Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        YANLIŞ 1

        Ulaştırma Bakanlığı, Çin’le kurulacak ihracat köprüsü nedeniyle, bu ülkeye gidecek ihracat mallarını taşıyan trenin ilk hareketi öncesi bir tören düzenledi.

        Törenden sonra tren, Halkalı tren istasyonuna geri döndü.

        Bunun üzerine Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası önderliğinde bir grup, Twitter’da “ÇinTreniNerede” diye bir etiket açarak, olayın düzmece bir durum olduğunu, Çin’e gidecek bir tren olmadığını iddia etti.

        Bu büyük iddia bir anda TT oldu. Muhalefet cephesindeki birçok siyasetçi, gazeteci ve bilinen isimler ‘Çin treni nerede?’ diye soru sordu, yayınlar yaptı. Hatta bazı gazeteciler “aslında trenin içinde ihraç edilecek mal da yok” diye çıtayı daha da yükseltti.

        DOĞRUSU

        Ulaştırma Bakanlığı sonradan yaptığı açıklamada, trenin ek siparişler nedeniyle Halkalı istasyonuna geri döndüğünü, yeni vagonların eklenmesiyle trenin Çin’e doğru yola çıktığını açıkladı.

        Ardından #ÇinTreniBurada diye bir etiket açarak trenin ulaştığı her şehirden görüntü paylaştı. Tren bu yazı yazılırken Kayseri’deydi ve Çin’e doğru gidiyordu.

        İddia sahipleri ise sosyal medya baskısı nedeniyle trenin Çin’e gittiğini iddia ederek, yeni bir perde daha açtılar.

        REKLAM

        YANLIŞ 2

        Muhalif medyanın önde gelen sitesi T24, “AKP’li Özlem Zengin: Türkiye’de kadınlar seçilme hakkına 2013’te Cumhurbaşkanımız sayesinde kavuştu” diyerek bir haber yaptı. Haber bir anda yayıldı ve AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in ismi TT oldu.

        Muhalefetin önde gelen siyasetçileri, gazetecileri, bilinen isimleri ve binlerce insanı Zengin’i eleştiren, hatta hakaret eden yayınlar yaptı.

        DOĞRUSU

        Özlem Zengin aslında, başörtüsü yasağı nedeniyle yıllardır birçok kadının milletvekili, belediye başkanı ya da meclis üyeliğine seçilemediği, bunun kadının seçilme hakkını engellediği, ancak 2013 yılında başörtüsü yasağı kaldırılınca seçilme hakkının tam yerine getirildiği yönünde bir açıklama yapmıştı.

        Meselenin aslı anlaşılınca T24 sitesi özür dileyerek haberini düzeltti. Ancak asılsız haberi paylaşan diğer gazeteciler, siyasiler ve sosyal medya kullanıcıları yanıldıklarını kabul etmediler ve bilgiyi düzeltmediler.

        MUHALEFETE GÜVEN KAYBI

        Son iki günde yaşanan bu örnekler, aslında Millet İttifakı etrafındaki muhalefet cephesinin doğru bilgilendirme, doğru eleştiri ve tutarlı muhalefet olma konusunda yaşadığı sorunlardan sadece birkaçı.

        Muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “saraya giden CHP’li, iktidarın parasıyla parti kuran CHP’liler” çıkışının hala doğru olup olmadığı ispatlanamadı. “Bunları açıklayın?” diye soranların başında da, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce geliyor.

        Siyasette seçmen davranışının en temel duygusu nedir diye sorarsanız, “güven” derim. Hele son yıllarda artan bilgi kirliliği ve manipülasyondan sonra, güven duygusuna olan bağlılık daha da arttı.

        REKLAM

        İktidar eleştirisi yapanların büyük iddiaları boş çıkınca, söylemleri asılsız olunca, her seferinde muhalefete olan güven kaybı arttı.

        Bugün muhalefet doğru bir iddiada bulunsa da insanları inandırması zorlaştı.

        DOĞRU SÖYLEYEN, GÜVEN VEREN KAZANIR

        Aslında bu kural, iktidar partisi için de geçerli. AK Parti’nin ve Erdoğan’ın en büyük sermayesi, güven veren tarafıdır. Yaptıkları her yanlış açıklama, sakladıkları her bilgi bu güven duygusunu zedeler.

        Örneğin Sağlık Bakanlığı’nın verileri açıklarken hasta-vaka sayılarını değiştirmesi, bu güven ilişkisini zedeleyen konulardan sadece biridir.

        Sonuçta güven siyasetin temel kurallarından biridir. İktidar ve muhalefet için de aynı düzeyde önemlidir.

        Muhalefet medyasında uzun yıllar çalışan genç meslektaşım Çağlar Cilara, son iki günde yaşanan bu yanlış bilgilendirmeleri eleştirdi. Daha önce de bu hataları gördüğü ve dile getirdiği için hem işini kaybetti, hem de “hain” diye suçlandı.

        Oysa Çağlar Cilara sık sık iktidarın yanlışlarını da eleştiriyor ama emin olmadan yazmıyor, tutarlı davranıyor.

        Millet İttifakı etrafındaki muhalefet cephesinin bu konu üzerinde iyi düşünmesi gerek.

        Milletin kendilerine olan güven duygusunun neden oluşmadığı sorusunun cevabı bu yanlış haberlerden geçiyor.

        İktidar cephesi de, milleti yanlış bilgilendirmenin, ana sermayeleri olan “güven” duygusunu her geçen gün azaltacağını düşünmeli, ona göre davranmalı.

        Diğer Yazılar