Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Türkiye, ekonominin çarklarında tahribata sebep olacak elektronik ticareti yeni baştan ele alan kanun ve yönetmelik düzenlemesiyle hengâmeye doğru yol alıyor. Kimse de çıkıp yanlışlara işaret etmek istemiyor. Ülke ekonomisine, iş dünyasına vereceği zararları telaffuz edemiyor. Biz yazıyoruz, bize de yetkili ve ilgililer cevap veremiyor. Anlayacağınız savunamayacakları bir E-Ticaret Kanunu çıkarmışlar ve arkasında duramıyorlar.

        Kanunu çıkarmak için çok hızlı hareket ettiklerinden unuttukları bazı hususları ve tanımlamaları da görüşe açtıkları yönetmeliğe koymuşlar. Ben de kanundan sonra bu vesileyle görüşe açılan yönetmelik için birkaç konuyu ifade etmiştim fakat onlara da cevap alamadım.

        Çünkü Ticaret Bakanlığı, tartışmalara sebep olan E-Ticaret Kanunu’nu tıpkı ülkemizin dış ticaret verilerini ele aldığı gibi eksik ve yanlış bir bakış açısıyla değerlendiriyor. Ekim’de geçen yılın aynı ayına göre ihracatta yüzde 3 artış olmuş, rekor diye sunuluyor. Hâlbuki asıl rekoru yüzde 32 artış oranıyla ithalat kırmış. İthalat çok artmış, dış ticaret açığına zirve yaptırmış, Ticaret Bakanlığı hiç oralı değil. İlgilenmiyor. Burada çok yüksek oranla kırılan rekoru analiz etme gereği bile duymuyor. Bu bakış açısı yüzünden de dış ticaret açığı kapanamıyor.

        Dış ticaretin ihracata da yön veren tarafıyla, ithalatla ilgilenmeyen bakanlık, tek taraflı benzer bakış açısını e-ticarette de yaygınlaştırmak için çaba sarf ediyor. Üstelik yabancı yatırımcıyı ürkütecek, mağdur edecek ve tüketiciyi de zarara sokacak bir yaklaşımla ve serbest piyasa ekonomisinin ruhuna rahmet okutacak bir yaklaşımla yapıyor.

        Ne hikmetse dış ticarette olduğu gibi E-Ticaret Kanunu’nda da fotoğrafın tamamı gözlerden kaçırılmaya, saklanmaya çalışılıyor. Bu sebeple yazdıklarımıza bir cevap veren çıkmıyor, çıkamıyor. Hani yönetmeliği görüşe açmıştınız? Biz de görüşlerimizi ifade ettik, eksikliklere, yanlışlara ve sebep olacağı zararlara dikkat çektik. Sükût ikrardan geliyorsa, gereğini yapın. Aksi söz konusuysa bir cevap verin biz de kamuoyu ile paylaşalım. Zira yarın kanun yürürlüğe girince çok geç olabilir.

        Evet, Ticaret Bakanlığı’nın görüşe açtığı ‘Elektronik Ticaret Hizmet Sağlayıcı ve Elektronik Ticaret Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik Taslağı’nda epeyce garip yaklaşımlar var. Mesela E-Ticaret Kanunu’nda yer almayan pek çok husus için geniş düzenlemeler getirilmek isteniyor. Özellikle “Tanımlar” maddesinde yer alan orta ölçekli, büyük ölçekli ve çok büyük ölçekli gibi tanımlar E-Ticaret Kanun’da yok. Bu büyüklük mevzusu anlaşılmıyor. Kime, neye göre büyüklük tespiti yapılıyor? Katlanarak büyüyen bir sektöre bu kadar dar bir bakış açısıyla yaklaşmak doğru olamaz.

        Kanunda olmayan birçok şey yönetmelikle getirilmek isteniyor diye vurgu yapıyorum. Mesela görüşe açılan yönetmenliğin MADDE 28’ine bakalım:

        “Yazılı, işitsel ve görsel medya, dijital mecra, sosyal medya veya açık ya da kapalı alanlarda veya tanınmış kişi gibi iletişime elverişli her türlü araç kullanılarak yapılan; mal ve hizmetlerin çevrimiçi veya çevrimdışı mecralarda tanıtılması, görünürlüğünün artırılması ya da erişiminin kolaylaştırılması, alıcıların satın alma veya kiralama kararlarının etkilenmesi, söz konusu mal ve hizmetlere erişimin kolaylaştırılması amacıyla gerçek veya tüzel kişilere doğrudan ya da dolaylı ekonomik menfaat sağlanması gibi sponsorluk ve tanıtımı, yapılan bağış ve yardım faaliyetleri dâhil tanıtım ve pazarlama iletişimi bu Yönetmeliğin uygulanmasında reklam kabul edilir.”

        Medyada kullanılacak reklamlara ciddi anlamlarda yasak getirildiğini E-Ticaret Kanunu’nda yer aldığı için yazmıştım. Yönetmelikle işin boyutu genişletilip bağış ve yardımlar da “reklam” kapsamı altına alınmış. Gerçekten akıl alır gibi değil…

        Akkuyu gecikiyor, ilk ünite 2024'te açılabilir!

        Akkuyu gecikiyor, ilk ünite 2024'te açılabilir!
        0:00 / 0:00

        Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin Türk şirketi IC İçtaş ile yapılan mühendislik, satın alma ve inşaat anlaşması 26 Temmuz’da iptal edilince işlerde bir yavaşlama olmuştu. Sonra iki liderin devreye girmesiyle Türk şirketiyle devam etme yönünde karar alındı. Anlaşma yeniden onaylandı. İşte bu süreçte santraldeki işler hakkında önemli bilgilere ulaşmıştım. Bunlardan birisi de santralin birinci ünitesinin Cumhuriyetin 100. yılına yani 2023’e kesinlikle yetişmeyeceğiydi. Ancak yazmak için biraz beklemek gerekti. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da dün 2023 sonu veya 2024’te 4 üniteden ilkinin devreye gireceğini açıkladı. Fakat kaynaklarım 2024 sonuna ancak yetişebileceğine işaret ediyorlar.

        Gecikmenin sebeplerine dair epeyce şey söylenebilir. Bunlardan en önemlisi ise IC İçtaş ile yaşanan tartışma. Halen daha işlerin eski haline gelmediği, o seviyeye ulaşmadığı söyleniyor. Üstelik IC İçtaş ilk ünitede yer almıyor. Birinci ünite tamamen Rus şirketinin kontrolünde ilerliyor. Fakat neden geciktiğine dair fazla detay da verilmiyor. Bu tempoyla 2024 sonuna ancak yetişebileceğine dair değerlendirmenin dayandığı en önemli husus ise yakıt testlerinin uzun bir zaman alması.

        Öte yandan IC İçtaş ile yeniden daha güçlü bir iradeyle anlaşma imzalanmasının tartışmalı dönemde kaybedilen zamanı telafi edeceği ifade ediliyor, ama henüz anlaşmanın bozulduğu günlerdeki iş temposuna dönülemediği için gecikmenin diğer 3 üniteye yansıma ihtimali söz konusu…

        Diğer Yazılar