Denetimsiz taşımacılık yolları bozuyor!
Yaza girdik. Her yıl olduğu gibi sıcak havalarla birlikte asfalt yollar da ısınarak savunmasız hale gelecek. Başta da sağ şeritler olmak üzere yollarımız hızla bozulmaya devam edecek. Çünkü taşıma kapasitesinin çok üzerinde, istiap haddinin iki katı seviyelerde yüklerle yola çıkan, haksız rekabet eden çokça araç var. Ülkeye verdikleri zararın ise sınırı yok. Zaten Türkiye’nin yol ömrü karnesi de pek parlak olmadığından yollar bir yandan yapılırken, güzergahın tamamı bitmeden diğer taraftan tamir başlıyor…
Neden?
Nedeni çok! Mesela azami yük sınırını, istiap haddini aşan kamyonlara, TIR’lara, karayolu araçlarına kamu göz yumar, hatta teşvik eder gibi davranırsa buna yol dayanır mı? Mesela gemiden limana 240 ton olarak inen bir yük, evraklara müdahale edilerek, limandan 60 ton olarak karayolu araçlarına yüklenip taşınabiliyor. Hiçbir izin ve prosedüre takılmadan da yollara çıkabiliyor. Şu anki düzen tam böyle çalışıyor.
Ağır yüklerde prensip yükün yer olan baskısını azaltmak için çok dingilli araçlarla yapılmasıdır. Fakat Türkiye’de 14 dingille yapılması gereken ağır bir yük rahatlıkla 8 dingilli bir araçla taşınabiliyor. Bu durumda lastik başına yere basar ağırlık yüzde 100’e yakın artmış oluyor.
Böyle bir taşımacılık, taşıtan ve taşıyan açısında bir rant anlamına gelse de yol ömrü kısalacağı için bunun bedelini toplum ödüyor. Adeta milli servet heba ediliyor. Halbuki özel yükler için özel araçlar ve özel sürücüler olması gerekir. Ancak ülkemizde usulsüz evrak düzenlenerek bu prosedürler aşılıyor. Kamu otoriteleri de buna çanak tutuyor, yardımcı oluyor.
Ağır tonajlar araçların geçeceği güzergah üzerindeki tüm köprülerin bu taşımaya uygun olduğuna dair tahkik, inceleme raporları gerekir. Halbuki taşınan tonajı evrak üzerinde değiştirerek bu zorunluluktan kurtulan taşımacı yükü de daha ucuza taşıyor. Bu da sektörde usulüne uygun çalışan şirketler aleyhine ciddi şekilde haksız rekabete sebep oluyor.
Bu tarz hadiselerin tespiti de çok kolay. Şirketlerin sosyal medya hesaplarındaki reklamlarına bakınca her şey net bir şekilde görmek mümkün. Hatta bu haksız, hukuksuz taşıma işlemi gurur projesi olarak sunularak, 234 tonluk bir taşımayı olması gerekenin yarısından da az bir araçla sadece 8 dingili olan bir ekipmanla yaptıklarını ilan ediyorlar.
Halbuki bu taşımaların otoyollarında yapılması yasak! Fakat kamu otoriteleri kamera kayıtlarını incelerse veya bir denetim mekanizması olarak kullanırlarsa otoyollarda her ay binlerce taşıma yapıldığı rahatlıkla tespit edeceklerdir. Alınan yol izin belgeleri ile karşılaştırılma yapılması, azcık kontrol mekanizmasının devreye girmesiyle her şey tüm gerçekliğiyle ortaya çıkacaktır. Kamu otoriteleri, Ulaştırma ve İçişleri Bakanlığı birileri rant elde etsin, daha fazla haksız para kazansın diye yollarımızı feda etmemeli! Netice itibariyle bu yolların bedeli halkın cebinden çıkıyor.
Standart taşıma yöntemleriyle yapılması mümkün olmayan, uzman ekip desteği ve gözlemi eşliğinde, özel araç ve ekipmanlarla olması gereken taşımacılığın (Gabari Dışı Taşıma) yasak olduğu otoyollarda ise bu kurala hiç uyulmuyor.
Peki devlet, kamu otoriteleri ve ilgili bakanlıklar ne yapmalı?
Yapacakları tek şey mevcut yasaları ve yönetmelikleri uygulamak. Bunun için kontroller yapmak ve gerekli noktalarda kontrolleri sıkılaştırmak yeterli olacaktır. Bu işin bir rant aracı olarak kullanılmasına daha fazla göz yumulmadan önüne geçilmesi şart!
Dijital çağda bu işlerin takibi de çok kolay. Her yerde kamera var ve kontrolü kolay. Özel yük taşıma izin belgesi olmayan araçlar çok kolay tespit edilebilir. Kanunlara aykırı olarak yük taşıtana da taşıyana da müeyyideler uygulanabilir. Kanunlar dahilinde hesap sorulabilir. Yollarımızın bu şekilde, yasaların çiğnenerek kullanılmamasına umarım daha fazla göz yumulmaz. Yol geçen hanı gibi kullanılmasından birileri rahatsız olur!