"Bir Başkadır" empati
Bir insanı anlamanın yolu, onunla empati kurmaktır.
Sonradan öğrendiğimde çok şaşırmıştım; katillerin, şiddet yanlılarının ve haksızlık yapanların empati kurma özellikleri yokmuş.
Son günlerin ilgiyle izlenen dizisi, “Bir Başkadır” yapımını izlerken; senaryo yazarı, yönetmen ve yapımcıların kendinden farklı kesimlerle empati kurma çabasını gördüm.
Sanırım bu çaba diziyi izleyen her kesimden insanın beğenisini toplamayı başardı.
ÖTEKİNİ ANLAMAK
Kutuplaşmanın, ayrışmanın ve ötekileştirmenin derinleştiği bir dünyada, kendinden farklı olanı anlamak ve onunla birlikte yaşanan sorunları çözmek için yapılacak ilk şey, onlarla empati kurmaktır.
Ne düşünüyorlar, nasıl yaşıyorlar, hangi sorunları var ve ne talepleri var?… Bu soruların cevabını, ancak onların dünyasına girerek, onlar gibi düşünmeye çalışarak ve onların duygu dünyasını hissetmeye çalışarak bulabilirsiniz.
Dizi, neredeyse tüm toplum kesimleriyle, tüm sosyal katmanlarıyla iletişim kurarak ve ülkenin kronikleşen ana sorunlarına dokunarak ortaya bir fotoğraf koyuyor.
Dindarların dünyası, Kürtlerin dünyası, “beyaz Türklerin” dünyası, başörtülülerin, gecekonduda yaşayanların, plazalarda yalnızlık çekenlerin, modernleşmenin ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin acısını çekenlerin dünyası…
Tümü için bir empati çabası var.
EMPATİ KURUNCA ANLARSINIZ
Empati kurunca o insanları mahkum etme çabanız değil, o insanı anlama çabanız öne çıkar. Anlamaya çalışınca insani taraflarını görürsünüz. İnsani taraflarını görünce çözüme daha kolay ulaşırsınız.
Bu çabanız karşı tarafta da bir aksi seda bulur. Sizin onu anlam çabanız, onun da sizi anlama çabasına dönüşür. O zaman sorunu çözmek için masaya oturursunuz, karşılıklı suçlama yapmak ya da mahkum etmek için değil.
Tartışma programlarına çok görmüşümdür, kimse karşısındakini anlamak için çaba göstermiyor. Ne söyleyecek, ne açık verecek ve ben onu nasıl sıkıştıracağım… çoğunluğun çabası bu yönde.
Yargıdaki sorunları konuşurken, ekonomideki sorunları konuşurken, eğitimdeki, kültürdeki, iş dünyasındaki sorunları konuşurken, eğer bu sorunları yaşayan biriyle empati yaparsanız, değerlendirmeniz başka türlü olur.
AMACINIZ VE HEDEFİNİZ NE?
Kritik konu, amacınızın ve hedefinizin ne olduğu meselesidir.
Sorunları çözmek istiyorsanız, hedefiniz buysa, o zaman başka bir yol takip edersiniz. Bu yol empatiden geçer.
Sorunları çözmek değil de amacınız birilerini suçlu ilan etmek, mahkum etmek ise, o zaman başka bir yol takip edersiniz. Bu yol da karşı tarafı suçlamadan geçer.
İlki sorunu çözmeye, diğeri sorunların kronikleşip çözümsüz kalmasına neden olur.
MAKUL İNSANLARA İHTİYACIMIZ VAR
Benim yıllardır çok önemsediğim bir kavram vardır: Makul insan. Makul insan karşı tarafı anlamaya çalışandır. Yani empati kuran insan, makul insandır.
Makul insanlar birilerini mahkum etmeye çalışmaz, sorunu anlamaya çalışır. O yüzden de ötekini dinler, derdi öğrenmeye çalışır, sonra da çözüm üretir.
Nedendir bilinmez makul insanların sesi az çıkıyor. Öyledir. Bağırana daha çok dikkat kesilir insanlar. Makul insanlar ise bağırmaz.
Türkiye’nin makul insanlara ihtiyacı var. Suçlayan, ötekileştiren, dışlayan, mahkum edenlerin neden olduğu kaotik ortamdan başka türlü çıkamayız.
Makul insanların yaptığı bir dizi iş de bu yüzden çok izleniyor, beğeni topluyor.
Zira o kadar çok bağıran, seviyesizce ötekini mahkum etmeye çalışanlar var ki. Farklı bir sese, makul bir sese bu nedenle hepiniz kulak kabartıyoruz.
Bu yüzden empati kurarak bize böyle kaliteli dizi çekilebileceğini gösteren ekibi tebrik ediyorum.