Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sedat Peker’in yarattığı tartışmada pek kimsenin dikkat etmediği, ancak benim içimi burkan bir konu var.

        Bu tartışmada dindar, muhafazakar camia çok ciddi yaralar alıyor.

        Bir süredir kan kaybeden bu çevre, Sedat Peker olaylarındaki tartışmalar sonucunda daha fazla yıpranmaya başladı.

        Dikkat ediyor musunuz, Sedat Peker videolarında ayetler, hadisler okuyor, Hz. Ali’den sözler söylüyor, Mehmet Akif’ten şiirler okuyor, yeminler ediyor.

        Sonra?

        Adam öldürmeler, kemik kırmalar, uyuşturucu trafiği, mala mülke çökmeler… iddialar korkunç.

        Çeteler, derin devlet, mafya, baskın, tehdit…

        Bakanlar, eski başbakanlar, milletvekilleri, siyasiler, partili insanlar, gazeteciler…

        Büyük kısmı muhafazakar camiada tanınan, bilinen isimler…

        Önemli bölümü AK Parti’nin etrafında dönen akla ziyan iddialar, söylentiler, gizli video kayıtları, belgeler…

        İddiaların sahibi de, ona cevap verenler de, bu tartışmaya katılanlar da, taraf tutanlar da muhafazakar camianın jargonunu, dini terimlerini, vatan, millet, bayrak gibi milli kavramlarını kullanıyor.

        Düşünsenize mafya bu kavramlarla saldırıyor, devlet görevlileri bu kavramlarla iddiaları reddediyor, medyada gazeteciler, yorumcular bu kavramlarla taraflara sahip çıkan yazılar yazıyor, konuşmalar yapıyor…

        Uzaktan bakıldığında, muhafazakar ve dindar camianın akla zarar bir tartışmanın içine girdiği, geçmişinde olmayan tuhaf, karmaşık, kirli, örseleyici bir yıpranma girdabına düşüğü görülür.

        Tüm iddialar yalan olsa, tüm söylenenler gerçeği yansıtamasa bile, bu camia bu tartışmanın zemini olduğu için kan kaybediyor, itibar kaybediyor, eriyor.

        Neden 5 yıl önce bu tartışmalar yoktu?

        Neden AK Parti’nin ilk on yılında “mafya, derin devlet, mala çökme, parti kongresi basma, rüşvet, uyuşturucu trafiği” gibi tartışmalar olmuyordu?

        Bunu AK Partiyi yöneten kadrolar açıklamalı.

        SADECE AK PARTİ DEĞİL, BÜTÜN CAMİA YIPRANIYOR

        Ancak dikkatinizi çekerim, sadece AK Parti’nin hırpalandığını düşünenler ne kadar yanıldıklarını ileride anlayacak.

        İnsanlar, ağzından dini kavram çıkan herkesi aynı kefeye koyacak bir süre sonra.

        Öyle parti ayrımı, cemaat ayrımı, çevre ayrımı yapmayacak…

        Öylesine nefret birikiyor şu anda...

        Büyük acılar çekmiş, büyük hayaller kurmuş, bedeller ödemiş ve tarihi fırsatlar yakalamış bir camia, işte bu tartışmalarla yıpranıyor ve yavaş yavaş eriyor.

        İçimi burkan şey budur.

        KURUNUN YANINDA YAŞ YANIYOR

        Bunu hak etmedi bu camia.

        Samimi, dürüst, gerçekten dinini yaşayan, Allahtan korkan büyük bir kitle, ne bu tartışmaların içinde, ne tarafı, ne öznesi, ne nesnesi… Ama onlar da kurunun yanında yanıyor.

        İşini yapan, ekmeğinde, işinde, gücünde dürüst bir hayat süren bürokratlar, iş adamları, esnaf… onlar da aynı kefeye konuyor.

        Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen, hakikatin peşinde olan, derdi olan yazarlar, gazeteciler, akademisyenler, entelektüeller... onlar da örseleniyor.

        Millete, ülkeye, ümmete, insanlığa hizmet etmek için didinen, çalışan, alın teri döken siyasetçiler de bu yangında ölümcül yaralar alıyor…

        Bu büyük camia, bir süredir hak etmediği etiketlerle, yaftalarla, suçlamalarla mahkum ediliyor.

        Ve gelecekte onlara ve onların çocuklarına hayatı daha da zorlaştıracak bir yola doğru hızla ilerliyor.

        Bilmem bu camia bunun farkında mı?

        Krizlerle boğuşan siyasetçi ve gazetecilere duyuru

        Krizlerle boğuşan siyasetçi ve gazetecilere duyuru
        0:00 / 0:00

        Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından her yıl farklı bir temayla düzenlenen “Uluslararası İletişim Günleri” 26-27-28 Mayıs 2021 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Alanında ulusal ve uluslararası tanınmış davetli konuşmacıların yer alacağı sempozyumun konu başlığı, “Dijital Çağda Kriz İletişimi” olarak belirlendi.

        Bence bu sempozyumu sadece iletişimciler, medya mensupları, sosyal medya kullanıcıları değil, siyasilerin de izlemesinde büyük fayda var.

        Üç gün sürecek olan sempozyumun davetli konuşmacıları arasında kriz iletişimi ve yönetimi konusundaki çalışmalarıyla ün yapmış olan Prof. Dr. Paul Argenti (Darthmouth Üniversitesi), yine kriz iletişimi ve kriz medyası çalışmalarıyla bilinen Prof. Dr. Simon Cottle (Cardiff Üniversitesi), iletişim yönetişimi ve stratejisi çalışmalarıyla bilinen Prof. Dr. Ümit Atabek (Yaşar Üniversitesi), medya, iletişim ve kriz iletişimi alanında çok sayıda kitabı ve makalesi bulunan Doç Dr. Gregory Simons (Uppsala Üniversitesi), halkla ilişkilerde duygusal emek ve empati konusundaki araştırmalarıyla tanınan Dr. Liz Yeomans (Leeds Beckett Üniversitesi) ve gerek halkla ilişkiler sektöründeki profesyonel çalışmalarıyla gerekse de akademik alana katkılarıyla bilinen Fügen Toksü (Türkiye Halkla İlişkiler Derneği-TÜHİD) yer alacak.

        Zoom/webinar üzerinden gerçekleştirilecek sempozyumda davetli konuşmalar için Türkçe-İngilizce simultane çeviri olanağından da yararlanılacak.

        İlgilenenler için link de vereyim:

        https://ifig.uskudar.edu.tr/

        Diğer Yazılar