Ülkemizin havacılık sektöründe bu kadar yoğun değişimin olduğu bir zaman dilimi hatırlamadığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Ne kadarlık bir zaman diliminden bahsediyorum? Turgut Özallı yıllardan, 1990’dan bu yana… Sektörü yakından takip eden bir gazeteci olarak yaşadıklarımı film şeridi gibi gözlerimin önünden geçirip bu kanaate vardım. Baş döndürücü gelişmelerin yaşandığı askeri havacılığımızı, savunmanın havacılık tarafını ayrı tutarak sivil havacılık sektörümüzdeki gelişmelere işaret ettiğimi belirteyim. Sektörün geleceğine damga vuracak ilginç gelişmelere gelince…
Kalyon İGA ile dünya açılacak
Son yıllarda katıldığım tüm toplantılarda dünyanın en dikkat çeken havalimanlarından birisi olarak İstanbul Havalimanı anılıyor. Artık büyüklüğüyle, inşaat başarısıyla falan değil, küresel havacılığa olan etkisi ve işletmeciliğiyle konuşuluyor. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin (IATA) son toplantısında ise bu duruma bir kez daha canlı şahit oldum. Durum böyleyken havalimanının işletmeci şirketi İstanbul Grand Airport’un (İGA) neden bir markaya dönüştürülmediğini merak ediyordum. Galiba cevabını da geçen hafta İGA’daki yeni hisse yapısıyla öğrenmiş oldum.
Limak ve Mapa’nın İstanbul Havalimanı işletmecisi İGA’daki yüzde 20’şer hisselerini devretmelerinin ardından, yüzde 55’lik payla Kalyon Holding en büyük hissedar konumuna geldi. Akabinde Kalyon Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu dikkat çeken açıklamalar yaptı. Havalimanı işletmeciliğinde uluslararası açılımlarla büyümeyi hedeflediklerini söyledi.
İGA’da 5 ortak varken böyle bir yaklaşım söz konusu olmamıştı. Kalyon’un İGA’daki ağırlığıyla şirketin stratejisi de değişmeye başladı. Dünyanın en büyük meydanlarından birine sahip olup, bunu değerlendirmemek akıl işi olamazdı. Kaldı ki açılışından bu yana işletmecilik anlamında önemle tecrübeler, birikimler elde edildi. Şimdi bunları hizmet sektörünün kriterleriyle dünyaya açmak, farklı coğrafyalara taşımak gerekir. Cemal Kalyoncu’nun açıklamaları tam da bunlara işaret ediyor. Türkiye adına olumlu bir gelişme. Kalyon Holding için de güneş enerjisine yapılan yatırımlardan sonraki en önemli atılım olacaktır.
Cemal Kalyoncu, havacılığı stratejik sektörlerden biri olarak belirlediklerine vurgu yaparken, İGA İstanbul Havalimanı’nın çoğunluk hisselerine sahip olma girişimlerinin esasının da bu olduğunu ifade etmiş. Bildiğim kadarıyla İGA’da elde edilen tecrübe ve birikimlerle uluslararası alana çıkmak için de Afrika’da önemli bir ülkeyle ciddi mesafe kat edilmiş. İstanbul Havalimanı’ndaki birikimleri üç farklı kıtaya taşıma hedefinin ilk adımı galiba bu yıl gerçekleşecek gibi…
TAV’da hazırlıklı lider değişimi
TAV Havalimanları Holding’in kurucu ortağı, şirketin hizmete başlamasından bu yana İcra Kurulu Başkanlığı’nı (CEO) yürüten Sani Şener, uzun bir hazırlık sonrası bu görevini Serkan Kaptan’a devredecek. Şener de Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak TAV’ı daha yukarılara taşımaya devam edecek.
TAV’ın çok eski çalışanı, yeni CEO’su Serkan Kaptan ise 2016’dan bu yana İcra Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyordu. CEO’luk koltuğunun hakkını dolu dolu verecek birikimli, tecrübeli bir isim. Uzun yıllar TAV’ın finansından sorumlu isim olan Burcu Geriş de İcra Kurulu Başkan Yardımcısı olarak Serkan Kaptan ile birlikte şirketi geleceğe taşıyacak. Burcu Geriş’in İcra Kurulu Başkan Yardımcılığı ile birlikte havacılık sektörümüzde bir Türk kadınının yükseliş hikâyesi de söz konusu.
Türkiye’nin yurtdışında önemli bir markası olan TAV’ın bu konuma gelmesinde, küresel ölçekte 100 civarında havalimanında bulunmasında tartışmasız Sani Şener’in liderliği ve vizyonu önemli oldu. Şu an 8 ülkede 15 havalimanı işleten TAV’ı bu noktaya taşıyan Sani Şener aynı zamanda çok iyi bir insan kaynağı yetişmesine de katkı sundu. TAV’da bayrağı devralan isimler dışarıdan değil, TAV kültürüyle yetişmiş yöneticiler. Dolayısıyla TAV’ı çok daha ileriye taşıyacaklardır. Dışarıdan ithal isimler getirilmiş olsaydı, bekleyip görelim diyebilirdik. TAV sadece kendine değil tüm havacılık sektörü için de kalifiye elaman yetiştiren bir kurum oldu. Dolayısıyla kurumsal yapısı sağlam TAV’ı izlemeye devam edeceğiz.
Havayolunda ilk kadın CEO dönemi
Pegasus Hava Yolları CEO’su Mehmet T. Nane, mayıs ayı itibariyle görevini Ticaretten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Güliz Öztürk’e devredecek. Böylece Türkiye tarihinde ilk defa bir havayolumuz bir kadın CEO ile tanışmış olacak. 2016’dan bu yana Pegasus CEO’su olarak görev yapan Nane ise şirkette Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak icraya katkılarını sürdürecek. Diğer ifadeyle Pegasus’un daha atılımcı olacağı dinamik bir dönem başlayacak.
Pegasus’un yeni CEO’su çok eski tanıdığım bir isim. THY ve Pegasus’lu yıllarının arasında bizim grupta, Ciner Holding’de Turizm ve Havacılık Bölümü Havacılık Projeleri Koordinatörü ve İnsan Kaynakları Direktörü olarak görev yapmıştı. Yıllarını havacılığa vermiş bir Türk kadını birikimleriyle artık önemli bir şirketin tepe yöneticisi olarak görev yapacak. Güliz Öztürk, Türkiye’deki tüm kadınları motive edecektir. Daha fazla yönetici kadın görmemize vesile olacaktır. Üstelik pozitif ayrımcılığa gerek kalmadan hak ederek yükselmelerinde Pegasus’taki bu görev değişimi de katkı sunacaktır.
Hitit halk arz edilen 6’ncı şirket oldu
Türkiye’de havacılık sektöründen 5 şirket; THY, TAV, Pegasus, DO & CO ve Çelebi borsada işlem görüyordu. Altıncısı ise Hitit Bilgisayar oldu. Ülkemizde ve dünyada ekonomik çalkantıların olduğu bir zamanda Şubat’ta gerçekleştirilen halka arz artan jeopolitik risklere rağmen başarıyla gerçekleşti. Halka arz edilen şirket paylarının yüzde 40’ı yurt içi bireysel, yüzde 35’i yurt içi kurumsal, yüzde 25’i de yurt dışı kurumsal yatırımcılara dağıtıldı.
Hitit’in halka arzındaki başarıyı çeşitli açılardan değerlendirmek gerekir. Üstelik bir Türk kadını tarafından kurulan Türkiye’nin ilk bilişim şirketlerinden olan Hitit Bilgisayar, havacılık sektörü için çözümler üretiyor, dünyaya ihraç ediyor. Genel Müdürü Nur Gökman’ın şirketi halk arz etme girişimiyle gördük ki ülkemiz havacılığının mevcut haline ve geleceğine güven tam. Hitit’in küresel ölçekte öncü, alanında dünyadaki ilk 3 teknoloji firmasında birisi olması ve ürünlerinin büyük çoğunluğunun dünya genelinde kullanılması halka arzında başarı olarak karşımıza çıktı. Ülkemiz ekonomik dalgalanma yaşıyor, ama teknoloji geliştiren şirketlerimize küresel ölçekte ilgi de devam ediyor. Baykar’ın Bayraktar TB2’lerinin dünyada konuşulan başarıları, TUSAŞ’ın ANKA ve Atak helikopteri ihracatları, COVID-19 ile dünyanın gündeminden düşmeyen Biontech aşısının arkasındaki iki Türk bilim insanı; Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin olmasının da son yıllarda teknoloji ürünlerinde “Türk Malı” algısına çok ciddi katkı sağladığını unutmamak gerekir.
THY’de değişim devam ediyor
Ocak’ta Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı istifa etti. Yerine THY Yatırım ve Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Bolat getirildi. Akabinde THY’de ciddi bir değişim rüzgârı esmeye başladı. Her hafta yeni görevlendirilen isimlerle birlikte birleştirilen başkanlıklar ve müdürlük makamları söz konusu oldu. Bu süreç halen daha devam ediyor. Şirket kendi içinde daha sıkılaşıyor. Daha önce eleştiri konusu olan şahıslara göre dizayn edilmiş müdürlük ve başkanlıklar kapatıldı veya ilgili yakın birimlerle birleştirildi. Böylece THY’nin iştirakleriyle birlikte daha kompakt hale getirilmese için adım atıldı. Sırada THY’de liyakatin öne çıkarılacağı, bayrak taşıyıcı kimliğine uygun yönetim ve iletişimin geliştirileceği stratejiler var.