Uçak seyahatlerinde yolcular çeşitli sebeplerden cam kenarını tercih ederler. Nedenleri arasında da genellikle dışarıyı gözlemlemek ilk sırada gelmektedir. Ben de o yolculardan birisiyim. Yolcu anketlerinde “koridor mu, cam kenarı mı?” sorusuna verilen cevaplarda da “cam kenarı” cevabı dikkat çekmektedir.
Artık bir çok bilinçli yolcu ise seyahat edeceği güzergaha göre uçağın sağ veya sol pencere kenarını tercih eder duruma geldi. Uçağın kalkış yaptığı meydan, şehir, ülke sonrasında sonsuz gökyüzü bulutlar devreye girer. Varılan yere yaklaşma esnasında yine önce ülke, şehir ve havalimanını seyir, meraklı yolcuları kendine çeker. Fakat yolculara göre gökyüzü ve şehir manzarasını izleme tercihi de değişiyor. Bazı yolcular cam kenarını tercih etmesine rağmen uçak yükselince güneşliğini çekip uyumayı, bir şeyler okumayı, film izlemeyi veya farklı oyalanacak meşgaleler bulur. Onlar için iniş ve kalkış anı önemlidir.
Fakat bazı yolcular ise uçuşun her anında uçak penceresinden dışarıyla temas halinde olurlar. Bu hafta bu tür yolcular ve "cam kenarından neleri keşfedebilirim" merakı içinde olanlar için kendi deneyimlerimle uçarken en güzel manzaraya sahip şehirlere bir göz atmak istedim. Dünyanın hemen her noktasına uçmuş bir gazeteci olarak uçakta yanımdan fotoğraf makinemi de ayırmadığımın altını çizeyim. Hazırsanız uçak camından en güzel manzaraları hangi şehirler sunduğuna bir gö atalım...
1) Boğazı ve tarihi dokusuyla İstanbul
İstanbul’dan kalkış ve inişte boğaz gece-gündüz fark etmeden havanın durumuna göre müthiş bir manzarayla meraklılarını karşılaşılıyor. Hem Türk Hava Yollarının hem de yabancı havayollarının bazı pilotları da bu duruma kayıtsız kalmıyor ve yolcuları uyarıyorlar. Benim için de İstanbul her daim uçak camından izlemeye doyamadığım şehirlerden birisi. Son yıllarda görsel dokusu ve içindeki insan yapısı bozulmasına rağmen İstanbul’da insanı kendine çeken gizemli bir şeyler oluyor. Son olarak kısa süre önce Doha’ya seyahatimde Katar Havayollarının Boeing 777-300’ünün camı nefis bir İstanbul manzarası sundu. İstanbul’daki 3 köprü ve adaları aynı anda tek kareye sığdırdım. Kafamda ülkemize dair bin bir çeşit soru işaretleri olsa da hava güzeldi, uçuş güzeldi. Öğlen saatlerinde İstanbul Havalimanı’na doğru yaklaşırken güzel görüp, güzel düşünüp, güzel fotoğraflar çekmeye çalıştım. Siz de İstanbul’u havada izleme şansını yakaladığınız an uçağın camından göreceğiniz görsel şöleni kaçırmayın.
2) Her anı farklı New York
New York uçuşlarımın özellikle gece olanlarında havadan ışık şöleni izlediğimi, adeta peri masallarındaki ışık tozuna benzer bir manzarayla karşılaştığımı söylemeliyim. New York gündüzleri ise Central Park, Özgürlük Anıtı, köprüleri, caddeleri, yüksek binaları, karaya sokulmuş denizi, limanlarıyla insanı kendine çekiyor. Film şeridi gibi insanın gözünden akıp gidiyor. Tam bir noktayı tanımaya, çözmeye çalışırken yeni bir manzara karşınıza çıkıyor. ABD’nin devasa şirketlerinden United ile bir yolculuğumda pilot rehber gibi uçağın sol ve sağ cam kenarında oturanlara şehri anlatmıştı. Uçağın camından manzara denince ABD’de deki bir çok şehir için ayrı başlık açabilirim. Mesela Las Vegas’ın gece kendisi, gündüz etrafı, Büyük Kanyon gibi doğal alanları ilgimi çekiyor. San Francisco ise gece ve gündüz hoş. Golden Gate Köprüsü her daim güzel poz vermesini biliyor. Miami, Seattle, Arizona Eyaleti'nin kırmızı rengiyle, her daim açık gökyüzü ve renk armonisiyle Phoenix şehri tartışmasız güzel. Ha keza defalarca gittiğim Boston da yaz ve kış bambaşka. Uzatmayayım ABD için ayrı bir yazı gerekir.
3) Afrika’nın cazibe noktası Cape Town
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin en güzel şehri Cape Town’a iniş gerçekten etkileyici. Özellikle havanın güzel olduğu zamanlara denk gelirseniz iniş ve kalkışlarda doğa, şehir, tarih, Mandela’nın hapis yattığı ada sizi başka bir dünyaya taşıyabilir. Çok hoşuma giden yerlerden Masa Dağı’nı normal zamanlarda bile bulutsuz yakalamak zor. Ama uçağın camından berrak bir şekilde görme şansınız olabilir. En son salgın öncesi gittiğim Cape Town’da şanslıydım. Güzel bir havayla karşılaştım, havanın çok güzel olduğu bir gün Masa Dağı’na çıktım. Türk Hava Yolları ile yaptığım uçuşun sonlarına doğru inişte de Masa Dağı’nın ve Cape Town’un bolca fotoğraflarını çektim.
4) Sidney karadan da havadan da masal gibi
Sidney’e en son Hava Taşımacıları Birliği IATA’nın toplantısı için yazın bitişi, kışın başlangıcının ilk gününde gitmiştim. Daha önceki seyahatim de yine mevsim geçişine benzer tarihlere denk gelmişti. Direkt uçuş olmadığı için Singapur aktarmalı uzun bir seyahat yaptım. Sidney doğal güzellikleriyle, deniz ile şehrin birbirine en güzel şekilde karşılamasıyla meşhur bir şehir. İlk gördüğümde masal gibi olduğunu düşündüm. Deniz kenarları, parkları, bahçeleri çok iyi tasarlanmış. Doğaya ve insana duyarlı bir şehircilik dikkat çekiyor. Havası berrak, güneşin doğuşu ve batışı ise ayrı güzel. Uçak penceresinden de bakıldığında ise bu şehir muhteşem bir manzara sunuyor. Sidney Limanı, Opera Binası ve Darling Limanı… Bunları uçaktan görmek de insanı ayrıca mest ediyor. Uçak camından manzara denince görseli en yüksek şehirlerden birisi burası. Uzun süre okyanus üzerinden uçup böyle bir şehre yaklaşınca, önce mavinin sonra yeşilin tonlarını keşfediyorsunuz. Sidney’e cam kenarında uçarak seyahatinizi daha da unutulmaz yapmak sizin elinizde…
5) Cancun’da biraz daha cama yaklaşın
İlk Cancuna uçuşumu New York üzerinden Jetblue ile yapmıştım. Daha sonra THY Cancun’a uçmaya başlayınca buraya olan ilgi de arttı. ABD’de çok rağbet gören bizim Antalya’nın Rusya’da tanındığı gibi bilinen bir tatil şehri, sayfiye noktası. Cancun doğal güzellikleriyle, tarihiyle de öne çıkan bir bölgede yer alıyor. Cancun, beyaz kumları ve akvaryum gibi sahilleriyle biliniyor. Özellikle gündüz uçuşunda beyaz kumları, açık mavi denizi ve etrafıyla dikkat çekiyor. Uçak camından baktığınızda ise etkileyici manzaralar karşınıza çıkıyor. İnce uzun bir kumsalın üzerine kurulmuş kuleleri, yeşilliklerin arasında doğal havuzları, lagünü, Maya kalıntılarının ünlü mekanı Chichen Itza… Bunlardan hangisini uçağın camından yakalarsanız unutamayacağınız bir anı olarak hafızanızda kalabilir.
6) Kızıl şehir Marakeş
Fas denildiğinde akla ilk gelen şehir Marakeş oluyor. Kızıl renkteki şehir halk tarafından ‘Kızıl Şehir’ olarak adlandırılıyor. Ancak Kızıl Şehir’in kızıllığını içindeyken anlamıyorsunuz. Uçak camından baktığınızda bu şehre neden Kızıl Şehir dedikleri ise ortaya çıkıyor. Bunun için gittiğiniz şehri, ülkeyi havadan görmenin de ayrı avantajları söz konusu. Şehrin kiremit rengini uçak camından görüp daha sonra sokaklarını keşfetmek daha farklı oluyor. THY ile yaptığım bir uçuşta bolca fotoğrafını çekmiştim. Şehre neden "Kızıl Şehir" denildiğini ilk olarak uçak penceresinden keşfetmiştim.
7) Her daim farklı bir Dubai
Dubai’ye kaç defa gittiğimi hatırlamıyorum, ancak en son geçen yıl kasım ayında Dubai Airshow için Emirates’in A380’iyle seyahat gerçekleştirdim. Çölün üzerine kurulmuş Dubai, artık yükselen binalarıyla, deniz üzerine kurulmuş ilginç tasarımlı mahalleleriyle dikkat çekiyor. İnsan eliyle çölün nasıl değişime uğrayabileceğini, cazibe merkezine dönüşebileceğini keşfetmek istiyorsanız Dubai’yi mutlaka uçak camından görün. Uçakta hangi tarafta oturduğunuza bağlı olarak ilginç ve farklı bir manzarayla karşılaşmanız mümkün. Denizdeki Palmiye ve dünya haritasını andıran adalarını, turkuaz mavisi denizini ancak havadan bu kadar güzel keşfedebilirsiniz. Cam kenarı tutkunları için Dubai uçuşları ayrı bir keyif sunuyor. Bilmeyenler için de not düşmüş olayım.