Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Havacılık sektörünün en büyük krizlerinden birini Covid-19 salgın süreciyle ile birlikte yaşadık. Yaşamaya da devam ediyoruz. Bu dönemde teknisyeninden, uçuş ekibine, yer hizmetlerinden, yöneticilere kadar dünyadaki tüm havacılık çalışanları çok büyük bir çıkmaza girdi. Birçok çalışan işinden uzak kaldı, bazıları bu dönemde işini bıraktı ve bazıları ise havacılık sektöründen tamamen uzaklaştı, işini kaybetti. Kokpit ve kabin ekipleri ise uçamadıkları için önemli sorun yaşayanlar arasında yer aldı.

        Bu gelişmelere paralel olarak uçaklarda yere indirildi, parklara çekildi. Uçakların yere indirilip belli bir zaman dilimi için uçuşlardan uzak kalmaları ve belli bakımları, depolama prosedürlerini gerektiriyor. Tekrar uçuşa hazırlanırken de yine yerde kaldığı sürelere ve uçak tiplerine göre çeşitli bakımlardan geçirilmeleri gerekiyor. Havacılık sektöründe işlerin durma noktasına geldiği bu dönemde uçak bakım teknisyenleri adeta durmadan yoğun çalışmak zorunda kaldı.

        Salgın sürecinde havacılık sektöründe uçak bakım teknisyenleri görevlerine daha yoğun bir şekilde devam ettiler demek yanlış olmaz. Seyahatler durduğu için sefer yapamayan uçakların parka çekilmesi teknisyenler için ilave iş yükü oluşturdu. Çünkü uçakları parka çekmek düşünüldüğü kadar kolay bir işlem değil. Bu uçakların gerekli işlemlerden geçerek günlerce, hatta aylarca beklemesi için özel bakımlar yapılarak korunması gerekiyor. Bu süreçte de teknisyenler önemli bir rol alıyor, sorumluluk üstleniyorlar.

        REKLAM

        Covid-19 krizinden önce havacılık endüstrisindeki hızla gelişme, yolcu ve uçak trafiğinin artması sebebiyle özellikle uçak teknisyeni temini ve istihdamında sıkıntılar gündeme geliyordu. Salgın döneminde ise hem teknisyene olan ihtiyaç daha fazla arttı, hem de istenilen seviyelerde teknisyen yetiştirilme imkânı olmadı.

        Dünyada yaşanan uçak teknisyen sıkıntısı ülkemizde de Türk Hava Yolları (THY), Pegasus, Corendon, SunExpress ve diğer genel havacılık şirketlerinde de gündeme geldi. Boeing ve Airbus, uçak bakım, onarım (MRO) endüstrisinin, önümüzdeki yirmi yılda 600 bin yeni teknisyene ihtiyaç duyacağını açıklamıştı. Fakat salgınla birlikte teknisyen sıkıntısı çok daha önemli bir hale geldi.

        Bu dönemde uçuşların askıya alınması havayollarının gelirlerini düşürdüğünden şirketler de bazı çalışanlarının maaşlarında kesintiler yaparken bazı kıdemli ve emekliliği gelmiş çalışanlarıyla da yollarını ayırdılar. Bu durumda doğal olarak tecrübe ve deneyim kaybına, genel beceri eksikliğine sebep oldu. Olmaya da devam ediyor. Hatta havacılık sektörü normale döndüğünde bu sıkıntı daha fazla yaşanacaktır. Dünyada ciddi anlamda uçak teknisyen açığı yaşanırken, sektör bu yaz 2019 seviyelerine dönmeye başladığının işaretini verdiği an teknisyenler kıymetlenecek, kıdemlileri daha da aranıyor olacaktır. Bunun sonucunda ciddi anlamda bir teknisyen sorunu sektörün önüne çıkacaktır.

        Uçakların kati kurallar eşliğinde ciddi bakımı ve kontrollerle seferlerini gerçekleştirdiklerini söylemeye gerek yok. Yerde kısa süre kalan bir uçağın bile belli prosedürlerden geçerek uçuşa hazırlanması gerekiyor. Bu durumda bakım yapan personel, teknisyen sayısı azaldığı zaman piyasaları bu açıdan bir sıkıntı bekliyor demektir. Teknisyenler önümüzdeki günlerde yüksek maaşlarla aranan elamanların başında gelecek. Hatta şu günlerde bile ülkemizden yurtdışına, Körfez ülkelerine iyi maaş teklifleriyle giden teknisyenler söz konusu.

        REKLAM

        Havacılık sektörünün nitelikli eleman meselesi basit bir sorun değil. Havayolu şirketlerinin uçuş trafiğini, tarifelerini etkileyecek, hatta seferlerine azaltmak zorunda kalacakları bir tablo ortaya çıkaracaktır. Bakımı yapılmış uçak bulmakta zorlanılacağı için bilet fiyatlarının artmasına da neden olacaktır. Türk Hava Yolları'nın (THY) bu konuda geleceği gören adımlar attığı için sıkıntı yaşama ihtimalinin az olduğunu söylemek mümkün. Ama personel şikayetlerinin yükseldiği THY Teknik AŞ’de de THY için risk tam anlamıyla ortadan kalkmış değil. Zira bu dönemde THY Teknik’in nitelikli elemanlarını, teknisyenlerini başka şirketlere kaptırma ihtimali var. Bu durumun da dikkate alması lazım.

        Neden THY’nin uçak teknisyeni sıkıntısı çekme ihtimali az mevzusunu da açıklığa kavuşturalım. Kendi uçaklarına yaptığı bakımların yanı sıra çeşitli ülkelerden uçakların bakımı ve onarımlarını da yapıyorlar. THY hem güven veriyor hem de gelir sağlıyorlar.

        Netice itibariyle yaz sezonuyla birlikte havacılık sektörü hareketlendiğinde uçak bakım konusunda küresel bir kriz olabilme ihtimali söz konusu. Krize dönüşmese bile yeterli uçak temin edilmesinde sorunlara sebep olacağından uçak biletlerinin yükselmesine katkı sunacağını net bir şekilde ifade edebilirim.

        Bu da uçan yat Lazzarini

        Bu da uçan yat Lazzarini
        0:00 / 0:00

        Uçan arabaları çok konuştuk, çok proje ortaya çıktı, tarih veren oldu, ama hayatımıza giren uçan araba olmadı. Şu günlerde ise uçan taksileri, uçan motosikletleri konuşuyoruz ve hedefe daha fazla yaklaşmış görünüyoruz. Özellikle insansız hava araçlarının, her tipte drone’ların yaygınlaşması, otonom hava ve kara araçları üzerinde çalışmalar yapılması yakın zamanda kişisel seyahat deneyimlerimizi zenginleştirecek gibi görünüyor.

        Karadan havalanacak hava taksi projesinde çalışan ve içinde Türkiye’den girişimcilerinde yer aldığı 10 civarında önemli şirket var. Şimdi bunlara denizde yat, havada uçak olabilecek uçan-yat Lazzarini eklendi. Adından anlaşılacağı gibi İtalyanların deniz ile havayı birleştiren bir projesi olan “Lazzarini Hava Yatı” katamaran tekne gibi. İki balonun ortasına süper yat konseptinde tasarlanmış, ama suda veya havada süzülme kabiliyeti kazandırılmış. Üstelik tamamen elektrikli olarak geliştirilmiş. Yani geleceğin hava ve deniz aracı olma şansı çok yüksek.

        Lazzarini Hava Yatı, (Lazzarini Air Yacht) içinde yaklaşık 14 milyon fit küp helyum tutan 150 metre uzunluğunda iki keşif balonu içerecek şekilde tasarlanmış. Zeplin görüntüsü hayalinizde canlanmasın. Fotoğraflara bakınca durumu daha iyi anlayacaksınız.

        Genişliği 80 metre, ana orta güvertesi 80 metre uzunluğunda ve 30 metre genişliğinde olacak. İkiz keşif balonların, her biri ultra hafif pil ve güneş panelleri ile çalışan elektrikli motorlara sahip. Uçan yatın balonları suda veya havada süzülmesi sağlayacak.

        Bu uçan yatın merkezi gövdesinde bir ana kamara, yemek alanı ve yaşam alanı bulunuyor. Her biri 360 derecelik bir manzara sunan, 22 yolcu için 10 adet misafir süiti bulunuyor. Henüz konsept bir proje. Üretime geçer mi, zaman gösterecek. Ama eğer üretime geçme ihtimali ortaya çıkarsa fiyatının 600 milyon dolar seviyelerinde olacak. Helyumla uçuş kabiliyeti kazandırılan bu mega uçan yat, maksimum 110 kilometre hız yapabiliyor ve 48 saatten fazla da havada kalabiliyor. Lüks konsept olarak dizayn edilen uçan yatta bir yüzme havuzu, büyük bir salon, oturma odası, beş özel süit, jakuzi ve helikopter pisti bulunuyor.

        Diğer Yazılar