Danıştay, E-Ticaret kararıyla algıların önünü kesti!
E-Ticaret Kanunu’nda yapılan değişikliklerle dünyanın hiçbir yerinde olmayan uygulamalar getirildiğini, tüketiciyi, küçük işletmeleri, müteşebbisleri ve reklamların kesilmesi sebebiyle medyayı da etkileyeceğini ilk defa bu köşeden Türkiye’nin gündemine getirdim. Ülkemiz için iyiye işaret olmadığını, yabancı yatırımcı tarafında da endişelere sebep olacağını defalarca yazdım.
İnternet üzerinden alışverişin tadını kaçıracak düzenlemenin iş dünyasında tartışmaları başlatacağını, rekabeti ortadan kaldıracağını ve ülkemizin ekonomik gelişmesine de ciddi anlamda darbe vuracağını özellikle vurguladım. İlgili çevrelerden uyarılarıma tek bir satır açıklama gelmedi. Netice itibariyle benim bir gazeteci kimliğimle ortaya koyduğum gerekçeler çerçevesinde bu husus çok tartışılırken, kısa süre önce Danıştay 10. Dairesi E-Ticaret Yasası’nın hayata geçirilmesine dair çıkarılan “Yönetmeliğin” durdurulmasına karar verdi.
Rekabet hukukunda yeri olmayan Türkiye’ye özgü garip bir “Net İşlem Hacmi” kavramı icat edilerek, belli bir hacmi geçenlere uygulanan reklam yasağı ile medya özgürlüğüne ve sözleşme özgürlüğüne ölçüsüz müdahale yapılmış, medyaya reklam sınırlaması getirilmiştir. Nitekim yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak belli firmaların medyaya reklam akışı sıfırlanmıştır. Bu sebeple Danıştay 10. Dairesinin kararı medya özgürlüğü açısından büyük bir rahatlama sağlayacaktır.
Zaten “E-Ticaret Yasası” ile medyaya reklam sınırlaması getirilmesi başlı başına garip bir durumdu. Eğer bu bir metot olarak benimsenirse istenen her sektörde sözde rekabeti düzenleme adı altında medyaya reklam sınırlaması getirilmesinin önü açılacak ve medya özgürlüğü ekonomik yolla tamamen çökertilebilecektir.
Danıştay’ın kararı Türkiye’nin yabancı yatırımcılar nezdinde imajına da çok ciddi katkı sağlayacaktır. Düzenleme sebebiyle oluşan negatif havayı dağıtacaktır. Türkiye’ye doğrudan yatırım gelmesi, KOBİ'lerin ihracat yapması ve tüketici haklarının önünün açılması bakımından olumsuzlukları ortadan kaldıracaktır. Sektör büyümeye devam edecektir.
Yasa 1 Ocak’ta yürürlüğe girdiğinden bu yana sektöre doğrudan yabancı yatırım gelmesinin önü kesilmiş, döviz girişleri engellendiği için de daha önce yatırım yapmış sermaye grupları yurt dışına kaçmanın yollarını aramaya başlamıştı. Danıştay’ın kararı Türkiye aleyhine oluşan tüm risklerin ortadan kalkmasına, olumsuz algıların giderilmesine vesile olacaktır.
Şimdi gözler Danıştay Genel Kurulu ve Anayasa Mahkemesi'nde. Umarım buralarda da özellikle yukarıda belirttiğim hususlardaki haklara ve özgürlüklere ölçüsüz müdahale getiren sınırlamalar, Danıştay 10. Dairesi kararı çerçevesinde ele alınır.