Boeing 747 ile bir dönem kapanırken...
Son Boeing 747 geçen hafta fabrikadan çıktı ve müşterisine teslim edildi. Artık bir daha 747 üretilmeyecek. Dünyanın ilk iki katlı uçağının devri de böylece kapanmış olacak. “Göklerin Kraliçesi” ünvanlı Jumbo jet Boeing 747’nin bende de hatıraları çok. Yaklaşık 55 yıldır dünyada uçak dendiğinde ilk akla gelen ikonik tasarım Boeing 747’nin havacılık dünyasında herkeste bir izi, anısı söz konusu. Dünyanın ilk iki katlı uçağıyla uçmak için rotasını, uçuş gününü, saatini değiştirerek ilginç hatıralar biriktiren yığınla hayran kitlesi söz konusu. Boeing 747, çoğu yolcu için bir uçaktan çok daha fazlasıydı…
Çocukluğunda onu gören herkes sonraki yıllarında uçak denince hep aklına Boeing 747’yi getirdi ve uçak resmi çizerken de deve hörgücüyle hep onu hatırladı. Önümüzdeki yıllarda ekonomik ömürlerini tamamlayıncaya kadar havalimanlarında onu görmeye devam edeceğiz. Ama artık biliyoruz Boeing 747’nin sonuncusu onun için özel tasarlanmış, tek çatı altındaki dünyanın en büyük fabrikasından geçen hafta bir kargo uçağı olarak ayrıldı. Evet bundan sonra da göreceğiz, denk gelirse de uçacağız, ama iki katlı uçak dönemi kapanıyor. Boeing 747 başlattı, yine o bitiriyor.
Fakat hali hazırda 747’nin 44 yolcu ve 300’den fazla da kargo uçağı kullanılmaya devam ediyor. Türk Hava Yolları filosunda hiç 747 model uçaklar olmadı. Yaklaşık 10 yıl önce THY filosuna katılması konusunda görüşmeler oldu, ama netice çıkmadı. Ancak hiç uçmayanlar için halen daha fırsat var. Alman Lufthansa’nın filosundaki 19 yolcu uçağı ile B747-8’in en büyük operatörü olduğunu hatırlatmış olayım.
Üretilen son Boeing 747-8 Intercontinental serinin en son modeliydi. Bilinen popüler modeli 747-400’den sonra yolcu ve kargo uçağı olarak 2011’de fabrikadan çıkan 747-8’inin töreninde ben de yer almıştım. Seattle’da, Everett’teki fabrikada perde açıldığında geleneksel Boeing mavisi renklerinde olacağını sandığımız Boeing 747-8 kırmızı rengiyle bizleri şaşırtmıştı. Hatta Türkiye’den törene katılan ve uyanık geçinen bir gazeteci de 747-8’in henüz tanıtım töreni gerçekleşmeden, daha önce medyaya servis edilen mavi renkli Boeing 747-8’in fotoğrafını tören yapılmış gibi gazetesine gönderip, yayınlatmıştı. Uçak fabrikadan kırmızı rengiyle çıkınca, haber atlatma çakallığına soyunan bizim uyanığın ne kadar kızarmış olabileceğini siz düşünün!
Kırmızı rengiyle fabrikadan çıkan 747-8 bir yıl sonra 2012’de Lufthansa’ya teslim edildiği törende ve akabinde ilk yolculu uçuşunu yaptığı Frankfurt-Washington seferinde de yer aldım. Bu uçuşumu da uçağın üst katında yaptım. Boeing 747’nin Airbus’ın iki katlı modeli A380 ile rekabetinin yoğunlaştığı, iki katlı en büyük uçak unvanını Airbus’a kaptırdığı güzel günlerdi. Ama Boeing de 747-8 ile dünyanın en uzun uçağı unvanını elinde tutuyordu. Ayrıca gelecekte ne tip uçaklara ihtiyaç duyulacağı tartışmalarının yapıldığı, Boeing’in geleceğine inandığı 787 modeli üzerinde hararetle çalıştığı yıllardı.
Boeing Ticari Uçaklar Başkanı ve CEO’su Stan Deal, son uçağın teslim töreninde 747’i için dünyayı küçülten ifadesini kullandı. Gerçekten de 747 dünyayı küçülten, yolculukları yaygınlaştıran, hatta bir yerlere seyahat ettirmeyi hayal ettiren bir uçaktı.
Boeing 747, ilk uçuşunu 9 Şubat 1969’da Pan American World Airways (Pan Am) filosuna girmeden bir yıl önce yaptı. Bir yıl sonra da yolculu ticari uçuşlara başladı. ABD’nin Air Force One uçağı, Hollywood filmlerinin en önemli öğesi haline geldi.
COVİD-19 tüm havacılık endüstrisini derinden sarstığında Boeing 747 ve Airbus A380 modellerinin de bir daha üretilmeyeceği tartışması yaşandı. Hatta yolculu uçuşlarda seferlerden ilk çekilen de bu iki model oldu. Fakat önce Boeing’in 787’si ve sonra onu takip eden Airbus’ın A350’leri iki katlı uçakların sonunu hazırlamaya başlamıştı.
Boeing 747’i ilk uçuşunu yaptığı yıllar jet çağının hızlandığı dönemdi. Sovyetler Birliği’nin geliştirdiği dünyanın ilk süpersonik nakliye uçağı Tupolev Tu-144, ilk uçuşunu 1968’de yapmış, İngiliz-Fransız ortak yapımı Concorde ise akabinde takip eden aylarda ilk uçuşunu yapacaktı. Yani 474 piyasaya tanıtıldığında, yaklaşık 60 yıldır değişmeyen uçak hızlarının ses duvarını aşması için yenilikçi adımlar atılıyordu. Ama maalesef havacılık endüstrisi ses hızını aşacak, sürdürülebilir yolcu uçağı geliştiremedi. 1950’li yıllarda başlayan jet çağına devam ediyoruz. 747 modeli de bu dönemin en başarılı uygulaması oldu.
Fakat 1960’larda havacılık sektörüne yön verenler, mevcut çalışmalar sebebiyle 747’nin kısa bir ömre sahip olacağını düşünüyorlardı. Çünkü ses hızının üzerine çıkacak uçaklarla da onun döneminin kısa süreceğini düşünüyorlardı. Ama öyle olmadığı gibi günümüzde de hız tablosu yeni nesil yolcu uçakları için de değişmiş değil. Halen daha ses hızını katlayacak, verimli yolcu uçakları bekleniyor. Sovyetler Birliği’nin süpersonik Tupolev Tu-144 modeli Aeroflot Havayolları filosunda yalnızca 55 tarifeli uçuş yapabildi. Concorde ise çok az sayıda üretilen ve talep görmeyen uçaklarla 25 Temmuz 2000’de gerçekleşen kazaya kadar uçabildi.
Havacılık endüstrisinde beklenen süpersonik uçuşlar isteneni veremedi, ama 747 son yarım yüzyılda 1.570’den fazla üretildi. Devasa 747’leri Pratt & Whitney motorlar güç vererek havalandırdı. Böylece sektör jet çağının en büyük motorlarıyla da tanışmış oldu. Ayrıca Boeing 747’nin ortaya çıkışını Apollo 11’in Ay inişi takip ettiği için dönemin ruhunu da iyi okumak gerekir.
Netice itibariyle ne Ay’a iniş teknolojileri ne de süpersonik uçaklar Boeing 747’nin önünü kesemedi. 1969’da başlayan üretimi günümüze kadar devam etti. Airbus’ın Jumbo jeti A380 ise 2003’te başladığı üretim yolculuğunu 2021’de sona erdirdi.
Slovenya kökenli Amerikalı “The father of the 747” (747’nin Babası) olarak tanınan mühendis Joe Sutter da 2016’da vefat etmişti. Sutter ile 747-8’in fabrika çıkış töreninde 2010’da bir hatıra fotoğraf çektirdiğimde bana eserinin yeniden doğuşu sebebiyle mutlu olduğunu söylemişti. Ama maalesef yeniden doğuş uzun sürmedi. Onun ölümünden yaklaşık 7 yıl sonra da 747’nin üretimine son verilmiş oldu.
Boeing 747’nin 2010’da yeniden doğuşu olarak adlandırılan modeli 747-8’den günümüze kadar 50 yolcu ve 100’den fazlada kargo model uçak üretildi. Yaklaşık 5 yıl önce yolcu uçaklarının üretimi sonlanmıştı. Geçen hafta son kargo modeli 747-8 fabrikadan çıkarılarak ABD’li Kargo şirketi Atlas Air’e teslim edildi. Böylece “Göklerin Kraliçesi” lakabıyla meşhur, gezegenimizin en tanınmış jumbo jeti ve efsane uçağının üretime son verilmesiyle bir dönem kapanmış oldu.