Yanan bir ormanın ardından
Hepimiz yanan ormana odaklandık. Kameralar, objektifler, gözler doğal olarak alevlere çevrili.
Peki hiç bu yanan orman söndürüldükten sonra ne oluyor, orada neler yaşanıyor, nasıl bir manzara kalıyor geriye düşündünüz mü?
Soğutma çalışmaları, kızgın külleri temizleme çalışmaları nasıl oluyor biliyor musunuz?
Bugün bunun için Marmaris’in yanan yerlerini dolaştım.
ÇILDIRTAN SESSİZLİK
Onlarca şehirde, yüzlerce ormanda yürüdüm.
Ama hiç yanan ormanda yürümemiştim.
Hayatım boyunca hiç unutamayacağım bir his yaşadım.
Yürüyüş yaptığımda, kuşların, cırcır böceklerinin, arıların, sineklerin sesleri orkestradan çıkmış müzik gibi muhteşem güzel gelirdi bana.
Şimdi bu yanmış ormanda çıldırtan bir sessizlik, boz, gri, siyah karışımı ölümü hissettiren bir renk, kesif, acımtırak bir koku ve puslu bir hava ile karşılaştım.
Hiçbir canlı kurtulamamış buradan.
Düşünebiliyor musunuz, kelebeğinden sincabına, kirpisinden arısına kadar, tüm canlılar yok olmuş...
Ormandan belki bir canlı kurtulmuştur diye yanan yerlere ekmekler bırakılıyor.Bunun nasıl dayanılmaz bir acı olduğunu, ancak yanmış bir ormanda yürüdüğünüzde anlarsınız.
Issız, sessiz, renksiz ve ışıksız…
Yanan ormanda beni en çok etkileyen, boğazıma bir taş gibi düğümlenen şey ise sessizlik oldu.
Hepsi sustu… Ve bir daha o güzelim seslerini duyamayacağız.
ARI KOVANLARINDAN ARTA KALAN
Marmaris’in Osmaniye ve Turunç bölgeleri dünyaca ünlü çam ballarıyla meşhurdur.
O kovanların konduğu dağlık alanlar yandı. Dünyanın en güzel bitki örtüsü yok oldu.
Allah'tan arılar yaz olduğu için yaylara çıkarılmış. Onlar kurtuldu.
Ancak arı kovanlarını taşımayan bazı arıcıların kovanları geride kalmış. Onlar yandı. İçinde arılarla birlikte.
İşte onlardan arta kalanları gördüm.
Sıcaktan yamulmuş metal parçalar, arıcıların kullandığı teneke malzemeler ve kovanların üstüne konduğu taşlar…
Geride bunlar kalmış...
Sıcaklığın bazı yerlerde 500 dereceye çıktığını söylüyorlar.
Bazı kovanların metal aksamları da erimiş bu yüzden. Sadece taşlar kalmış orada…
Öylesine ürkütücüydü ki o kovanların olduğu mekan…
Bir de o mucizeler yaratan arıların ateşin ortasına kaldığını düşündükçe, daha da derinden acı çekiyor insan…
SOĞUTMA ÇALIŞMALARINI ÖYLE KOLAY SANMAYIN
Yangının ateşli kısmı bitince soğutma çalışmalarına başlanıyor. Haberlerde hep duymuşsunuzdur.
Marmaris’te o soğutma çalışmaları yapılan bir ormana girdim.
Daha içeri gireli bir kaç metre olmuştu ki birden bir koşturmaca başladı.
Yukarıda sönmüş ama hala köz halde dumanı tüten yerleri söndürmeye çalışan bir genç, dumandan nefes alamaz ve göremez hale gelmişti.
Hemen ona müdahale ettiler.
Öyle kolay bir çalışma değil yani.
Dik yamaçlardan küller arasında yukarı tırmanıyorlar. Her bastıkları yerde üstü küllenmiş ama altı kızgın köz olan tehlikeli yerler olabilir.
Yarı yanmış ağaçlar her an devrilebilir.
Çıkan dumanlar yoğun olmamasına rağmen bir süre sonra nefes borusunu ve gözleri etkiliyor. Nefes alamıyorsunuz ve yaşların akmasından dolayı göremiyorsunuz.
Önce hortumlarla duman çıkan, köz olduğu görülen, yüksek sıcaklık yayan her yere su dökülüyor.
Sonra küreklerle küller, kömüre dönmüş atıklar toprağın üzerinden sıyırılıyor ve hiçbir kıvılcım kalmayacak şekilde toprakla örtülüyor.
Düşünün binlerce dönüm yanan arazi, çıkılması çok zor yamaçlar, inilmesi çok tehlikeli yerler adım adım gözden geçiriliyor.
Aksi takdirde o kıvılcım rüzgarla başka yere savrulduğu anda yeniden yangına sebep oluyor.
Binlerce insan ateş hattında yangını söndürürken, binlercesi de cephe gerisinde düşük yoğunluklu başka bir savaş veriyor aslında.
Bu yüzden muazzam bir insan gücü çalışıyor bu felakette.
GÖNLÜ GÜZEL GÖNÜLLÜLER
Cephe gerisinde binlerce gönüllüyü çalışırken gördüm. Kadınlı erkekli, yaşlısı genci, hepsi ülkenin dört bir yanından toplanıp gelmiş.
Bunların bir kısmını AFAD ve koordinasyon merkezleri yönlendiriyor.
Arama kurtarma gibi saha tecrübesi olan sivil toplum örgütleri soğutma çalışmalarında, cephe hattı gerisinde tahliye, lojistik işlerinde görev alıyor.
Bazı gönüllüler su, yiyecek, malzeme taşıyor.
Köylerde evleri yananlara yardım edenler, insanlara destek olanlar var.
Bir grubu gördüm Marmaris Turunç bölgesinde. Tepsilere ekmek, sosis, salam, peynir, su koymuşlar.
Yoldan geçen ve ön cephede savaşan görevlilerin arabalarına hızlı şekilde ikramda buluyorlardı.
Gönlü güzel, kendi güzel, ruhu güzel insanlar.
KARGAŞA YARATANLAR
Gönlü güzel gönüllüler AFAD’ın verdiği görevi harfiyen yaparken bir grup da tam tersi davranıyor.
Bunlar en çok da yangın bölgesinde kargaşaya neden olan, söz dinlemeyen hatta provokasyon yapıp kargaşa çıkartan tipler.
Sanatçı Şahan Gökbakar bunlardan çok şikayet etti yayınlarında.
İçişleri Bakanı Soylu’ya bunu sorduğumda, “Evet maalesef böyle tipler var. Çalışmalarımızı aksatıyor, politik davranıyor, çalışanlarımızın moralini bozuyor” dedi.
Bunların bir kısmı tespit edildiğinde uzaklaştırılıyor bölgeden.
Bir de yangın bölgesindeyim diye selfi çekip hemen kaçanlar var. Onlara da buradakiler gülüp geçiyor.