Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin 7. büyük olağan kongresinde, sivil bir Anayasa taslağı hazırlayacaklarını ve bunu “mutlaka milletin onayına” sunacaklarını söyledi. Üstelik tarih de verdi, 2022 yılı başı.

        Ben bu açıklamayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir yıl sonra bir referandum planladığı şeklinde okudum.

        Bu arada CHP Lideri kemal Kılıçdaroğlu sonbaharda erken seçim olacağını söyleyerek, teşkilatlarına seçime hazır olun talimatı verdi.

        Bu açıklamayı da Kılıçdaroğlu’nun aslında erken seçim beklemediğini ama parti teşkilatını diri tutmak istediği şeklinde okudum.

        Şunu tartışalım, bir yıl içinde erken seçim mi olur, yoksa yeni Anayasa’nın oylanacağı bir referandum mu?

        İki açıdan tartışabiliriz.

        1.Teknik düzenleme açısından.

        2. Siyasi açından

        ERKEN SEÇİM AK PARTİ YA DA MHP İSTEMEDEN OLMAZ

        Teknik açıdan durum şu:

        Erken seçim olması için Meclis'te 360 milletvekilinin "evet" demesi gerek. Aritmetiğine göre AK Parti (289) ve MHP’nin (48) bunu istemesi gerekir. Her iki parti de ısrarla “erken seçim olmayacak” diyor.

        Muhalefetin milletvekili sayısının toplamı ülkeyi seçime götürmeye yetmiyor. Bu durumda erken seçim zor gözüküyor.

        Peki yeni Anayasa’yı halkın onayına, yani referanduma götürmek için ne gerekir? Parlamentoda yine 360 sayısına ulaşmak. Bunun için MHP ve AK Parti milletvekillerinin toplam sayısı (337) yetmiyor.

        REKLAM

        Bu durumda referanduma da gidilemez diye düşünebilirsiniz. Ancak siyasi olarak konuyu tartıştığımızda bunun mümkün olabileceğini görebiliriz.

        ERDOĞAN REFERANDUMU TERCİH EDER

        Siyaseten erken seçim hem AK Parti hem de MHP açısından son derece riskli. Bir kere önünde 3 yılı olan bir Cumhurbaşkanı neden erken seçime gitsin ki?

        Sonra bu ekonomik bozuklukta, bu pandemi ortamında erken seçime gitmek siyaseten intihar gibi bir şey.

        Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayları arasında en güçlü olanı bile Erdoğan’dan 20 puan geride gözüküyor. Ben ısrarla muhalefetin de erken seçim istemediğini söylüyorum, onlar da bana kızıyor. Sanki yeri göğü “erken seçim isteriz” diye inlettiler, ortalığı ayağa kaldırdılar da ben de inanmadım!

        Erdoğan açısından, erken seçim yerine referanduma girmek daha mantıklı.

        Böylece hem AK Parti için güven tazeleme hem de muhalefeti sahada test etme fırsatı bulacak.

        Eğer Erdoğan kazanırsa, muhalefet 2023’e kadar sesini çıkarmayacağı gibi, o tarihte de kaybetmesi büyük bir ihtimal haline gelecek. Ancak muhalefet kazanırsa, Erdoğan siyaseten sıkışır. Bu riski alır mı? Bence alır.

        ERDOĞAN MUHALEFETE MEYDAN OKUYACAK

        AK Parti’nin çok önemli bir kurmayı ile durumu tartıştığımda zihnimde her şey yerine oturdu. Şunu sordum: “Cumhurbaşkanı Anayasa’yı milletin onayına sunacağız derken parlamento çoğunluğu olmadan bunu nasıl yapacak?”

        AK Partili yetkili her ne kadar Cumhurbaşkanı’nın referandumu kast ettiğini düşünmediğini söylese de, referanduma şöyle gidilebileceğini söyledi:

        “Cumhur İttifakı yeni bir Anayasa hazırlayacak ve kamuoyuna sunacak. Muhalefetten buna destek vermesini isteyecek. Onlar da vermeyecek doğal olarak. O zaman ‘siz de bir Anayasa hazırlayın, ikisini birlikte milletin onayına sunalım’ diyecek Cumhurbaşkanı. Yani parlamentoda iki Anayasa’yı referanduma götürmeyi oylatacak. Muhalefet bundan da kaçamaz.”

        REKLAM

        Kafama tam oturdu bu fikir.

        Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefete, ‘gelin sizin hazırladığınız Anayasa ile bizimkini milletin hakemliğine götürelim’ diye meydan okusa, muhalefet hayır mı diyecek? Bence derlerse baştan kaybetmişlerdir.

        İşte bu yüzden bir yıl içinde erken seçim değil, bir referandum beklemek daha mantıklı geliyor bana.

        Size de öyle gelmedi mi?

        Meral Akşener'in handikabı

        Meral Akşener'in handikabı
        0:00 / 0:00

        İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in son dönemdeki siyasi performansı dikkat çekiyor. Özellikle grup konuşmaları son derece etkili ve ilgiyle izleniyor.

        Ancak bana göre Meral Akşener'in en büyük handikabı parti yönetimi ve teşkilatı.

        Geçtiğimiz günlerde Ümit Özdağ partiyi iyi bir salladı. Milletvekilleri karşılıklı kavga etti, felaket iddialar havada uçuştu, istifa edenler oldu.

        Akşener kavgalı evin sahibi konumunda düştü. Anadolu'da bir söz vardır, "kavgalı eve kız vermezler". Seçmen de içinde kavga olan partiye oy vermez.

        Önceki gün de Kastamonu il teşkilatı 25 yıl önce giydiğimiz siyah önlükleri giyip, bir okulun önünde andımızı okudu. Güya andımızın kaldırılmasını protesto ediyorlar. Komik bir durum gerçekten.

        Sosyal medyanın diline düştüler doğal olarak. İYİ Parti açısından çok kötü bir görüntüydü.

        Diyeceğim o ki, Meral Akşener parti yönetimi ve teşkilatında homojen, disiplinli ve birbirine kenetlenmiş bir yapı kurmazsa, ayağına takılı bir pranga gibi, daha da yükselmesini engelleyecektir bu durum.

        Diğer Yazılar