji piyasalarında sürdürebilirliği sağlamak için tarifelerde zorunlu düzenlemeye gitmek durumunda kaldığını açıklamıştı. Geçen yıl sübvanse ettiği elektriği bu sene desteklemekten vazgeçmesi faturalara çok büyük fark olarak yansıdı. Şikayetler üzerine yeniden elektrikte sübvansiyonun geri geleceği belirtiliyor. Konuştuğum bazı kaynaklar da indirimin yaklaşık yüzde 50 seviyesinde olabileceğini ifade ettiler.

        Isparta elektrik krizi yönetilemedi mi?

        Isparta elektrik krizi yönetilemedi mi?
        0:00 / 0:00

        Isparta’da ağır hava şartlarına bağlı enerji hatlarında büyük arızalar oluşmuş ve yine hava şartlarına bağlı olarak da müdahalelerde gecikmeler yaşanmış. Tablo böyle. Ancak merak edilen husus şu; Isparta elektriğinin dağıtımından sorumlu şirket ve kurumlar zamanında gerekli bakımları yapmamışlarsa ihmalden bahsedilebilir. Öncelikle bakımların zamanında ve gerektiği şekilde yapılıp yapılmadığının tespiti icap ediyor.

        Diğer husus ise devrilen, arızalanan enerji nakil hatlarına müdahalenin yani krizin ne kadar doğru ve hızlı yönetildiğidir. Devrilen hatların onarılarak enerji verilmesi zaman alıyor. Bu tarz hadiselerde kar üstü araçlar ve kar üstü motosikletler kullanılarak kırsaldaki arızalara müdahale ediliyor. Bu krize müdahale edecek araç gereç, ekipman ve yetkin insan kaynağı var mıydı? Tam olarak neyin, nasıl yapıldığı da bilinmiyor.

        Ayrıca arızalara müdahale edecek ekip sayısı yeterli olsa dahi arızalanan direk ve teçhizatın yerine ikame edilecek araç gerecin temininde sorun yaşandı mı? Bunu da bilmiyoruz. Kısacası Isparta’da krizin neden 4 gün sürdüğünün de açıklığa kavuşturulması gerekir.

        Hepsinden önemlisi Türkiye’de doğal afetlere, yangınlara ve her tür krizlere müdahale edecek yetkin bir kurumun olmamasının sıkıntısı yaşanıyor. Orman yangınları Orman Bakanlığı’nın kendi içindeki kurumlar kanalıyla gerektiği gibi söndürülemiyor. Enerji Bakanlığı’nın da Isparta’da yapılan enerji krizini kısa sürede çözemediği anlaşılıyor.

        Doğal afetlerin, krizlerin profesyonel bir kurum tarafından yapılması gerekir. Orman Bakanlığı’nın her yıl farklı şekilde karşımıza çıkan, bazen şehirlere sıçrayan orman yangınlarıyla uğraşması doğru değil. Enerji Bakanlığı’nın da kesinlikle Isparta’daki hadise gibi olaylarda profesyonel kuruluşlardan yardım alması icap eder.

        Bu sebeple İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum (AFAD) Yönetimi Başkanlığı’nın yeniden yapılandırılarak Cumhurbaşkanlığı’na bağlı tüm ilgili bakanlıklarla da irtibatlı, donanımlı yapıya kavuşturulması doğru olacaktır. Bu hususu orman yangınları sebebiyle yazmıştım. Ancak 2 gün önce Orman Bakanlığı, orman yangınlarına müdahale için Hava Dairesi Başkanlığı kurduğunu duyurdu. Bu doğru bir yaklaşım ve sorunları çözecek bir adım değil. AFAD’ın tüm krizlere müdahalede edecek şekilde yapılandırılması şart. Aksi taktirde kötü yönetilen her krizde doğayı ve doğal afetleri tartışmaya devam ederiz.

        Diğer Yazılar