Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Mizahı patlattılar yine... Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Milli Uzay Programı”nı açıklamasından sonra, sosyal medya kullanıcılarının yaptığı mizahi paylaşımlar, herkesi gülmekten kırdı geçirdi. Karikatürler, capsler, espriler, animasyonlar, fıkralar… Milletin mizah zekasına hayranım. Bu esprilerin bir kısmı eleştirel. Bunlara da kızmamak lazım. Renk katıyor.

        Aynı şekilde bazı muhalefet sözcülerinin, muhalefet etme biçimine de şaşıyorum. Uzay programını eleştirmek için siyasete işkence çektirdiler. Uzay programını “millet aç aç” diye eleştirmek çok tutarlı gelmedi bana. Bir bağlam sorunu var.

        Ekonomi iyi yönetilmiyorsa onu eleştirmek başka bir şeydir, gelecek yılların uzay programını eleştirmek başka bir şey. Mesela “uzay limanı” projesini beğenmediyseniz, bunu eleştirebilirsiniz ama bağlamından koparmamalısınız. Yoksa, “uzay limanını da Cengiz İnşaat yapacakmış” diye mizah yapanların komik durumuna düşebilirsiniz.

        UZAK PROGRAMI SİYASET ÜSTÜ OLMALI

        Muhalefet, uzay programını eleştirerek nasıl ki siyasi kazanç elde edemeyecekse, uzay programı sayesinde iktidarın 2023'te yerini sağlamlaştırdığını düşünmek de aynı şekilde yanlıştır.

        Bu konu da Karadeniz’de bulunan doğalgaz rezervi gibidir. O gaz milletin mutfağına girmeden, faturalarına yansımadan, iktidara oy olarak dönmez. Şu anda Karadeniz’deki doğal gazı konuşan var mı sokakta? Uzay programı da somut olarak gerçekleşmeden iktidara faydası yok denecek kadar azdır.

        REKLAM

        Ayrıca bunlar ulusal düzeyde, siyaseti aşan konulardır. Bunu oy devşirme aracı olarak görmek, hem muhalefet hem iktidar açısından yanlış olur. Bu projeler bir partinin ya da çevrenin tek başına sahipleneceği konular da değildir. Tüm milletin ortak değeri ve ortak malıdır.

        Program gelecek 50 yılı kapsıyor neredeyse. O vakte kadar kim öle, kim kala...

        Ancak gelecek vizyonu olarak ülkemiz adına son derece heyecan verici.

        Ben şahsen çok heyecanla dinledim 10 projeyi. Bunların değil hepsini, 3 tanesini gerçekleştirsek bile ülkeye büyük katkı sağlar.

        BAŞARILI SUNUM TEKNİĞİ

        Projelerin sunum şekli, iletişim çalışmaları ve tanıtım faaliyetlerini de beğendim. Göbeklitepe’de esrarengiz bir şekilde ortaya çıkan ve üzerinde Göktürk dilinde, “göğe bak, Ay'ı gör” yazan metal blokun, bu projenin tanıtım çalışmasının bir parçası olması da güzel bir fikir.

        Sonuç itibariyle, sunum tasarımı, kullanılan görseller, imajlar son derece başarılıydı. Bakan Mustafa Varank’ı ve ekibini tebrik ederim.

        Bu arada uzaya gidecek astronot adayımızın sahip olması gereken özellikler beni şaşırttı. Mühendislik ya da temel bilimler eğitimi alma şartı normal. Sağlık sorunu olmayacak burası da tamam. Ama 100 metreyi 13 saniyede, 1 kilometreyi 3.5 dakikada koşma şartı nedir? Bu kadar hızlı koşan birini uzayda ne yapacaklar anlamadım! Ben aday olacaktım vazgeçtim!

        ASTRONOT İÇİN TÜRKÇE İSİM ÖNERİSİ

        Uzaya gidecek bu “hızlı” vatandaşımız için Türkçe isim arıyoruz dedi Cumhurbaşkanı. Çok isim önerildi. Hepsi birbirinden güzel.

        Benim önerim, erkek olursa “Gökbey”, kadın olursa “Gökhanım” olsun. Fena öneri değil bence!

        AK Parti neden sosyal bilimlerde başarılı olamadı?

        AK Parti neden sosyal bilimlerde başarılı olamadı?
        0:00 / 0:00

        Milli Uzay Programı’nı dinlerken aklımda hep bu soru vardı: AK Parti, yaklaşık 20 yıllık iktidarında teknik alanda çok başarılı işler yaptı ama sosyal bilimler alanında neden bu kadar başarılı olamadı?

        Marmaray başlı başına büyük başarı. Köprüler, otobanlar, duble yollar, barajlar, tüneller, telekomünikasyon, insansız hava araçları, uzaya gönderilen uydular, savunma sanayinde onlarca başarılı proje… Şimdi buna Milli Uzay Programı ekleniyor…

        Daha saymayı unuttuğum tüm bu projeler, teknik konular ve oldukça başarılı işler çıktı ortaya. Sanırım herkesin hemfikir olduğu bir başarıdır bu.

        Ancak buna mukabili eğitim, kültür, sanat, mimari, şehirleşme, hukuk, ekonomi, kurumsallaşma, bürokrasi gibi sosyal bilim alanında, teknik alanda gösterdiği başarıları gösteremedi.

        Buna biraz şaşırıyorum. Çünkü AK Parti kurucuları ya da yöneticilerinin çoğu sosyal bilim alanında eğitim görmüş, bu alanda bilgi ve tecrübesi olan isimlerdi. Buna rağmen saydığım alanlarda başarı gösterememesi son derece dikkat çekici ve izaha muhtaç.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sık sık özeleştiri şekilde dile getirdiği sorunların tamamı teknik değil, sosyal bilimleri ilgilendiriyor.

        Daha ilginci şudur ki, Türkiye’nin sosyal bilimler alanında hem müktesebatı, hem geçmiş dönem tecrübesi, hem de insan kaynağı da çok güçlüdür. Bunlardan faydalanarak sorunu çözme yoluna da gidemedi AK Parti. Neden?

        Şimdilik bu konuyu soru sorarak yazmış olayım. Ancak bunun cevabını bulmak için işin ilgilileriyle konuşmam gerektiğini anladım. Görüşmeler yapıp, cevabını bulunca yazacağım.

        Diğer Yazılar