Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İnsansız hava araçlarının (İHA) yaygınlaşması sonrasında halen daha hangi kurallarla uçacaklarına dair ciddi tartışmalar yaşanıyor. Büyük ve yüksekten uçan adeta küçük bir iş jeti büyüklüğünde olan İHA’lar artık İsrail’de sivil hava sahasını kullanmaya başladı. Bu ülkeye seyahatinizde uçağınızın yanı başında bir İHA belirirse şaşırmayın.

        Uçuş yükseklikleri sınırlı olan küçük drone’lar için de ülkeler çeşitli düzenlemeler yapıyorlar. Gün geçtikçe de yeni kurallar açıklanıyor. Büyük İHA’ların durumu ise çok daha farklı. Zira yolcu uçaklarıyla aynı seviyelerde görev yapabiliyorlar.

        Ancak konu keşif, gözlem, savunma ve güvenlik amaçlı İHA’lar olunca hem ülke içindeki trafikleri hem de uluslararası uçuşları için özel düzenlemeler gerekiyor. Büyük ve yüksekten uçan İHA’lar dünya havacılığının ve uluslararası regülatör otoritelerin gündeminde olduğu gibi birçok ülke de kendi hava sahasında İHA’lar ile yolcu uçaklarının ve diğer sivil uçuşların güvenli uçabilmesi için çeşitli önlemler alıyor. İHA’lar için sınırlı hava sahası ve özel güzergâhlar belirleniyor.

        İsrail, dünyada ilk defa İHA’ların sivil uçuşlar için tahsis edilen rotalarda yolcu uçağı ve diğer ticari jetlerle beraber uçmasına izin veren ülke olarak adını duyurdu. Dünyada ABD’den sonra İHA geliştirilmesinde ikinci sırada yer alan İsrail’in böyle bir adım atması bakalım diğer ülkelerde nasıl bir etkileşim yapacak?

        REKLAM

        Şubat ayı ile birlikte ilk onayı alan İsrail’in teknoloji şirketi Elbit Systems’in üretimi olan Hermes 900 StarLiner İHA’lar artık sivil hava sahasında uçabiliyor.

        İsrail Ulaştırma Bakanlığı da StarLiner İHA’ya sivil hava sahasında uçma izni vererek dünyada bu tür hava araçlarına onay veren ilk ülke oldu.

        İsrail Sivil Havacılık Otoritesi, yaklaşık altı yıldan fazla bir değerlendirme süresinin ardından Aralık 2021’in sonunda gerekli izinleri verdi. Fakat yasal düzenlemeler sebebiyle uygulamaya Şubat’ta geçilebildi. Böylece

        “Hermes Starliner İHA Sistemi” sivil hava sahasını kullanabilmek için “Tip Sertifikası” alan ilk model oldu.

        Sivil hava sahasını kullanacak İHA sistemlerinin bu sertifikayı alabilmek için özel donanımlara sahip olması gerekiyor. Halihazırda İHA’ların çoğu sivil uçaklarla aynı hava sahasını kullanabilmek için gerekli donanımlara sahip değil. Bu sebeple birçok ülkede yüksek irtifalara ulaşan güçlü, büyük insansız hava araçlarının sivil hava sahasında uçmasına izin verilmiyor.

        Öte yandan ilk uçuş onayını alan Elbit’in StarLiner İHA’sı çeşitli ülkelerin orduları tarafından da kullanılıyor. Bu model diğer uçakları tespit etmek ve onlarla çarpışmayı önlemek için sensör ve donanımlara sahip. Kısacası sivil havacılık gereksinimlerine uygun teknolojilerle donatılmış durumda.

        İsrail bu adımı atarak İHA sistemlerinin kullanım alanını da genişletmiş oluyor. Mesela StarLiner modeli, keşif, gözetleme, güvenlik, çevre ve iklim değişikliğini izlemek için hükümetler ve güvenlik kurumları tarafından kullanılıyor. Son gelişmeyle İHA’ların şu an uçamadığı alanlarda da görev yapmasına izin verilmesi amaçlanıyor.

        İsrail’de onaylanan sertifikasyon başlangıçta sadece kendi hava sahası için geçerli olsa bile uluslararası kabul görme ihtimali yüksek, fakat bu alanda da dünyaya liderlik etmiş olacak.

        REKLAM

        Bakalım Türkiye’de Baykar Teknoloji ile Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ’nin (TUSAŞ) İHA’ları ne zaman sivil hava sahasını kullanacaklar? Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü İsrail’deki gibi bir düzenlemeye ne zaman gidecek?

        Rötarlara yapay zekalı çözüm

        Rötarlara yapay zekalı çözüm
        0:00 / 0:00

        Havayoluyla seyahat edenlerin canını sıkan rötarların genellikle birden fazla nedeni oluyor. Yer ekiplerinin uçağa yakıt ikmalini zamanında yapamaması, yolcu yoğunluğunun yönetilememesi, pilot ve kabin personelinin çeşitli sebeplerden uçakta yerlerini zamanında alamaması veya hava muhalefeti gibi belli başlı rötar sebepleri söz konusu.

        Uçuşlarda yaşanan gecikmeler yolcuların canını sıktığı kadar havayolu ve havalimanı çalışanları ile şirketleri de huzursuz ediyor. Personel yolcuyla tartışma yaşayıp strese girerken, şirketler de zararlar nedeniyle böyle bir durumu yaşamak istemiyor. Bu sebeplerden yıllardır rötarların asgariye çekilmesi için çalışmalar yapılıyor. Fakat günümüzdeki yüksek teknoloji ve yapay zeka gibi imkanlarla gecikmelerin en alt seviyeye indirilme ihtimali söz konusu.

        Özellikle uçakların kalkış yaparken gecikmelerinin çoğunluğu havayollarının kontrolünde gelişiyor. Uçağın temizlenmesi, yakıt ikmali, bagajın boşaltılması ve yüklenmesi gibi hizmet alanları iyi yönetilemediğinden gecikme yaşanıyor. Bu alanların yapay zekayla iyileştirilmesi için çalışan IntellAct şirketi, yazılım sistemini, havalimanı operatörlerini ve havayollarının mevcut güvenlik ve gözlem kameralarını kullanarak gecikmeleri otomatik olarak algılayıp, uyarı yapabiliyor. Gecikmeye sebep olacak ilgili birime ve yöneticisine sorunu rapor ediyor.

        Geliştirilen sistemle havalimanının mevcut kamera ağını kullanarak, uçuşa hazırlanan bir uçağın hazırlık safhasında toplanan verilerle rötarların önüne geçiliyor. Avrupa, Asya ve Orta Doğu’daki bir dizi havalimanı tarafından değerlendirilmeye alınan sistem ön testlerde uçağın uçuşa hazırlanma süresini yaklaşık yüzde 15 oranında azaltabileceğini göstermiş.

        Ancak yapay zekâ ile takip sistemine itiraz edenler de var. Oxford Üniversitesi’nde yapay zekâ alanında çalışmalar yapan Prof. Dr. Sandra Wachter, havaalanlarındaki bu tür yüksek teknolojilerin personelde izleme sistemlerinin endişe uyandırdığını söylüyor.

        Neticede yüksek teknolojiden faydalanıp rötarlar azaltılırken, çalışanların hakları da şüphesiz dikkate alınmak zorunda. Bir tarafı düzeltirken diğer tarafı bozmak, sürdürülebilir bir endüstri modeli değil. Yapay zeka ve yüksek teknolojinin imkanları bakalım rötarları ne kadar azaltacak?

        Suudi Arabistan havacılığı uçuracak

        Suudi Arabistan havacılığı uçuracak
        0:00 / 0:00

        Suudi Arabistan, Körfez Bölgesi’ndeki rakip ülkelere nazaran uzun bir süre ihmal ettiği havacılık sektörüne güçlü dönme planlarının önemli bir kısmını tamamladı. Dünyanın en rekabetçi havalimanları arasında yer alacak ve yolcu deneyimini en üst düzeye çıkaracak havalimanlarının kurumsal dönüşümlerini tamamlamışlar. Daha önce de ülkenin turizme açılması için çalışmalar başlatılmış, bu amaçla da ciddi tanıtımlar yapılmıştı. Havalimanlarının yenilenmesinin tamamlanmasıyla turizm ve lojistik atılımlarının devam edeceğini tahmin etmek zor değil.

        Suudi Arabistan Sivil Havacılık Genel Otoritesi ve Matarat Holding Şirketi’nin ülkedeki 25 havalimanının tamamlanıp hizmete hazır hale getirildiğini ilan etmesiyle Körfez ülkelerinde nasıl bir rekabetin başlayacağı merak ediliyor.

        Suudi Arabistan havacılıktaki bu adımıyla küresel bir lojistik merkez haline gelmeyi, üç kıtayı birbirine bağlayarak, havalimanlarının transit trafikte dünya beşinciliğine yükselmesini hedefliyor.

        Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında turizm, ulaşım ve lojistik merkez konusunda önemli bir rekabetin yaşanacağı uzun bir süredir konuşuluyor. Ayrıca Katar ve diğer ülkelerin de Suudi Arabistan’ın atılımından etkilenmesi bekleniyor. Hatta İstanbul Havalimanı’nın bile kısmen bu gelişmeden etkileneceği veya bu rekabet içinde değerlendirileceği belirtiliyor.

        REKLAM

        TAV Havalimanları Holding’in Suudi Arabistan’la uzun bir süredir çok iyi yürüyen iş birliği var. Medine Havalimanı’nın hem yapımcısı hem de işletmecisi olarak TAV çok takdir topladı. Suudi Arabistan’ın bölgede havacılık sektöründe üstleneceği yeni pozisyonda TAV’a da ciddi görevler verilebileceği kaydediliyor.

        Suudi Arabistan hava taşımacılığı için “Vizyon 2030” hedeflerine sahip.

        Suudi havaalanlarında ve hava sahasında önemli sayıda taşıyıcıya ulaşmak, hava trafiğini artırmak için devlet de gerekli desteği sağlayacak. Bunun için havalimanlarının kapasitesi yılda 330 milyon yolcudan fazla ağırlayacak şekilde organize edilecek. Hava kargo kapasitesinin yılda 4.5 milyon tona çıkarılması ön görülüyor. Dünyanın dört bir yanındaki yolculara havayolu bağlantısı verilebilmesi için 250 küresel noktaya uçuşun yapılması yani uçuş ağının genişletilmesi planları yapılmış.

        Cidde’deki Kral Abdülaziz Uluslararası Havalimanı’nın bu atılımlar çerçevesinde örnek meydan olması hedefleniyor. En son teknoloji ve en yüksek uluslararası standartlarla donatma, işletme ve yönetme sorumluluğu, en iyi ve önde gelen bölgesel ve uluslararası havalimanlarının ön saflarında yer alması için çaba gösterilecek.

        Ülkedeki 25 havalimanının 22 adedini “Airports Cluster 2 Company” işletecek.

        Suudi yetkililer öyle bir tablo çiziyorlar ki şimdiden Cidde Havalimanı’nı görmek için meraklanmaya başladım.

        THY ilk uçuşunu hangi ülkeye yaptı?

        THY ilk uçuşunu hangi ülkeye yaptı?
        0:00 / 0:00

        Türk Hava Yolları (THY) ilk uluslararası uçuşunu 1947’de Atina’ya yapmıştı. O dönem ismi de THY değil Devlet Hava Yolları idi. Sonra Devlet Hava Yolları’ndan Türk sivil havacılığının iki önemli markası ortaya çıktı; THY ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi. İlk kez 12 Şubat 1947’de Ankara – İstanbul- Atina rotasında yurt dışı uçuşlarıyla tanışan THY ve Türkiye için şüphesiz bu tarih önemli.

        Günümüzde beş kıtada, 128 ülkenin çeşitli meydanlarına yaptığı seferlerle bu alanda liderliği elinde bulunduran THY için unutulmayacak bir ilk. THY’nin ilk yurt dışı uçuşu sabah saat 10.00’da Ankara’dan başlıyor. Uçak İstanbul’a inerek buradan da yolcularını alıyor ve toplam 2 saat 40 dakikalık bir uçuş sonrası Atina’ya ulaşıyor. Nice uçuşlara…

        Diğer Yazılar