Sözün güzelini neden tercih etmiyoruz?
Neden insanlar sözün güzelini tercih etmiyor çoğu kez?
Son günlerde bunu düşünüyorum sürekli.
Bir fikri savunurken, bir iddiasını dile getirirken, karşı olduğu bir düşünceye eleştiri getirirken, bunu güzel sözlerle değil de daha sert, hatta daha kaba bir üslupla bunu yapmayı neden tercih ediyor acaba?
En çok da siyaset ve medya dünyasında yaşanıyor bu sorun.
Nezaket, saygın, güzel ve insanı rahatsız etmeyen bir dilin, acaba daha az etkili olacağını mı düşünüyorlar?
AYASOFYA ESKİ İMAMI’NIN SON PAYLAŞIMLARI
Bu konuya kafa yorarken, Ayasofya Camii eski imamı Prof. Mehmet Boynukalın’ın son paylaşımlarını gördüğümde çok şaşırdım.
Dindar ya da seküler herkesi rahatsız eden bir üslupla, meramını anlattı sözüm ona. Doğal olarak herkesten, her kesimden tepki aldı ve hesabını kapatmak zorunda kaldı bir süre. Sonra pişman oldu ama ne fayda.
Neden bu üslubu tercih ediyor bir din adamı?
Oysa ki Kuran’ı Kerim belki de onlarca ayette, sözün güzelini tercih etmemiz gerektiğini, insanlara böyle hitap etmemizi emreder.
“Kullarıma sözün en güzel olanını söylemelerini söyle” (İsra 53)
İslam dinini anlatırken, toplumu yönetirken insanlara nasıl davranması gerektiği konusunda Allah’ın Peygamber Efendimize çok çarpıcı bir öğüdü vardır:
“Allah'ın rahmeti sayesinde sen onlara yumuşak davrandın. Ama eğer onlara karşı katı yürekli davransaydın, kesinlikle senden uzaklaşırlardı: Şu halde onları affet, affedilmeleri için de dua et ve yönetim işinde onlarla istişareye devam et! Artık kararını verdiğin zaman da, Allah'a güven! Çünkü Allah kendisine güvenenleri sever.” (Ali İmran 159)
O halde ahlaki değerlerini İslam’dan aldığını söyleyen din adamları, kanaat önderleri, siyasetçiler ya da yazarlar neden bu yöntemi tercih etmiyor?
ÖFKENİN ESİRİ OLAN CÜMLELER
Dini öğretilerin haricinde iletişim bilimi de insanları dışlayan, suçlayan ve öfkelendiren her cümlenin yanlış olduğunu söyler.
Güzel söz, nezaketli dil, saygın hitap her zaman insanları etkiler.
Gelin görün ki, bugün böyle davranmak nedense zayıflık, etkisiz bir tarz olarak görülüyor.
Öfke, nefret, kızgınlık insanların cümlelerini esir alıyor her geçen gün.
Böyle kurulmuş her cümle, duvara çarpan pinpon topu gibi, aynı sertlikte ve üslupta geri dönüyor aslında sahibine.
Siyasetçiyseniz, yeni seçmenlere ulaşamazsınız bu yöntemle.
Yazarsanız yeni okur, kanaat önderiyseniz yeni gönülleri kazanmanıza engel olur.
Din adamıysanız insanları dinden soğutursunuz bu üslupla.
POPÜLİZM ÜSLUBUMUZU BOZUYOR
İnsanlar sıkıntı yaşadıkça, sorunlarla uğraştıkça sinirleri bozulur, öfkelerine yenik düşerler, bu doğru. Böyle bir ruh halindeyken üslupları da değişir.
Sonra kendisi gibi cümle kuran, öfkesiyle hareket eden, sert, hatta kaba üslubu olanları destekler.
Dünya böyle bir ruh haline doğru gidiyor.
Buna uyduğunuzda popülizme yenik düşmüş olursunuz.
İnsanlar öyle istiyor diye sözün güzelini, nezaketi tercih etmekten vazgeçemeyiz.
Bilakis saygın bir üslubu tercih ederek, insanları bu yönde teşvik etmeliyiz.
Hele ki siyasette, medyada, akademide, sosyal yaşamda göz önünde bulunan, etki yapma fırsatına sahip insanların popülizme asla kaymamaları gerekir.
Sözün güzeli insana yakışır.