Türk CEO'dan Rolls Royce için acı reçete!
Petrol devi BP’nin eski yöneticilerinden Tufan Erginbilgiç, kısa süre önce gelirlerinin yaklaşık yüzde 40’ının havacılıktan elde eden dünyanın önde gelen uçak motor üreticisi Rolls Royce’un yöneticisi oldu. Geçen yıl yeni görevi belli olan Erginbilgiç, Ocak 2023 itibariyle de Rolls-Royce’un CEO'su olarak firmayı sekiz yıldır yöneten Warren East’ten devraldı.
Ancak yatırımcılar tarafından hararetle desteklenen Erginbilgiç’in göreve geldikten sonra şirketin durumunu ortaya koyan tespitleri şaşkınlık yaratmışa benziyor. Çünkü yanan bir platforma benzettiği Rolls Royce’un “son bir şans” ile karşı karşıya olduğunu ve bu haliyle yoluna devam edemeyeceğini mutlaka değişmesi gerektiğini söylüyor.
Türk CEO, Rolls-Royce’un İngiltere’nin en önemli şirketlerinden birisi olduğunu, motorlarının Airbus A350 ve Boeing 787 gibi en gelişmiş uçaklarda kullanıldığının altını çizerek, havacılık sektörünün durma noktasına geldiği COVİD-19 sürecinden ciddi etkilendiğini ifade ediyor. Fakat şirketin içinde bulunduğu sıkıntılı durumun COVİD-19’un yarattığı krizle ilgisi olmadığını da özellikle vurguluyor. Analistler de havacılık sektöründe ABD’li rakibi General Electric’ten daha az karlı olduğuna dikkat çekerek, şirketin performansını eleştiriyor.
Tufan Erginbilgiç ise yaptığı tespitler sonrasında, şirketi iyileştirebileceğini çalışanlara açıklayarak, onları “farklı düşünmeleri, farklı davranmaları ve fark yaratmaları” konusunda uyarmış. Önceki CEO döneminde şirkette yeniden yapılanma ve varlık satışı süreci başlatıldığı için Türk CEO ile nasıl yol alınacağı, nelerin değişeceği ve nasıl bir değişim yaşanacağını ilgili tüm kesimler merak ediyor. Bakalım Erginbilgiç ile Rolls-Royce nasıl bir başarıya imza atacak?
MMU ile Rolls-Royce iş birliğinin tam zamanı
Dünyanın en önemli uçak motor üreticisi şirketinin sıkıntılı dönemini bir Türk CEO ile geçirme süreci ülkemiz için de yeni imkanlara sebep olabilir. Özellikle 5’nci nesil olarak geliştirdiğimiz TUSAŞ imzalı Milli Muharip Uçak (MMU) Projesi’nde Rolls-Royce ile motor konusunda daha önce yapılan, ama bir neticeye ulaşmayan çalışmalar ve varılan anlaşmalar şu sıralar anlamlı hale getirilebilir.
Halihazırda Rolls-Royce, endüstriyel gelişimini devam ettirmek için bizim gibi elinde projesi olan ülkelerle iş birliği imkanları arıyor. Türkiye’de MMU’ya motor geliştirmek için çeşitli girişimlerde bulundu, şirket kurdu. Yüksek rakamlı yatırımlarla yerli ve milli projelerle bu işin altından kalkılacağına dair iddialar da ortaya atıldı. Netice itibariyle MMU’nun en kritik bileşeni motor konusunda henüz somut bir gelişme yok. Tıpkı telekomünikasyon sektöründeki, “Yerli, milli uçtan uca 5G yaptık, yapıyoruz” gibi 'pardon'luk bir durum söz konusu olabilir. Dikkatli olmakta fayda var.
MMU projesi için hem İngiliz BAE Systems hem de Rolls-Royce ile üst düzey görüşmeler geçmişte yapılmıştı. Yaşanan son gelişmeler ve tecrübeler ışığında önemli gelişme kaydedilebilir. ABD, Türkiye’yi F-35 projesinden çıkardı, ama fırsatları iyi değerlendirebilirsek onlara rakip uçak geliştirebiliriz. İnsansız hava araçlarında olduğu gibi…
Amerika’dan F-16 alınması için harcanan yoğun siyasi çabalar ve yaklaşık 5 milyar dolarlık fatura da bu süreçte iyi değerlendirilmeli. İngiltere ile yapılacak iş birliğiyle kendi projemizi geliştirip, aynı rakamlara kendi uçağımızı dünya pazarına çıkarma şansımız varken neden ABD’nin F-16’larının peşinden koşuyoruz. Talep ettiğimiz Blok 70 model F-16 uçakları 4,5’ncu nesil ve kullanımında ABD’nin bizimle neyi, ne kadar paylaşacağı meçhul.
Türk CEO’nun başında olduğu Rolls-Royce ise yeni bir arayış ve yapılanma içinde. İngiltere, ABD ve Almanya’daki merkezleri gözden geçiriliyor. Türkiye’de benzer alanlarda atılım yapmak istiyor. Yılların birikimi ve tecrübesinden özellikle 5’nci nesil savaş uçağı konusunda akıllıca davranıp, faydalanabiliriz. Hem teknoloji hem zaman hem de yeni güç kazanmış oluruz.