Türkiye’nin elektrik üretiminde önemli bir baz güç olacak Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) hizmete girmesi iki ülke için de önemli. Rusya yurt dışındaki en büyük yatırımını hizmete sokmuş olacak, Türkiye’de yılda yaklaşık 35 milyar kilovat saat elektrik üretecek, 7/24 emre amade olacak bir santrale kavuşacak. Fakat biraz daha sabretmemiz gerekiyor. Çünkü inşaatın hızla devam ettiği Akkuyu NGS’nin elektriğini kullanmamıza nereden baksanız en az 1,5 yıllık zaman var.
“Nükleer santralin elektriğini 2025’in başında veya ilk çeyreğinde kullanabiliriz” ifadesi konuya vakıf kaynaklara ait. Ben de onların verdiği detaylarla süreci incelendiğimde zaten ortaya böyle bir tablo çıkıyor. Dolayısıyla Türkiye Elektrik İletim AŞ’nin (TEİAŞ) sistemine Akkuyu NGS’nin elektriğinin bağlanması için bu sene inşaatının bitmesi beklenecek. Gelecek yıl da güvenli ve sorunsuz nükleer elektrik üretiminin temini için testler yapılacak.
Net ifade etmek gerekirse ilk üniteden 2025’ten önce elektriğin üretilip, sisteme verilmesi zor görünüyor. Ancak toplam 4 santralden oluşan Akkuyu’da ilk reaktörün tamamlanıp hizmete alınması diğerlerinin de daha hızlı bir şekilde devreye girmesine katkı sunacak. Böylece Rusya, Batı ile çok yakın müttefik olan Türkiye’de 1965’te başlattığı devasa yatırımlara bir tanesini daha eklemiş olacak. Benzer yatırımları maalesef başta ABD olmak üzere hiçbir Batılı müttefikimiz ne yapmış ne de desteklemiş durumda. Akkuyu NGS bir yatırım olarak Türkiye’nin Batı ile Doğu ya da ABD ile Rusya ilişkilerinde dengeli olmasının ne derece önemli olduğunun da nişanesi olarak değerlendirilebilir.
Akkuyu NGS çok uzun süredir Türkiye’nin gündeminde. AK Parti Hükümeti’nin tüm enerji bakanları sürece şahit oldu. Çeşitli sebeplerden de proje epece gecikti. Enerji Bakanlığı yetkilileri de sene sonuna doğru ilk reaktörde ilk elektrik deneme üretiminin başlanabileceğini, ancak sisteme elektrik verilmesi veya sisteme alınması yani net ifadeyle elektrik üretimi için bir yıllık deneme süresi olduğuna işaret ediyorlar. Bu detaylarla da hesap edildiğinde 2025’ten önce Akkuyu’nun elektriğinin kullanılma imkânı yok.
Akkuyu NGS ile birlikte Rusya – Türkiye ilişkileri daha da derinleşecek, aradaki bağlar güçlenecek. Çünkü uzun yıllar boyunca Akkuyu NGS’nin sahibi ve işletmecisi Rusya olacak. SSCB Başbakanı Aleksey Nikolayeviç Kosigin’in 1966’da Ankara’da Süleyman Demirel’i ziyareti ile başlayan ilişkilerin ağır sanayi ve büyük yatırımlarla günümüzde de sağlıklı bir şekilde devam ettiğini gösteren bir örnek olacak.
Aslında Rusya ile Türkiye’nin ilişkilerini geliştirmesinde özellikle ABD’nin ikircikli ve zaman zaman da rencide eden tavırları itici bir güç olmuştur. Günümüzde ABD ile yaşadığımız sorunlar 60 ve 70’li yıllarda da yaşandı. Türkiye NATO üyesi olmasına rağmen günümüzde olduğu gibi geçmişte de ABD’den istenilen derecede müttefiklik desteği görmediğinden, Türkiye mecburen Rusya’ya yönelmiş ve ilişkilerde büyük yatırımlarla ilerlemiştir.
Türkiye, SSCB’den ağır sanayi tesislerinin kurulması konusunda sermaye ve teknoloji sağlaması hatta daha önemlisi Rus askeri silah ve teçhizatı tedariki konusunda da Demirel zamanında teşebbüslerde bulunmuştur.
Rusya’nın desteği ile yapılan büyük yatırımlardan bazıları şunlar; Seydişehir Alüminyum tesisleri, Aliağa Rafinerisi, PETKİM, Bandırma Sülfirik Asit Üretim tesisleri, İskenderun Demir Çelik Fabrikası, Mersin Kimya Kompleksi,Seyitömer-Seydişehir elektrik iletim hattı.
Akkuyu NGS’nin diğer alt detaylarını bir kenara bırakıp iki ülke olarak ilişkileri değerlendirdiğimizde önemli, stratejik bir yatırım olarak karşımıza çıkıyor. ABD, Küba krizinde Türkiye’ye danışmadan Jüpiter Füzelerini İzmir’e yerleştirince önemli bir gerginlik yaşanıyor. Böylece ilk Rusya’ya yönelme, yakınlaşma söz konusu oluyor. Akabinde yine aynı dönemde ABD krom ihtiyacının önemli bir kısmını müttefiki Türkiye’den karşılarken, Rusya’nın fiyat düşürmesiyle Rusya’ya yöneliyor. Bu gelişme de ikinci kırılma olarak değerlendirilebilir. Çünkü ABD’nin Türkiye’ye karşı tutumu tarifi zor bir durumdur.
Akkuyu NGS'nin hizmete girmesiyle de Rusya – Türkiye ilişkilerinde farklı ve yeni bir dönem başlayacak gibi görünüyor.