Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Boğaziçi Üniversitesi’nde rektör atamasıyla başlayan olaylarda, sağduyuya, sükunete ve aklıselime çağıran var mı?

        Varsa da göremedim.

        Zaten böyle bir çağrı olduğunda ya “teröre” arka çıkmakla ya “baskıya” destek vermekle suçlanacaktır.

        Makul insanların dinlenmediği zamanlar... Kavga başladı mı akıl değil, bilek gücü aranır.

        Her şey o kadar birbirine karıştı ki… Bilgiler o kadar kirlendi, hakikat o kadar çarptırıldı ki, insan ne diyeceğini şaşırıyor.

        Ortadaki tek gerçek, öfke… herkes öfkeyle konuşuyor, öfkeyle hareket ediyor, öfkeyle birbirini suçluyor…

        Bu yetmezmiş gibi, bir de her iki tarafın hatalarını söyleyenleri, her iki taraf birden suçlu ilan ediyor.

        Sözün kâr etmediği zamanlar… Öfke patlamaları arasında sağduyulu bir söz, bazılarına hakaretmiş gibi gelir.

        Kimsenin hatasını söylemeden, bir tarafı tutup, haklılığından başka bir söz söylemeyeceksin! Siyah ve beyaz arasında tercih yapmaya itiyorlar. Başka rengin olmadığı zamanlar bunlar…

        Sokaklarda kamu mallarına, kamu görevlilerine saldıranların, demokratik yolları tıkadığını, demokratik haklarını şiddete başvurmadan kullanmak isteyenlerin önün kestiğini söyleseniz, “iktidar yalakası” ilan ediliyorsunuz.

        Polisin kaldırımlarda yürüyen gençlere gereğinden fazla sert davrandığını, protestolarda aşırı güçle müdahale ettiğini söyleseniz, “teröre destek vermekle” suçlanıyorsunuz.

        Bizim için kutsal olan Kabe resmine yapılan LGBT müdahalesini kınadığınızda, özgürlüklere karşı “tahammülsüz” ilan ediliyorsunuz.

        Boğaziçi’ndeki sorunun LGBT odaklı bir sorun olmadığını anlatmaya çalıştığınızda, hiç tasvip etmeseniz de “LGBT sevici” diye etiketleniyorsunuz.

        Konuşmanın fayda etmediği zamanlar…

        Ya bağıracaksınız, ya susacaksınız.

        Biden kabinesinde neden Müslümanlar yok?

        Biden kabinesinde neden Müslümanlar yok?
        0:00 / 0:00

        Trump, sanırım İsrail’in kurulduğu günden beri en büyük jesti yaptı onlara. Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etti.

        Trump ile Netanyahu arasından su sızmadı 4 yıl boyunca. O denli yakınlardı. Bu yakınlık, Birleşmiş Milletler kararlarına bile uymayan İsrail’in elini daha çok güçlendirdi.

        Filistinliler ise BM kararlarına göre işgal edilmiş sayılan topraklarını bırakın geri almayı, daha fazlasını kaybetti Tump döneminde. Üstüne üstlük, Türkiye'den başka kendisine destek verecek ülke kalmadı etrafında neredeyse.

        Biden seçimi kazanınca, ABD-İsrail ilişkilerinin bir dengeye geleceğini, en azından uluslararası hukuka biraz olsun tabi olacağını düşündü insanlar.

        Ancak Biden kabinesinde, Trump’tan daha fazla Yahudi bakana ve yetkiliye yer verince, bu beklentiye girenler yine sükutu hayale uğradı.

        Dışişleri Bakanı, Bakan Yardımcısı, Adalet Bakanı, Ulusal İstihbarat Direktörü, Hazine Bakanı, İç Güvenlik Bakanı, Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü (tüm bürokratların en tepesi), CIA Başkan Yardımcısı.

        İsrail basını bu önemli görevlere gelen Yahudilerin biyografilerini keyifle yayınlıyor. Sanırım sayıları daha da artacak.

        Biden yönetiminde kaç Yahudi’nin olacağı bizi ilgilendirmez kuşkusuz. Ancak, eğer çok kültürlü, çok dinli ve çok etnisiteli bir devlet olmakla övünüyorlarsa, o kabinede Müslüman bakanların, yetkililerin de Yahudiler kadar, hadi yarısı kadar söz hakkına sahip olması gerekmez mi? Yarısından da vazgeçtim, bir tane bile olamaz mıydı?

        İsrail Filistin sorununda garantör devlet rolü üstlenen ABD, bu kabine yapısıyla Filistinlilerin hakkını teslim edebilecek mi? Hiç sanmam.

        Bir Müslüman olarak, Biden’ın kabinesindeki Yahudi çoğunluğa etnik kimlik ya da dini tercih açısından değil, Filistin-İsrail arasındaki mücadelede ABD’nin yaptığı ve yapacağı haksızlıklar açsından bakıyorum.

        Trump haksızlıkların en büyüğünü yaparak gitti.

        Bakalım Biden neler yapacak?

        Diğer Yazılar