Sahipsizlik duygusu
Sedat Peker kriziyle birlikte ortaya dökülen kirli çamaşırlar, akla ziyan iddialar, belirsizlikler, savrulmalar ve kargaşa insanların “sahipsizlik” duygusunu tetikledi.
Bu duygu, bir ülke için çok hayati bir duygudur. Anlatayım.
VATANDAŞIN SAHİBİ DEVLETTİR
Bir ülkenin vatandaşları haksızlığa, zulme, iftiraya, baskıya, tehdide uğradığında kendisine sahip çıkacak bir merci olarak devletin kurumlarını görür.
Devlet, her ne kadar milletin hizmetinde olan bir organizasyon ise de, aynı zamanda vatandaşına da sahip çıkan bir yapıdır.
‘Başım derde girdiğinde sığınacağım güvenlik güçleri var.’
‘Haksızlığa uğradığımda, hakkımı alıp bana verecek bir yargı var.’
‘Güçlü olanın, güçsüz olana zulmettiğinde buna dur diyecek devletim var…’
Bu duygular vatandaşın ülkesine sevgisini, devletine olan aidiyet duygusunu arttırır, huzur ve güven içinde yaşamasını sağlar.
İşte en tehlikelisi, bu duygunun zedelenmesidir.
"Sahipsizlik duygusu", bir ülke vatandaşını huzursuz eden, umutsuzluğa düşüren ve savrulmasına neden olan duygudur.
Hesap soran, hakkı teslim eden, adaleti tecelli ettiren, güvenliği sağlayan devlet, bir sahiplik duygusu yaratır ki vatandaş-devlet arasında en kuvvetli bağlardan biridir.
PARAMAOUNT OTELDEKİ AKILALMAZ İDDİALAR
Sedat Peker kriziyle ortaya dökülen iddialar insanların en hassas duygusu olan devletiyle ve ülkesiyle sahiplik duygusunu zedelemeye başladı.
Bu duygunun zedelendiğini Paramount Otel’in ilk sahibi Atilla Uras’ın kızı Victoria Yasemin Uras’ın anlattıklarında hissettim.
Otellerine tankla giren ve zorla el koymaya çalışanlardan, babasının yavaş yavaş öldürülmesi iddiasına, karşılıksız çekle otellerine çökülmesinden, ölüm tehditlerine kadar akla zarar konular… Tüm bu anlatılanlarda, vatandaşların zihninde hakkını korumak ve zulme dur demek için devletin nerede olduğu sorgulandı.
Yasemin Uras, ne bir suç örgütü lideri ne de üyesi… Saygın ve varlıklı bir ailenin mensubu. Konuşmasından son derece aklı başında ve dürüst olduğu anlaşılıyor.
Ülkenin çok önemli bir turizm işletmesinin başında yabancı ülkelerden gelen mafya tipli insanlar, dolandırıcılar, karanlık tipler, tuhaf insanlar musallat olmuş. Babaları şüpheli şekilde ölen evlatlar da bunlara karşı mücadele etmeye çalışıyor. Görünen tablo bu.
Haklarını alamamışlar, paralarını alamamışlar, zorla çökmüşler otellerine… Bunlar iddia, gerçeği yargı söylemeli bize. Ama henüz söylemedi.
Çok çaresiz gördüm bu insanları. İşte bu hal, Anadolu’da “memleketin sahibi yok” sözünü gündeme getirir.
ORTAMDAKİ KARGAŞA VE BELİRSİZLİK
Bununla da kalmıyor tabii ortalıktaki tartışmalar.
Suç örgütünden para alan siyasetçi, karanlık ilişkilere giren devlet görevlileri, suç örgütü liderinden promosyon alan parti, suçlular arasında aracı olan gazeteciler…
İddialar korkunç ve nedense yalanlanmıyor, davalar açılmıyor, en yüksek perdeden tepkiler gösterilmiyor.
Bu iddiaların bir tanesi bile muhalefet partilerinin başına gelse, ortalığı kasıp kavuracak bir kısım medya susuyor, görmezden geliyor.
Bunlara ek olarak, şiddete maruz kalan kadınlar, bir türlü yakalanmayan kripto hırsızların dolandırdığı binlerce insan, intihar eden esnaf, fakirlikten sokaklarda kağıt toplayan insanlar…. Devletin şefkatli kollarını göremiyorlar yanlarında.
VATANDAŞINA SAHİP ÇIKACAK OLAN DEVLETTİR
Vatandaşına sahip çıkacak olan devlettir. Onu koruyacak, derdine derman olacak, hakkını teslim edecek, onu güven ve refah içinde yaşatacak…
Otelinin zorla elinden alındığı söyleyen insanların adalet arayışı, şiddete, tacize maruz kalan kadının hak arayışı, fakirin ekmek arayışı, garibanın sığınacak liman arayışı, vergilerinin haksız yere kredi verildiğini düşünen vatandaşın hukuk arayışı, ülkede dirlik ve düzen isteyenlerin huzur arayışı, devletin karşılık vereceği arayışlardır.
İşte bunlar sağlanmadı mı, “sahipsizlik” duygusu artar.
O zaman insanlar kendilerine sahip çıkacak başka bir merci ararlar. Mafya böyle ortaya çıkar, illegal yapılar böyle ortaya çıkar, merdiven altı organizasyonlar böyle oluşur.
O nedenle insanlar bu duygularını kaybetmeden, devleti yönetenlerin kimsenin sahipsiz olmadığını, yargının, hukukun ve güvenliğin sağlandığını herkese hissettirmesi gerekir.