E-Ticaret Kanunu tekelleşmeyi engelleyebilir mi?
Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanuna ilişkin yönetmelik çalışmaları hafta içi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda gündemindeydi. Şayet bu haliyle kanun devreye girerse önce pazaryerinde ürünlerini satan esnaftan haykırışlar yükselecek, sonra tüketici yeni düzenlemenin vahametini yaşamaya başlayacak.
Sektörde dengeleri değiştirecek düzenlemeye yönelik yaptığımız eleştirilere ilgili otoritelerden cevap veya açıklama da gelmedi. Türk Hava Yolları da yapılan düzenlemelere paralel olarak daha kanun yürürlüğe girmeden iş birliği alanına daralttığını açıkladı. 1 Ocak’tan itibaren birçok şirketten benzer adımlar geleceği gibi birçok esnaf da gelişmelerden etkilenecek.
Şu an medyaya en büyük reklam veren konumdaki şirketler yeni düzenleme sebebiyle reklam, tanıtım ve sponsorluk bütçelerini de kısmak zorunda kalacağı için ajanslar, televizyonlar, gazeteler hasılı tüm medya ve paydaşları da E-Ticaret Kanunu’ndan etkilenecek. Dünyada da e-ticaret sektörünün sağlıklı büyümesi ve rekabetin korunması açısından çalışmalar yapılıyor, ama bizde hayata geçirilmek istenen bambaşka bir şey…
“Tekelleşmeyi engelleyen, birden fazla oyuncunun olduğu, esnafın hakkının korunduğu düzenleme oldu.” Şeklinde sunulan E-Ticaret Kanunu tekelleşmeyi engellemiyor. Aksine çok sayıda oyuncunun olduğu sektörde büyüklük hedef alınıyor. Diğer ifadeyle tekelleşme ile büyüklük karıştırılıyor.
Hasılı kelam sektörde çok daha önemli ve hayati konular varken, yeni düzenlemenin esnafın hakkını koruyacağı iddiası çok zorlama bir yaklaşım. Büyüklüğe engel koymanın esnafın hakkıyla nasıl bir ilintisi olabilir ki? Eğer yasalarla birileri korumaya kalkılırsa, çok küçük e-ticaret, pazaryeri şirketi bile olsa esnafı da ezer, tüketiciye de zarar verir.
Dolayısıyla kanun ile düzenleme yapma, regülasyonları oturtma amacının çok ötesinde ticarete, şirketlere ayar verme durumu söz konusu olduğundan serbest piyasa ekonomisi yaklaşımı da zarar görecektir. Üstelik E-Ticaret Kanunu ile bazı kamu kurumlarının yetki alanlarına da müdahale edildiği için bir de karmaşanın yaşanacağı dikkat çekiyor.
Kanun ile belli büyüklüğe ulaşan şirketler hedeflendiği için alanında büyük olan diğer şirketlerin de kara kara düşünmemeleri için bir sebep yok! Neye göre, kime göre, neden ve nasıl sorularını cevaplandırmayan E-Ticaret Kanunu’nun özünü “büyüklük” ifadesi oluşturuyor. E-Ticaret Kanunu bu haliyle tekelleşmeyi engelleyecek detaylar içermiyor.
Ayrıca E-Ticaret Kanunu, elektronik ticaretin tamamını da kapsamıyor. Bu açıdan bakıldığında sektörün sağlık gelişmesine nasıl katkı sunacağı meçhul. Tek hedef belli büyüklüğe ulaşan şirketlerin önünün kesilerek, küçültülmesi, bir türlü büyüyemeyenlerin de devlet desteğiyle önünün açılmasını sağlamak. Ancak bu hedefe yasayla ulaşılma çabası epeyce sıkıntılara sebep olabilir. Mesela büyüme iştahı olmayan, anlaşılması zor yöntemlerle kontrol edilen bir piyasaya yabancı yatırımcı gelir mi? Yerli müteşebbis tüm enerjisini bu alana yöneltir mi? Bu soruları işin içinde olanlara sorun bakalım ne cevap verecekler.
Özetle, yeni yılla birlikte bir e-ticaret karmaşasının içine düşeceğiz. Yatırım yapmayı, yatırımcı çekmeyi engelleyen, büyüme iştahının önünü kesen bir E-Ticaret Kanunu tüm tartışmalara rağmen yürürlüğe girmek için gün sayıyor.